TİGRİS HABER - Yaklaşık 5 yıldır Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokrasi Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş gündeme ilişkin konular hakkında Medyascope muhabiri Ferit Aslan’ın sorularını yanıtladı.
Demirtaş’tan aşı çağrısı
Sağlığının iyi olduğunu kaydeden Demirtaş, “Kronik rahatsızlıkların cezaevi koşullarında kontrol altına alınması maalesef mümkün değil. Tüm olumsuzluklara rağmen sağlığıma dikkat etmeye çalışıyorum. Hücre arkadaşım Abdullah Zeydan ile birlikte moralimiz her zamanki gibi gayet iyi. İki doz aşımızı olduk. Bu vesileyle, henüz aşı olmayan tüm halkımıza aşı olma çağrısı yapıyorum: Biz burada aşımızı olduk, siz de aşınızı olun. Sanırım Edirne Cezaevi’nde, aşı olmak isteyen herkes aşılandı. Şu ana kadar cezaevinde herhangi bir pozitif vaka duymadık. Olmuşsa da duyurulmadı herhalde” şeklinde konuştu.
Yeni süreci engelleyen mi var?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde ‘HDP’nin gizli ajandası çözüm sürecini bozdu’ açıklamasını değerlendiren Demirtaş, “Çözüm sürecini HDP’nin bitirmesi resmen ve fiilen imkansızdır. Çünkü çözüm sürecinin tarafları AKP ile PKK’dir. HDP sadece yardımcı olmuştur, kolaylaştırıcı olmuştur. Süreci başlatan HDP değil ki bitirme gücü ve yetkisi HDP’de olsun. “Dolmabahçe’deki açıklamayı doğru bulmuyorum” veya “Çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık” diyen HDP midir? Elbette hayır. Bütün bunlar Erdoğan’ın sözleridir. “HDP çözüm sürecini bozdu” diyenler açıkça yalan söylüyor veya gerçeği çarpıtıyorlar. AKP çözüm sürecini bu kadar önemsiyor ve sahipleniyorsa yetki halen onlarda, güç onlarda. Buyursunlar, yeni bir süreç başlatsınlar. Bir engelleyen mi var?
Konuşarak çözme fırsatı bulalım
Silahların susmasını, çatışmanın ve ölümlerin durmasını sağlayacak ciddi ve samimi her girişimi desteklemek, barış için katkı sunmak bizler açısından ahlaki ve ilkesel bir tutumdur. Yeter ki çatışma zemini ortadan kalksın, sorunlarımızı demokratik zeminde konuşarak çözme fırsatı bulalım. Bir yandan çözüm sürecine sahip çıkmak diğer yandan parti kapatma davası, tutuklamalar, baskılar ve İmralı’daki tecridi sürdürmek AKP açısından çelişkidir. Ama ne yazık ki her şey seçime endeksli yürütülüyor. Barış konusunda bile küçük siyasi hesaplar, ince oy hesapları yapılıyor. AKP’nin çözüm sürecini bitirmesinin nedeni de HDP falan değildi, anketlerde oy kaybetmeleriydi. Ancak, Kürtler de Türkler de hiç merak etmesinler. HDP, bu topraklara kalıcı barışı, eşitliği, kardeşliği getirme gücüne ve iradesine sahiptir. Yeter ki toplum olarak el ele verelim ve düşmanlaştırma, kutuplaştırma siyasetine teslim olmayalım” ifadelerini kullandı.
