Katılımın düşük olduğu bu yılki bir mayıs coşku açısından da geçen yılın gerisinde kaldı. Cezaevinden gelen bir mesajın okunmak istenmesinden dolayı gergin başlayan 1 Mayıs olaysız bitti.
Diyarbakır İstasyon meydanında halka seslenen HDP Eşgenel Başkanı Sezai Temelli, Kayyımlar üzerinden hükümeti eleştirdi. Temelli şöyle konuştu: “Bir gün demokratik siyasete tahammülsüzlüğün en önemli örneği bir kayyım coğrafyası yarattılar. Halkın iradesini gasp edenlerin gönderdiği kayyımların ilk işi yolsuzluk oldu. Atadıkları tüm kayyımlar çantalarını toplamış, aday olmaya gidecekler. 24 Haziran'da AKP'ye buradan oy çıkacak mı? Kürt illerinden oy çıkacak mı? Aman çıkmasın, bakın burada Kürt, Ankara'ya gidince Kurt oluyorlar. Bizim bunlara verecek oyumuz yok.”
Diyarbakır'da DİSK, KESK, TMMOB ve Diyarbakır Tabip Odası tarafından organize edilen 1 Mayıs mitingi İstasyon Meydanı'nda yapıldı.
Polis miting alanı ve etrafında geniş önlemler aldı. Miting alanına belirlenen saatten önce girişlere izin verilmedi. Alana girişler saat 12.00 itibari ile başladı. Alanda "İnsanca Yaşam ve İş Güvencemiz İçin OHAL'e hayır", "Emeğimiz, Bedenimiz Kimliğimiz Bizimdir", "Biji Yek Gulan", "Güvenlik soruşturması adı altında emekçi kıyımına son" sloganlarının yer aldığı pankartlar asıldı.
Bu yıl 1 Mayıs'ta gazetecilerde alanda yerini aldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır'da sahada çalışan gazetecilerin katılımı ile 1 Mayıs alanındaki yerini aldı.
BES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya'nın tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi'nden gönderdiği mesaj krize neden oldu. Miting başlamadan program içeriğine müdahale eden polis, Tertip Komitesinden Çetinkaya'nın cezaevinden gönderdiği mesajın okunmamasını istedi. Mesajın okunması durumunda soruşturma başlatılacağını Tertip Komitesi'ne bildirdi.
Kayyımlar geldi tümü hırsız çıktı
Diyarbakır'daki 1 Mayıs kutlamalarına HDP EŞ Genel Başkanı Sezai Temelli de katıldı. Temelli burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Biz bunları Ağrı’dan, Dersim’den, Zilan’dan, Afrin’den, Sur’dan tanıyoruz bunların hesabını soracağız. 1 Mayıs alnını 24 Haziran'a taşıyacağız. Halkların arasına düşmanlık tohumları ekerek varlıklarını devam ettirmek istiyorlar. Tüm savaş politikalarına, bu yolsuzluk ekonomisine, bir tek sarayın ışıkları yansın anlayışına hayır demek için alanlarda olmaya devam edeceğiz.Kentsel dönüşüm politikalarıyla bizleri yerimizden yurdumuzdan ettiler, bugün Sur’u yıkarak bir kent belleğini yok etmeye çalışarak TOKİ zihniyetini hakim kılmaya çalışıyorlar, bu beton anlayışa karşı suru yeniden biz inşa edeceğiz. Bütün ekilebilir alanları yok ederek bu ülkenin bereketli topraklarına ayrı bir yıkım getirmekteler. Çıkardıkları bütün yasalarla kendi sermayesine olanak sağlamak için doğa talanına olanak vermekteler. İşsizliği arttıran bu zihniyet bir grup sermayedara olanak sağlamaktadır. Kentlerimizde anıtlarımızı, heykellerimizi yıkıyorlar sanıyorlar ki unutacağız bizde fil hafızası var fil. Demokratik siyaset alanını tıkayarak, demokratik siyasete tahammülü olmadığını gösterdi. Darbe mekaniği ortadan kaldırmadan darbeyle mücadele edilmez. Tutuklu vekiller özgür olmadan bize durmak haram olsun. Kayyım coğrafyası yarattılar, kayyımlar geldi tümü hırsız çıktı. Onlar burada Kürt Ankara'ya gidince kurt oluyorlar. Bu ülkeyi bugün ancak kayyımlar ve OHAl'le yönetiyorlar. Bir kez daha uzattılar. OHAL rejimiyle KHK ile ayakta durmaya çalışıyorlar, meclisi baypas etmişler, yüzbinlerce insanı işinden etmenin kolay yolunu bulmuşlar, bu rejime dur deme zamanı. Bugün dur demezsek bunun sonu sıkıyönetim" diye konuştu.
