HDP seçimlerin iptali için YSK'ye başvurdu

HDP, 1 Kasım'da gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin iptal edilmesi talebiyle Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvuruda bulundu.

ANKARA  -  Başvuruda başta Anayasa'ya göre tarafsız olması, siyasi partilere eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanı'nın taraflı tutumu ve yine HDP'ye yönelik gerçekleştirilen saldırılar gerekçe olarak gösterildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 1 Kasım günü gerçekleştirilen seçimlerin meşru olmadığını belirterek, iptal edilmesi yönünde Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvuruda bulundu. Dün 19 sayfadan oluşan dilekçe ile yapılan başvuruda, itiraz hakkı yaratan Anayasa maddelerine atıfta bulunularak, seçimin tarafı olmayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın seçim hükümeti eliyle HDP aleyhine bir kampanya yürüttüğü kaydedildi.

Yine başvuruda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu amaçla kamu kaynakları sınırsızca kullanması, basın yayın organlarının zapturapt altına alınması, seçmenlerin korkutulup yıldırılarak seçimlere gitmesinin engellenmesinden dolayı seçimlerin "dürüstlük" ilkesine aykırı gerçekleştirildiği kaydedildi.

Ayrıca vali, kaymakam, jandarma komutanları ile emniyet müdürleri il ve ilçe seçim kurullarını yanlış bilgilerle yönlendirmeye ve etki altına almaya çalıştığı, sandıkların birleştirilmesi için bir dizi girişimde bulunulduğu hatırlatılarak, bu gerekçelerle 1 Kasım seçimlerinin "serbestlik" ve "eşitlik" ilkelerine aykırı gerçekleştirildiği dolayısıyla da meşru olmadığı kaydedildi.

4 temel gerekçe

Başvuruda iptal gerekçeleri, "Basın yayın organlarının zapturapt altına alınması ve yayın ihlalleri", "Cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesine aykırı davranışları ile dürüstlük ilkesinin ihlali", "HDP'ye yönelik saldırılar ve şiddet eylemleri", "HDP'nin yüksek oy aldığı yerleşim yerlerinde seçmenlerin korkutularak oy kullanmalarının engellenmesi" şeklinde dört ana başlıkta toplandı.

'Basın yayın zapturapt altına alındı'

İptal gerekçelerinin ayrıntılandırıldığı başvuruda, seçim süreci boyunca AKP'ye yakın basın-yayın organlarında onlarca ihlal yaşandığı anımsatılarak, seçim dönemi yayınları incelendiğinde YSK kararlarını yok sayan, tek yanlı, taraflı, doğruluk ve gerçeklik ilkelerine aykırı yayınlar yürütüldüğü ifade edildi. Kamu yayıncısı olması gereken TRT ile karasal yayın yapan özel televizyon kanallarında baskın bir biçimde iktidar partisi propagandası yapılırken, HDP'ye ambargo uygulanarak fırsat eşitliği tanınmadığına dikkat çekilen başvuruda, seçim dönemi yayın ilkeleri açıkça ihlal edildiğine vurgu yapıldı. Başvuruda seçim sürecinde basın kuruluşları üzerindeki baskı ve engellemelere de dikkat çekilerek, "Bunun, basın özgürlüğüne, yurttaşların haber alma özgürlüğüne açıkça müdahale anlamına geldiğine kuşku bulunmamaktadır" denildi.

Erdoğan 152 saat ekrandaydı

Dilekçede, "tarafsızlık" ve "dürüstlük" ilkesini ihlal ettiği de belirtilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 16-Eylül-31 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirdiği 27 değişik toplantı ve 3 canlı özel televizyon programında yaptığı konuşmaların TRT ve özel televizyonlardan oluşan 12 ulusal kanalda, toplam 9 bin 109 dakika canlı olarak yayınlandığı aktarıldı.

'HDP seçim kampanyası yürütemez hale getirildi'

İptal talebine gerekçe olarak gösterilen bir diğer başlık ise HDP'ye yönelik saldırılardan oluşuyor.

Dilekçede, 23 Temmuz ile birlikte Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere seçim hükümeti üyelerinin yaptıkları açıklamalarla HDP'yi açıkça hedef gösterdiği belirtilerek, bundan cesaret alan saldırganların onlarca il ve ilçede HDP saldırdığı belirtildi. 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından 2 bin 950 üye veya yöneticinin HDP'ye yönelik operasyonlarda gözaltına alındığı, bunlardan 630'nun çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklandığına işaret edilerek, saldırı, gözaltı ve tutuklamalarla HDP'nin seçim çalışması yürütemez, propaganda ve miting yapamaz hale getirilmek istendiği ifade edildi.

23 Temmuz-23 Ekim tarihleri arasında 127 HDP il ve ilçe örgütüne yönelik gerçekleşen saldırılar da ayrıntılı olarak yer aldı.

HDP'li seçmenin oy kullanmaları engellendi

Aynı dilekçede son olarak, HDP'nin yüksek oy aldığı yerleşim yerlerinde seçmenlerinin korkutulup sindirilerek oy kullanmalarının engellendiği vurgulandı. Bu kapsamda hazırlanan bir tablo da başvuruya eklendi.

Söz konusu tabloda, 26 ilde seçime katılım oranı azalırken, seçime katılım oranı azalan illerden Şırnak hariç tamamında HDP'nin oy oranı da azaldığı görülüyor. Katılım oranı düşen 26 ilde, HDP'nin 7 Haziran oy oranı yüzde 45 iken 1 Kasım'da ise bu oran yüzde 30'a kadar düştü. Aynı şekilde 26 ilde bir önceki seçime göre sandığa gidemeyen toplam seçmen sayısının 153 bin 135 olduğu görülürken, "Özellikle HDP oy oranının yüzde 80 ve üzeri olduğu ilçelerde seçmenlerin önemli bir kısmı sandığa gidememiş ve seçme hakkını kullanamamıştır" bilgilerine yer verildi.

Başvuruda yine HDP'nin ağırlıklı örgütünün bulunmadığı seçim çevrelerinde sandık başında görevli de bulunduramadığı, bu bölgelerde görev almak isteyen müşahitlerin de bir biçimde korkutulup, sindirildiği belirtildi.

Bu kapsamda da 7 Haziran seçiminde HDP 23 bin 912 sandıktan hiç oy alamamışken bu sayının 1 Kasım seçiminde 35 bin 183'e çıktığına yer verildi.

Tüm bu gerekçelerle 1 Kasım 2015 günü gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin "serbestlik" ve "eşitlik" ilkelerine aykırı gerçekleştiğine, dolayısıyla meşru olmadığını, Cumhurbaşkanı ve seçim hükümetinin büyük bir seçim yolsuzluğuna imza atıldığı kaydeden HDP, 298 sayılı Yasanın 2'nci maddesine aykırı olarak gerçekleşen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin iptalini talep etti.(diha)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri