HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ'ın aralarında bulunduğu 9 milletvekilinin tutuklanmasının ardından Diyarbakır'da toplantı yapan HDP Meclis Grubu ve MYK'nın aldığı kararlar açıklandı. Kararı açıklayan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, "Yasama organındaki çalışmalarımızı durdurmaya ve bir kez daha halkımızla buluşmaya karar verdik. Bundan sonraki kararları halkımızla birlikte vereceğiz" dedi.
HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağı'ın da aralarında bulunduğu 9 milletvekilinin tutuklanmasının ardından Diyarbakır'da HDP Meclis Grubu ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) iki gün toplantı yaptı. Alınan kararlar HDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen tarafından açıklandı.
"YASAMA ORGANINDAKİ ÇALIŞMALARI DURDURACAĞIZ"
Bilgen, merkez Bağlar ilçesinde 4 Kasım'da bombalı araçla yapılan saldırıyı kınadıklarını söyledi. Dokunulmazlıkların kaldırılması, darbe girişimi sonrası OHAL ve KHK'larla Meclis'in işlevsizleştirildiğini, Türkiye'nin 'kayyum cumhuriyeti' haline getirildiğini öne süren Bilgen "Meclis Grubumuz ve Merkez Yürütme Kurulu ile birlikte yaptığımız tartışmalar sonucunda, demokratik siyaset tarihinin en kapsamlı ve karanlık saldırısı karşısında, yasama organındaki çalışmalarını durdurmaya ve bir kez daha halkla buluşmaya karar verdik" dedi.
"HALKIMIZI DİNLEYECEĞİZ"
Halkla birlikte karar alacaklarını belirten Bilgen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki günlerde ev ev, mahalle mahalle, köy köy, ilçe ilçe, il il dolaşarak halkımızın şikayet ve önerilerini dinleyeceğiz. Bileşenlerimizle, bütün ittifak güçlerimizle, kurum ve kuruluşlarımızla, demokrasi, barış ve emek güçleriyle, sivil toplum örgütleriyle, sendika ve meslek birlikleriyle, inanç gruplarıyla, kadın, gençlik, çevre ve ekoloji hareketleriyle tartışarak önerilerini alacağız. Tüm bu istişarelerin sonunda, yapılan önerileri değerlendirerek sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız. Sadece paylaşmakla kalmayacak, ortaya çıkan öneriler doğrultusunda geleceği birlikte örmek için adımlar atacağız. 'Kayyum Cumhuriyeti' karşısında 'Demokratik Cumhuriyet' mücadelesini büyüteceğiz. HDP, bütün kurum ve kuruluşları, ittifakları, bileşenleri, Eş Genel Başkanları, vekilleri, üye ve örgütleriyle Türkiye'deki demokratik siyasetin ve demokratik muhalefetin var olmasının ve gelişmesinin güvencesidir. Barış ve çözüm, demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik için mücadele eden arkadaşlarımızın hapse atılarak rehin alınmaları asla bizim bu ilkesel duruşumuzu değiştiremez. Demokratik siyaset alanındaki mücadelemizden geri adım attıramaz. Türkiye'deki halkların, inançların, kültürlerin eşit ve bir arada barış içinde yaşamasının yolu, HDP'nin ve ittifaklarının var olması ve güçlenmesidir."
"TÜRK TİPİ BAŞKANLIK TEK ADAMLIK"
1.5 yıldır Türkiye'nin yangın yerine çevrildiğini söyleyen Bilgen; "Çok açık ve net bir şekilde bir kez daha vurguluyoruz ki, 'Türk tipi başkanlık' adı altında topluma sunulan 'tek adam yönetimi' faşizm demektir, savaş, baskı, huzursuzluk ve zulüm demektir. Dünyanın bütün ülkelerindeki demokrasi güçlerine, demokratik kurumlara ve kuruluşlara, parlamentolara, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına buradan çağrı yapıyoruz: Evrensel insan hakları ve demokratik hukuk ilkelerine bağlı kalınması için sesinizi yükseltin, politik tutum geliştirin."
"DEMOKRASİ ÖNERİMİZİ YAYGINLAŞTIRACAĞIZ"
Bilgen; "Çağrımız sadece HDP'yle dayanışma çağrısı değildir. Çağrımız özgürlük, eşitlik, demokratik laiklik ve adalet için çaba harcayanlara ve bu özlemler için bedel ödeyenlere birlikte ve ortak mücadele çağrısıdır. Bu gidişe ve uygulamalara boyun eğmeyeceğiz, diktatörlük karşısında demokrasi önerilerimizi yaygınlaştıracağız. Unutmayalım ki, bizler hepimiz Türkiye'nin umuduyuz, demokrasi ve özgürlük ışığıyız. Bu umudu ve ışığı hep birlikte büyüteceğiz" diye konuştu.
"BİZE EMANETİN KARARINI HALK VERECEK"
Açıklama sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilgen şunları söyledi:
"Türkiye bir iç savaşa sürüklenirken açık bir faşizm ortamında bizim teknik hiçbir tartışma yapacak durumumuz yok. Hukuk ve kuralları onlar tarafından çiğnendi bize oy veren halkımız, bize verdiği emanetin son kararını verecek olandır. Biz genel kurul çalışmalarına ve komisyon çalışmalarına katılmama kararını çok net biçimde ortak MYK ve grup kararı olarak deklare ediyoruz. Bundan sonraki ile ilgili karar halkımızındır. Önce bizim bu kararımızın ne ifade ettiğini hep birlikte görmek ve bundan sonrası için hem iktidarın, hem de Cumhurbaşkanı'nın tavrını da görmek istiyoruz. Biz net bir açıklama yaptık. Bu açıklamanın gereğini yapacağız. Bundan sonra bizim gündemiz halkla tartışmak, halkla birlikte karar vermek var. Türkiye'de demokrasiden yana birlikten, barıştan olanların tutumlarının netleştirmesini istiyoruz."
Haber: ilyas AKENGİN