‘Kürt illerinden oy çıkacak mı? Aman çıkmasın!’
Temelli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir büyük yıkım da demokratik siyaset alanında. Savaş politikaları ile yıkmaya çalışanlar Türkiye'nin önünü tıkamaktadır. Dokunulmazlıkları kaldırarak darbe mekaniğini harekete geçirmişlerdir. İdris Baluken, Çağlar Demirel, Reza Zuğurli ve 3 yaşındaki bebeği neden cezaevinde? Bir suçları olduğu için değil. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş özgür olmadan bize durmak haram olsun. Birgün demokratik siyasete tahammülsüzlüğün en önemli örneği bir kayyım coğrafyası yarattılar. Halkın iradesini gasp edenlerin gönderdiği kayyımların ilk işi yolsuzluk oldu. Atadıkları tüm kayyımlar çantalarını toplamış, aday olmaya gidecekler. 24 Haziran'da AKP'ye buradan oy çıkacak mı? Kürt illerinden oy çıkacak mı? Aman çıkmasın, bakın burada Kürt, Ankara'ya gidince kurt oluyorlar. Bizim bunlara verecek oyumuz yok.”
‘Bu iktidardan kurtulmamız lazım’
HDP Eş genel başkanı Sezai Temelli, Bu ülkeye demokrasi gelmesi için bu güç mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız diyen Temelli," bu darbe mekaniğini biz kuracağız. Bu savaş politikaları devam ettiği müddetçe Türkiye'de huzur olmaz. Türkiye'ye demokrasi ve barışın gelmesi için bu politikalardan kurtulmalıyız. En baştada emekçilerle bu politikadan kurtulmak için güçlerini birleştirmelidir. İktidara geldikleri günden beri neoliberal politikaların şampiyonu oldular. Toplumun tüm kaynaklarını üç kuruşa sattılar, satmaya devam ediyorlar. En son şeker fabrikalarını sattılar. Bu özelleştirme zihniyeti halkın kaynaklarını çarçur ediyor. Buna dur demek için bu iktidardan kurtulmamız lazım” şeklinde konuştu.
‘Güvenlik soruşturmaları ile giderek büyüyen işsizler ordusu oluştu’
Mitingin açılış konuşmasını yapan Disk bölge temsilcisi Mehmet Şirin Gürbüz tertip komitesi adına konuştu. Gürbüz, konuşmasında OHAl'le demokrasinin askıya alındığını vurgulayarak" Muhalif kesimler susturulmaya çalışılmış, barış sözcüğünün yasaklandığı bir dönemden geçiyoruz,ama biliyoruz ki ülkemizin barış ve demokrasi ye ihtiyacı vardır.Ayları bulan soruşturmalar ile kişilerin çalışma hakkı elinden alınmıştır. Güvenlik soruşturmaları ile giderek büyüyen işsizler ordusu oluştu. OHAL'le beraber sendikal hak ve örgütlenme hakkımızın gasp edilmesine izin vermiyoruz. Çalışırken ölmek,sakat kalmak istemiyoruz" dedi.
‘Cevabımızı en güçlü şekilde 24 Haziran'da vereceğiz’
Gürbüz konuşmasının devamında ise şunları söyledi: "Bize dayatılan bu vahşi sermaye düzenine karşı işimizi, ekmeğimizi, doğamızı, ormanımızı, mahallemizi ve tarlamızı savunuyoruz. Bu hukuksuz antidemokratik uygulamalara karşı cevabımızı en güçlü şekilde 24 Haziran'da vereceğiz."
