Sosyal konut projesine yapılan başvuru sayısı dün itibariyle 3,5 milyona ulaştı. Devlet bankalarının önündeki bitmeyen kuyruklara bakıyorum, ‘Acaba bedava mı veriyorlar, bizim niye haberimiz’ yok diye düşünmeye başlıyorum.
Acaba!
Yok, canım o kadar da değil.
Para yatırmadan olur mu?
Bu işi bilenlerin yaptığı hesaplara bakılırsa girilecek bir iş değil, ama bu kadar ilgi-alaka da insanı ister istemez şüpheye düşürüyor.
Biz mi yanlış düşünüyoruz, kuyruktakiler mi akıllı?
‘Para ile imanın kimde olduğu bilenmez’ diyorlar ya, bankalardaki kuyruklara bakarak, ‘Paranın da imanın da halkımız da olduğuna’ kanaat getirdim!
Kendimi sorgulamaya başladım;
Gizlisi saklısı da kalmadı, para da yok, iman da yok!
O kadar da değil.
İnsanlığa, hak, hukuk, adalete olan iman gücümüz devam ediyor elbette.
Para ile ilgili olanla ilgilenmiyoruz.
*
İktidar, sosyal konut ile ilgili başvuruları kendilerine destek olarak algılayıp konuyu siyaset sahnesine sürecek gibi. Halkımızın kendilerine olan inancının tazeliğini koruduğunu, son bir kez destek alarak, 2023 için hazırlıklara başlayacaklarının algısı için hazırlıklar yaptıklarını sanıyorum.
*
Milletin ensesinde ‘boza’ pişirme seansları başlamıştır.
Milletin masasının milletin sesine kulak verip bir an önce ortak aday ile ilgili samimiyetini ortaya koyması gerekiyor.
Eğitim şart, ama değişimde şart.
Kanmayan, kandırılmayan bir nesil için gerçekten hem eğitim hem de değişim şart.
*
İran’da da iktidarın değişmesi isteniyor.
22 yaşındaki genç kızın Devlet güçleri tarafından hunharca öldürülmesinin yarattığı atmosfer, bu kez molla rejimini sallayacak gibi görünüyor. Fitilin ateşlendiğini görüyoruz. 1979 yılında şah rejiminin sonunu getiren, bütün halkların ortak mücadelesine tanıklık etmiştik, sanki molla rejiminin bitişine de tanıklık edeceğiz gibi görünüyor. Özellikle genç kızın devlet eliyle katledilmesi, zaten gergin olan sinirlerin kıvılcımını bu kez ciddi bir şekilde sokağa taşıdı.
1979’da Farslar, Azeriler, Beluciler, Kürtler, Azeriler, komünistler, sosyalistler, İslamcıların ortak mücadelesi sonucu yıkılan rejimin yerine demokrasi inşa edileceği yönündeki ortak karara rağmen, Humeyni ve yandaşlarının ümmetçi anlayışı buna izin vermedi. O günden bugüne binlerce insan katledildi.
Zulümle abad olunmuyor.
Eh artık eğitim kadar değişim de şart.
Değişim olmadan eğitim de düzelmiyor.