Sokağa çıkma yasağıyla birlikte 79 gün süren operasyonların sonunda Cizre bu hale geldi.
HDP'nin, "Mezopotamya'nın sevgili şehri Cizre" başlığıyla yayınlanan albüme ek olarak verilen CD'deki videoda tankılıklarla Cizre'de yaşanan acılar gözler önüne seriliyor.
"Cizre Ablukası ve yananlar, bitirilen 'Çözüm Süreci’nin toplumsal ve ekonomik yansımalarından biri olmuş, barışın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu, çatışmalı ortamın toplumun tüm kesimlerine nasıl onulmaz zararlar verdiğini açıkça gözler önüne sermiştir" sözleriyle başlayan rapor Cizre'de 14 Aralık 2015 - 2 Mart 2016 arası 79 gün süren ve Cizre’ye tüm girişlerin kapatıldığı dönemi kapsıyor.
14 Aralık 2015'te ilan edilen son yasak resmi açıklamalara göre, 11 Şubat 2016'da bitirildi. Temmuz 2015'ten itibaren Cizre şehrinde 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
İsimleri belli olmayan numaralandırılmış mezarlar... Cizre'de toplamda 154 gün devam eden sokağa çıkma yasaklarındaki operasyonlarda kimliği belirlenen 211 kişi ve kimliği henüz belirlenemeyen 72 kişi yaşamını yitirdi
HDP albümü, Cizre'de yaşamını yitirenlere, zulme uğrayanlara ve tüm Cizre halkına ithaf edildiğini açıkladı.
"Sorunların karş‑ılıklı diyalog ve müzakere temelinde çözülmedigi durumlarda, toplumsal adaletten söz etmek mümkün olmayacaktır. Kurulacak Cizre Araş‑tırma Komisyonu'nun, gerek hakikatlerin ortaya çıkarılmasında gerekse de onarıcı adalet mekanizmalarının i‑lerlemesinde büyük bir rol oynayacağı" vurgulanan 'Cizre raporu'nun sonuç bölümünde şu istekler dile getiriliyor:
"Abluka kalktıktan sonra bile Cizre’ye gelen heyetler devlet yetkililerinin gözünde “potansiyel terörist” muamelesi görmüş‑tür. Devlet yetkililerinin Cizre’de insani çalı‑şma yürüten ekiplere her türlü kolaylığı sağlaması gerekirken, bu insanlara “dü‑şman” muamelesi yapılması kabul edilemez."
"Cumhurbaş‑kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buna yönelik beyanları bölgede görev yapan devlet güçlerini ve yetkililerini, kurumların çalı‑malarını engelleme yönünde cesaretlendirmektedir. AKP Hükümeti’nin bir an önce bu tutumundan vazgeçip, Cizre’deki yıkımı sarmaya çalı‑an heyet ve ekiplerin, belediye görevlilerinin ve gönüllülerin Cizre halkıyla dayanış‑ma faaliyetlerini yürütmelerini kolaylaş‑tırıcı bir yaklaş‑ım sergilemelidir."
"Cizre’de “operasyonların bittiği” yönlü açıklamalardan sonra ortaya çıkan tablo, i‑şlenmi‑ş suçlarda pervasızca hareket edildiği, yargılanma gibi bir kaygının
olmadığı izlenimini doğurmaktadır."
"Abluka altına alınan kentlerde ortaya çıkan tahribatın onarılması, bağımsız komisyonların oluş‑turulabilmesi ile mümkündür."
"Kamula‑ştırma adına altında, AKP iktidarının yapmak istedği, yaptığı katliamların üzerini örtmek ve halkın direniş‑ ve kültürel hafızasını yok etmektir."
"TOKİ’ler yoluyla insanları bahçeli geniş‑ evlerden alıp, kutucuk gibi evlere sıkı‑ştırmak, yüzlerce yıldır süregelen Cizre’nin sosyolojik ve tarihsel yapısını tahrip edecektir."
"Kamulaş‑tırma kararlarıyla uygulanmaya konmak istenen mal gaspına tüm demokrasi güçleri karş‑ı çıkmalıdır."
"Vahşet Bodrumları’nın birer hafıza mekanına dönü‑ştürülmesi Cizre halkının bir talebidir."
"Ablukalarda kadınlara karş‑ı iş‑lenen savaş‑ suçlarıyla birlikte, kadın hakikatlerinin ortaya çıkarılması için bir çalış‑ma yapılmalıdır."