ŞIRNAK -Tamamının hayvancılıkla uğraştığı bölgedeki çoban ve berivanlar, obüs ve havan bombardımanı nedeniyle her gün ölümle burun buruna geliyor.
Şırnak Valiliği tarafından "yasaklı bölge" ilan edilen Besta bölgesinde hayvancılık yapan yurttaşlar büyük tehlike altında. Özellikle hayvanları besleyen çobanlar ile süt sağmaya giden berivanlar askerler tarafından atılan obüs ve havanlar nedeniyle her gün ölümle burun buruna geliyor. Besta bölgesi genelinde bulunan 20'ye yakın köyün, binlerce keçi ve koyunu bulunmakta. Özellikle Namaz Dağı üzerinde bulunan karakollar, sivil yerleşime yakın bölgeleri, sık sık obüs ve havanlarla bombardıman altında tutuyor. Her gün askerler tarafından katledilmekle yüz yüze kalan çobanlardan Mehmet Güngen, gözyaşları arasında 3 defa devlet tarafından köylerinin boşaltıldığını anlatarak sözlerine başladı. Güngen, 27 yıl önce askerin köylerini bastığını, 150 arı kovanı, keçi ve koyunlarının diri diri yakıldığını anlattı.
'Erzakımız kalmadı'
Büyük acılar yaşadıklarını belirten Güngen, " Besta bölgesindeki köylere giriş ve çıkışımıza izin verilmiyor. Erzakımız kalmadı. Hastayım hastaneye gidemiyorum. Sürekli köylerimizin yakın bölgeler bombalanıyor. Ben de gece gündüz bu dağlarda koyun ve keçileri otlatıyorum ve çoğu zaman ölümle burun buruna geliyorum. Küçük çocuklarımız var şehirde, geçimimizi sağlayamıyoruz. Ancak köylerde yaşamımızı idame ettiriyoruz. Devlet de ekmeğimize göz dikmiş. Ama devlet bizi diri diri yaksa da köyümüzü toprağımızı terk etmeyeceğiz" diye konuştu.
'Erdoğan halkları birbirine düşürüyor'
Keçilerini sağmak için köyün dağ yamaçlarına giden 65 yaşındaki Hanife Ötad da, devletin topraklarını kendilerine yasaklamasına tepki gösterdi. Ötad, halklar arasında bir sorun olmadığını ve Erdoğan'ın bilinçli olarak halkı bir birine düşürdüğünü kaydetti. Ötad, "7 keçimi sağmak için canımı dişime takarak dağlara çıkıyorum. Asker de gerilla da bizim çocuklarımız. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Artık bu savaş dursun köyleri boşaltarak dağları bombalayarak Erdoğan kazanamaz. Tüm baskılara rağmen köyümüzde kalmaya devam edeceğiz. Erdoğan, bu dünyada kurduğu mahkemenin karşısına çıkmayabilir ama asıl mahkeme öbür dünyada var. O zaman Allah'a nasıl hesap verecek" dedi.
'Tüm baskılara rağmen köyüz de kalacağız'
Miryem Güngen ise, bölgenin yasaklanmasıyla birlikte köylere giriş ve çıkışlara izin verilmediğine dikkat çekerek, "Ben 3 defa hayvanlarıma bakmak için Şırnak merkezden köye gelmek istedim, engellediler. Ben de farklı bir yol bularak gelebildim. Şırnak Valisi köyümüzü yasakladı. Bizler burada her gün ölümle yüz yüze kalıyoruz. Hayvanlarımızı sağmak için gittiğimizde bize yakın noktalara obüs ve havanlar atılıyor. Şunu biliyoruz ki devlet güçleri bilerek bizi korkutmaya çalışıyor ki bizler köyleri boşaltalım. Köyümüzün ortasına da bomba atsalar, biz topraklarımızı bırakmayacağız. Bizi Roboskîliler gibi katletseler de biz köyümüz bırakmayacağız" diye konuştu.
Her gün ölümle yüz yüze kalıyorlar
Şırnak Valiliği tarafından "Askeri Güvenlik Bölgesi" ilan edilen Besta bölgesindeki köy ve yaylalarda yaşayan yurttaşlar, giriş-çıkışlar yasak olduğu için erzak sıkıntısı yaşıyor, hastalarını hastaneye götüremiyor.