BDP’den HDP’ye evirilen süreç arzulanan düzeyde beklentilere cevap verebilecek mi?
Yeni yönetim, eş genel başkanlar bu beklentilere cevap olacak ivmeyi nerede, nasıl yaratır, beklentilere hangi düzeyde cevap olur?
Dünkü HDP kongresinde sadece bizim aklımıza gelen bir soru değil bu. HDP ve BDP bileşenleri içinde geçerli. Gördüğümüz ve anladığımız kadarıyla yeni ve zorlu bir süreç başlıyor. Kürt Halk Hareketi ile Türkiye Sosyalist hareketinin fitilini ateşlediği ‘birlikte yaşam’ projesinin ilk adımı dünkü kongrede atılırken, salondaki atmosfer, başlangıç için ‘yeterli olmadı’ diyebiliriz. BDP ve ondan önceki partilerin gerçekleştirdiği kongrelerdeki heyecan ve atmosfer yoktu. Olmamasının nedeni de çok açık; BDP geleneğinin ağırlığının salonda yüzde yüz hissedilmemesiydi.
Görünen, yansıyan tablo; Kürtlerin büyük bölümü henüz kendini yeni yapılanmaya karşı tam anlamıyla açmış değil. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ortam, gelinen nokta açısından HDP projesi aslında bir ihtiyaç. Sistemden yara alan, ötekileştirilen bütün kesimleri kucaklayacak sosyal demokrat bir partiye duyulan ihtiyaç Türkiye’nin bir gerçeği.
HDP’nin, Kürtlerin, Türklerin, Türkiye halklarının sorunlarını kucaklayarak çözüme doğru sürükleyecek bir yapılanmayı kısa sürede derleyip-toplayıp kamuoyunun önüne koyması ‘acil koduyla’ kendisini dayatmış durumda. Kongrede yapılan konuşmalardan ve halka yönelik yapılan sunuştan böyle bir çalışmanın yapılacağı izlenimini edindik. Ancak, yeni seçilen parti yönetiminin ve özellikle de eş genel başkanların işinin bundan sonraki süreçte zor olduğunu söylememiz gerekiyor.
Bu buluşmayı stabil hale getirmek için, 81 ilde oluşturulacak yönetimlerin ‘birlikte yaşam’ algısını çok iyi işlemeleri ve kabul görmesini sağlamaları gerekiyor. Kongrede Selahattin Demirtaş’ın bu yeni yapılanma için bir mihenk taşı olduğunu kongredeki atmosferden bir kez daha anladık. Çoklu aktörlerin katkılarıyla genel bir proje olmasına rağmen, bu tür projelerin başında genel kabul gören/görecek olan birinin olması verilmiş katkıların daha anlamlı ve kalıcı olmasını sağlar diye düşünüyorum.
Elbette ki Cumhurbaşkanlığı seçimi HDP için ciddi bir sınav olacaktır. Selahattin Demirtaş’ın adaylığı ile oy oranının yükselmesi halinde, HDP, 2015 genel seçimlerinde daha süratli yol alma imkânına sahip olabilir. Yani, an itibariyle kafalardaki bütün soru işaretlerini ortadan kaldıracak bir başarı güzergâhının yakalanması mümkün. Bunun yakalanması için de; henüz hissedilmeyen BDP tabanının ve gücünün HDP çatısına dokunması gerekiyor galiba.