Hep birlikte Haziran ayına doğru yürüyoruz.
Birilerine göre olumlu, birilerine göre olumsuz bir yol yürüyüşü bu.
Bu yol yürüyüşünün 5 odak noktası var;
-Kürtler (HDP-Kandil-İmralı)
-Çankaya (Başbakan-Hükümet)
-Saray (Cumhurbaşkanı)
-MİT (Hakan Fidan ve ekibi)
-Muhalefet (CHP-MHP)
HDP’yi mevcut muhalefetin dışında değerlendirmek gerekiyor.
Çünkü tek başına değil.
Kandil ve İmralı’nın çizdiği/çizeceği yol güzergâhının kilometre taşlarının izini takip ederek Haziran yürüyüşünü gerçekleştirecek. Çözüm süreci ve başlayacağı söylenen müzakerelerin içeriğinin kendilerini ilgilendiren pragmatist tarafına endekslenmiş durumdalar.
Bu bir anlaşmamı?
Ciddi bir politik mücadele biçimi mi?
Ortada bir tuzak var mı, yok mu?
Şimdilik buna bir yanıtımız yok.
İlerleyen günlerde bunların yanıtını yapılacak açıklamalardan, topluma sunulacak olan yol haritasının içeriğinden görecek ve anlayacağız.
Hükümet, Kandil, İmralı, HDP arasındaki yoğun trafik çözüm sürecini hızlandıracak müzakerelerin başlamasını sağlayacak niteliğe evirilebilir mi?
Ya da bir tıkanma söz konusu olursa ne olur?
Tıkanma söz konusu olursa Kürt siyasi hareketi Türkiyelileşme pratiğini sol/sosyalist/demokrat sol kesimleriyle yüzde yüz buluşturabilir mi?
Aslında bu anlamda genel bir beklenti söz konusu.
AK Parti iktidarının tek başına yol yürüyüşünü engelleyecek konumda olduğu bütün kesimlerce kabul edilen HDP’nin tek başına ya da ittifaklarla ortaya koyacağı tavır Haziran seçimleri için son derece önem arz ediyor.
**
İÇERDEKİNİN DEĞİL DIŞARDAKİNİN HESABINI SORMAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde de şimdi de dışarıda olanların hesabını sormak gibi bir tarzı ön plana çıkardı. Suriye’de, Mısır’da, ABD’deki cinayetlerin hesabını o ülkelerin başkanlarından soruyor. Her nedense içerideki, kendi ülkesinde polis eliyle gerçekleşmiş cinayetlerin hesabını sormak gibi bir sorumluluğu üstüne almıyor. Gezi sürecinde katledilen gençlerin ölümlerini meşru gören bir anlayış, dışarıdaki cinayetlerin hesabını sorarken ne kadar samimi algılanır ki?
Birileri; ‘önce sen kendi ülkendeki cinayetlerin hesabını ver’ dediğinde bir cevabınız olabilir mi?
**
İÇ GÜVENLİK PAKETİ ISRARI!
Hükümet ‘iç güvenlik’ paketinde neden ısrar ediyor?
Hoş paketin TBMM’den geçip geçmemesi çok önemli değil ya.
Zaten doğal ve pratik bir şekilde uygulanıyor.
Kanunlaşmadığı için sıkıntılı oluyor.
Haziran seçimlerine kadar kanunlaştırılarak devreye sokulmasının nimetlerinden daha fazla yararlanmak gerekiyor!
Toplu gösteri ve yürüyüşlerin Haziran seçimleri sürecinde kolluk güçlerince engellenmesi, yoğun göz altıların gerçekleştirilmesi için böyle bir kanuna gerek duyuyor iktidar.
Israrın nedeni açık değil mi?
Haziran seçimlerini kurtarmak
Gerisi önemli değil
‘Nasıl olsa istediğimiz gibi yöneteceğiz’ diyorlar.
**
CHP ve HDP’nin ORTAK SORUMLULUĞU
İç güvenlik paketinin engellenmesi CHP ve HDP’nin sorumluluğundadır.
Bu iki parti arasında seçim ittifakı söz konusu olmayabilir ancak, temellerindeki sol/sosyalist/demokrat sorumluluk bu noktada ortak ittifaklarını gerektiriyor.
Toplumun beklentisine cevap olmak gibi bir zorunlulukları söz konusu.