2 bin beş yüz işçi işinden oldu
Genel iş sendikası 2 Bolu şube sekreteri Hasan Hayri Eroğlu ise yaptığı konuşmada 24 Haziran’a bir hazırlık olarak 1 Mayıs'ı gördüklerini kaydetti. Kayyımlarla beraber son 1,5 yılda 2 bin beş yüz işçi arkadaşımız işinden edildi. Taşeron kararının hükümetin tekrar gözden geçirmesini söyleyen Eroğlu, bu uygulamayı kabul etmediklerini dile getirdi. Eroğlu," Taşeron için herkese kadro dediler ve bu uygulamayı yaparken 7 yüz arkadaşımız işten çıkarıldı. Herkes kadro beklerken işinden oldu" dedi.
‘Tepkimizi dile getirmekten çekinmeyeceğiz’
TMMOB il koordinasyonu adına söz alan Mehmet Orak, “Türkiye işçi ölümlerinde Dünyada 3. Avrupa'da 1. sıradadır. AKP Genel başkanı OHAL' i işçi ve emekçilerin grevlerini engellemek için kullandı” dedi. Orak, "Kayyımlar yerel yönetime geldikten sonra meslek odalarının protokolleri iptal edildi kendine yandaş kesimlerle hareket ettiler. Teknik ve bilimden uzak her türlü etkinliğe tepkimizi dile getirmekten çekinmeyeceğiz" diye konuştu.
‘Biz size mecbur değiliz, işsizliğe yoksulluğa mecbur değiliz’
KESK MYK üyesi Gülistan Atasoy ise, son 2 yıldır 1 Mayıs'ı OHAL koşullarında karşıladıklarını anlatarak, " zorbalığına zorbalık kattılar. Kış lastiğinden kozmetiği herşeyi KHK ile düzenlediler. Binlerce emekçiyi işinden ettiler. OHAL yetmedi savaş dediler, oda yetmedi erken seçim dediler. Emekçiler, bu ülkenin halkları, kadınları bu zorba düzene teslim olmayacak. 1 Mayıstan başlayarak 24 Hazirana kadar yoksullaştırdığınız kesimler adına Özgürlükleri, demokrasi yok sayan düzeninizi kapı kapı gezip anlatacağız. Yarattığınız örgütlü kötülüğe karşı her sabahın bir sahibi olduğunu buradan bir kez daha söyleyeceğiz. Biz size mecbur değiliz, işsizliğe yoksulluğa mecbur değiliz"diye konuştu.
‘Barış savunucularını yargının hedefi haline getiriyorlar’
TTB merkez kurulu üyesi Şeyhmus Gökalp,” Barış, demokrasive Özgürlüklerin hakim olduğu bir ortamda. Çocuklarımız a dair gelecek kaygısı taşımak istemiyoruz. Toplumsal eşitsizlik bataklığında yaşamak istemiyoruz,yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapan politikalar istemiyoruz. Uygulanan politikalar ile sağlık olmak üzere bize keşmekeşli bir yaşam dayatıyor hastaneler işletmeye hastalar müşteriye dönüştürüldü. Şehir hastaneleri aracılığıyla kamu kaynaklarını özel sermayeye peşkeş çekiyor. Bu iktidarı biz tanıyoruz Diyarbakır'da sokağa çıkma yaşlıları döneminde sağlık ocaklarının karakola çevirdiler. Kadın doğum ve çocuk hastanesini kapattılar. Barış savunucularını yargının hedefi haline getiriyorlar. Barış savunucularına selam yolluyoruz" şeklinde konuştu.
TGS Diyarbakır 1 Mayıs’ında
Diyarbakır 1 Mayıs’ındagazeteciler ise ilk kez 1 Mayıs’ta, TGS’nin öncülüğünde, ”Susma haykır, sansüre hayır” sloganıyla yürüdü.
Türkiye Gazeteciler Sendikası öncülüğünde gazeteciler ilk kez 1 Mayıs’ta kortej oluşturarak yürüdü. Ayhan durağından istasyon meydanındaki alana kadar gazeteciler, ”susma haykır, sansüre hayır”, ”Özgür basın susturulamaz” ve ”Çapameniye azad, be deng namine” sloganı atarak yürüdüler.
Yağmur altında süren mitinge katılım geçen yıla oranla düşük kalırken, miting alanında da bir rehavet söz konusuydu. HDP Eşgenel Başkanı Sezai Temelli’nin konuşması sırasında kitlenin bir nebze olsun toparlandığı gözlendi. Gergin başlayan miting olaysız dağıldı.