Her zaman diyalog kapısını açtık
HDP’nin Türkiye partisi olduğunu ifade eden Demirtaş, “Şu unutulmasın ki HDP ve demokratik siyaset, şiddetin panzehiridir ve çözümün önemli bir aktörüdür. Türkiye toplumu HDP’yi şeytanlaştıran söylem ve politikalara prim vermemeli, inanmamalıdır. HDP bir Türkiye partisidir. Türkiye de hepimizindir. Cumhuriyete sahip çıkmak, onun eksiklerini ve yanlışlarını gidererek, hatalarıyla yüzleşerek yeni yüzyıla taşımak ve cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmak hepimizin ortak çıkış yoludur. Türkiye Cumhuriyeti devletini, Kürt’ün de Türk’ün de 85 milyonun da ortak devleti yapmak zorundayız. Umarım önümüzdeki seçim demokrasiye kapıyı aralar ve hep birlikte barış içinde, huzur içinde yaşamayı başarırız. Bizim derdimiz üzüm yemektir. Türkiye toplumuna kazandırmaktır, yani hep birlikte kazanmaktır. Kavga ederek, hakaret ederek, tutuklayarak, dışlayarak hiçbir sorun çözülmez. Tek yol diyalogdur. Bizler de ilkelerimiz doğrultusunda, herkesle diyalog kapısını her zaman açık tutmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Seçimin kaderini Kürtler belirleyecek
“Seçimin kaderini HDP ve ağırlıklı olarak da Kürt seçmen belirleyecek” diyen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu bir gerçeklik ve çok şükür ki HDP ve Kürtler demokrasiden yanadır. İşte bu durum Türkiye için, cumhuriyetin demokratikleşmesi için bir şanstır. Kürtler, HDP dahil hiçbir partinin -tabiri caizse- tapulu malı değildir. Kürtler’i kazanmak isteyen her parti kendi siyasi programını sunar, ikna ederse de kazanır. Fakat unutulmasın ki Kürtler çok politiktir. Dahası, Türkiye seçmeninin çoğu çok bilinçli. HDP’nin Erdoğan ile masaya oturup oturmayacağının cevabını eş genel başkanlarımız verdiler zaten. Bir yandan, biz binlerce HDP’li hapisteyiz ve hapishanede oturacak bir masa yoktur. Demokratik siyasette olan kişiler açısından masa hapishanede olamaz. Masa, ancak özgür koşullarda olabilir. Hapishaneler bizim açımızdan ancak direnme alanları olabilir, pazarlık malzemesi olamaz.”
Emekliler açlık sınırının altında yaşıyor
Ülkede yaşanan felaketler hakkında da konuşan Demirtaşa, “Maalesef felaketler peş peşe geldi ve zaten perişan durumda olan halkı adeta yıktı geçti. Olanlardan dolayı tüm toplum gibi biz de çok üzgünüz. Bir de ekonomik bir afet var ülkede. Bunu Karadenizli de, Doğulu da, Batılı da herkes yaşıyor. Enflasyon aldı başını gidiyor. Ev fiyatları, araba fiyatları, marketlerdeki fiyatlar uçtu. Kiralık ev fiyatlarının hali ortada. Buna karşılık emekliye ve çalışanlara resmî enflasyonun bile altında maaş artışı veriliyor. Halk her geçen gün fakirleşiyor. Emekliler, açlık sınırı altında maaş alıyor. Öğretmenler, memurlar, işçiler yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. İktidar ise insanlara çay atmaktan başka bir şey yapmıyor. Oysa çay karın doyurmuyor. Bu tabloda, halkta üzüntü dışında bir de umutsuzluk var. Çünkü doğal ve ekonomik afetlerle kızılca kıyamet koparken iktidar kendi koltuğu dışında hiçbir şeyi dert etmiyor. Bu da halkı iyiden iyiye öfke ve umutsuzluğa sürüklüyor. Muhalefet ise yeterince umut yaratıp somut bir iktidar alternatifine dönüşemedi henüz. Çaba sarf ediliyor ama siyasette yeni bir kırılma yaratamıyorlar.
Gol atmaları gerekiyor
Muhalefetin tutumu hakkında da görüşlerini dile getiren Demirtaş, “Çalışıyorlar, koşturuyorlar, ter döküyorlar, çabalıyorlar ama ortaya takım oyunu koyamıyorlar ve en önemlisi, gol atamıyorlar. Önce takım olmaları, sonra da bir golcü bulup onu yavaş yavaş öne çıkarmaları, ona bol bol pas vermeleri ve elbette gol atmaları gerekiyor. Bir de muhalefetin kendi arasında, Marcao’nun takım arkadaşı Kerem’e yaptığı türden fauller yapmaması gerekir. Benim taktik önerilerim bunlar :) Umarım dikkate alırlar çünkü maçın bitmesine az kaldı. Hücre arkadaşım Abdullah Zeydan ile birlikte, Edirne Cezaevi’nden herkese en sıcak selamlarımızı gönderiyor, özgür günlerde buluşmayı diliyoruz” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)