İmralı cezaevinde yaşanan yangına ilişkin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) tarafından ortak açıklama yapıldı. Açıklamaya HDP milletvekilleri Feleknas Ucai Musa Farisioğulları ve DBP yöneticileri katıldı.
Basın toplantısında konuşan DTK Eş Başkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven, İmralı Adası’nda çıkan yangın haberini basından duyduklarını belirterek, yansıyan haberlerde Bura Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekiplerinin Mudanya ilçesinden deniz yoluyla İmralı'ya ulaştırılmaya çalışılsa da, fırtınanın gemi seferini güçleştirdiği yönünde bilgiler yansıdığını belirtti.
Güven, “Lodosun etkisiyle büyüyen yangına müdahale edildiği ileri sürülmesine rağmen çam ağaçları ve zeytin ağaçlarının bulunduğu adadaki yangın şiddetli lodosun etkisiyle devam edebilir” dedi.
Hangi nedenlerle çıktığı henüz belli olmayan bu yangın hakkında Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümet yetkililerinin bir an önce açıklama yapması gerektiğini söyleyen Güven, “Hemen akabinde Sayın Öcalan’ın ve diğer tutsakların avukatları ve aileleri ile görüştürülmeleri sağlanmalı ve onların bir an önce daha güvenli bir yere nakledilmesi gerekmektedir. İkna edici ve doyurucu açıklama ancak bu görüşmeden sonra olabilecektir. Bu görüşme sağlanmadığı sürece hükümetin yaptığı açıklamalar yeterli olmayıp eksik kalacaktır” diye konuştu.
Güven, Öcalan ve diğer isimlere yönelik uzun süreden beridir devam eden mutlak tecridin bu şekilde sürdürülmesinin artık mümkün olmadığını da vurguladı. Güven, “21 yıldır İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecridin geldiği aşama artık kabul edilemez. 2016 yılındaki FETÖ darbe girişimi başta olmak üzere sonrasında gelişen negatif durumlar artık Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Bu nedenle Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek olan mutlak tecridin yarattığı gerilim yetmezmiş gibi çıkan yangınlar ve olağanüstü durumlar toplumumuzu germeye devam etmektedir. İhtiyacımız olan şey gerginlik ve kaos değil demokratik toplum değerlerinin karşılık bulduğu bir yaşam umududur.
Bu bağlamda ulusal ve uluslararası demokratik toplumu, demokratik kitle örgütlerini, basın ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.”