TİGRİS HABER - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısında, HDP’nin Demokratik Mücadele Programı çerçevesinde başlayacak olan 3 aşama eylemlerine ilişkin bilgi verdi.
“HDP olarak demokrasi ve barış düşmanı olan bu iktidara karşı direnişimizi sürdürüyoruz… Bu kapsamda Demokratik Mücadele Programımızın üçüncü aşamasını ‘Hep Birlikte Savaşa Karşı Barış, Tecride Karşı Özgürlük’ şiarıyla Kayyum gasplarının yıldönümü olan 19 Ağustos’ta Mardin ve İstanbul’da başlatıyoruz…
“Eylem programımızın finalini ise 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde 7 merkezde Türkiye tarihinin en büyük insan zincirlerini oluşturarak tamamlayacağız. İstanbul, Diyarbakır, Urfa, Adana, Van, İzmir, Ankara ve Antalya’da Barış Zinciri Eylemleriyle Savaşa Karşı Barış savunucularını bir araya getiriyoruz.”
“Dolarla ne işimiz mi var?”
Günay ayrıca ekonomik durumla ilgili de konuştu:
“İçeride ve dışarıda yürütülen bu savaş politikalarının ekonomide ülkeyi getirdiği durum ortada. Milyonlarca insanımız işsiz ve aç kalırken, bu iktidarın Hazine ve Maliyeden Sorumlu Bakanı çıkıp, ‘Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz? Dolar borcunuz mu var? Dolarla bir işiniz var mı’ diye hiç sıkılmadan evine bir ekmek dahi götüremeyen milyonlarca işsizle, açlığından dolayı intihar eden, kendisini yakan insanlarla dalga geçiyor. Zaten bunlarda biraz vicdan kalmış olsaydı ülkeyi, ekonomiyi getirdikleri durumdan dolayı istifa ederlerdi.
“AKP hem ülkeyi dolarla borçlandırdı hem de dolarla ne işiniz var diyor. Ne işimiz var öyle mi?
“Köprü geçişleri son bir haftada doların yüzde 7 değer kazanması nedeniyle 20 TL arttı. Bu köprülerden geçenler de, hiç geçmeyen vergi mükellefi diğer yurttaşlar da (verilen yolcu garantisi nedeniyle) bu zamlı tarifeden bu ücreti ödeyecekler.
“Bu yükselişle birlikte, şehir hastanelerine hizmet alım ve kiralama bedeli olarak önümüzdeki 25 yıl boyunca ödenecek olan toplam 142,2 milyar dolarlık bedel de (TL cinsinden) yüzde 7 oranında arttı.
“Hazine ve Maliye Bakanı bunları biliyor ama kendisi ne benzine ne ekmeğe ücret ödediği için devlet hazinesini kendi kişisel hazinesi gibi kullandığı için etkisi yok diyor. Türkiye’nin dışarıdan aldığı her bir mal dolar cinsinde yükselince vatandaşın cebinden çıkıyor. Buğday ithal edecek hale getirdiler memleketi. Dolar yükselince unun, un yükselince ekmeğin fiyatı artıyor. Dolar artınca varil petrol maliyeti yükseliyor. Bu da mazota ve benzine zam demek. Saray ve Bakan bilmiyor çünkü toplumla, insanlarla, halkla bağları kalmadı.”
“Türkiye’de her iki kişiden biri işsiz”
“Mesele sadece döviz kuru değil ki. İşsizlik aynı oranda artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs dönemi işsizlik oranını yüze 12,9, son bir yıldaki istihdam kaybını 2 milyon 411 bin olarak açıklarken, DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) çarpıcı bir rapor yayınladı.
“Korona virüsü salgınının etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybının Mayıs 2020'de 17,2 milyona yükseldiğini belirten DİSK-AR, revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı oranı yüzde 50 olarak hesapladı. Türkiye’de her iki kişiden biri işsizdir. Saray ve yandaşları hariç herkes geçim derdinde, işsizlikle mücadele ediyor. Saray rejimi güvenlik ve savaş aygıtlarına kadro ayırırken yandaşları istihdam ediyor. Halk ise işsizlik pençesinde, iş bulmaktan umudunu dahi kesmiş.
“AKP-MHP ittifakı bu ülkede çoğu şeyi kaybetmemize neden oldu. En sona gençlerin ve kadınların iş bulma umudu kalmıştı ki onu da yok etti. Fakat şimdi büyük bir umut doğuyor, AKP-MHP ittifakını tarihin karanlık sayfalarına yazma umudu ve bu umut büyüyor. Ekmek için, aş ve iş için bu umut büyüyor.”
“Çözüm için meclis devreye girmeli”
Kürt sorununun çözümüne dair de şu önerilerini sıraladı:
* Çözüm için meclis devreye girmeli, hak ve özgürlükleri önceleyen bir perspektifle çözümden yana tarafı olduğunu deklare etmelidir.
* Şimdiye kadar çözüm için yaşanan girişimlerden gereken sonuçları çıkaracak, aynı hataların tekrarlanmaması için yol ve yöntem gösterecek, toplumun geniş kesimlerini kapsayan bir gözlemci heyet oluşturulmalıdır.
* Çözümün önünde engel olan, çözümsüzlük dayatan güçler teşhir edilmeli ve bu konudaki engelleri aşacak bir duyarlılık gösterilmelidir.
* Demokrasiye geçiş programında ortaklaşan tüm güçler bir araya gelerek çözüm iradelerini deklare etmelidir.
* Kayyım ve irade gasplarına neden olan darbe pratiklerini ortadan kaldıracak yeni düzenlemeler için ortak hareket edilmelidir.