Klasik Tıp..
Alternatif Tıp..
Bu terimleri sık sık duyuyoruz.
Bunların dışında bir ‘Tamamlayıcı Tıp’ da varmış.
Henüz duydum.
Bir diğer deyimle de ‘Bütünsel Tıp..’
İsminden de anlaşılacağı üzere klasik tıbbi yöntemlerle yapılan tedavileri tamamlayan bir dal.
Özellikle de kronik hastalıkların tedavisinde..
Kısa süre önce bir tesadüf sonucu tanıştığım hemşerimiz Dr. Uğur Nedim Yüce de tamamlayıcı tıp ile uğraşıyor.
Dr. Yüce aslında bir diyaliz hekimi.
Ancak fakülteyi bitirdikten sonra 2006 yılında yakalandığı astımı tedavi edebilmek için araştırmalara başlayınca tamamlayıcı tıp ile tanışmış.
Hastalığının çaresini de burada bulmuş ve tamamen iyileşmiş.
Bunun üzerine “Bunu ben de yapmalıyım” diyerek bu dalda eğitimler almaya başlamış, kendisini geliştirmiş.
Şimdi ise astımdan epilepsiye varıncaya kadar klasik tıbbi yöntemlerle tamamen iyileştirilemeyen birçok kronik hastayı tamamlayıcı tıp yöntemleri ile iyileştiriyor.
Kronik hastalıklar yaşam boyu kaderleri olmuyor o insanların.
Dr. Yüce ile sohbet ediyoruz;
“Benim yaptığım alternatif tıp değil” diyerek devam ediyor;
“Alternatif tıp, klasik tıbbı ret ediyor. Bununla uğraşanlar da zaten hekim değildir. Oysa tamamlayıcı tıpta böyle bir durum yok. Tamamlayıcı tıbbı biz hekimler uyguladığımız için mevcut tedvileri ret etme durumu yok zaten. Klasik tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı yerlerde hastalara daha farklı yöntemlerle destek tedavisi uygulamanın adıdır aslında tamamlayıcı tıp.”
Klasik tıbbi yöntemlerle yapılan tedavilerin başarı oranı nedir merak ediyorum ?
Belli başlı hastalıklar ve acil vakalar dışında yüzde 100 olduğunu da sanmıyorum doğrusu.
Zaten bazı hastalıklar tamamen iyileştirilemiyor. Kronik hastalık dediğimiz bu rahatsızlıklar yaşam kalitemizi de düşürüyor.
Dr. Yüce, tamamlayıcı tıp ihtiyacının tam da bu noktada gerekli olduğunu söylüyor.
Klasik tıp gibi klasik tahliller ile teşhis ve tedavide istenen sonuçların alınamamasından da yakınıyor Dr. Uğur Nedim Yüce.
Tıbbın gelişmesi ile birlikte kan tahlili gibi tahlillerinin belki çok ilkel kalabileceğini ve yapılmayacağını, bunun yerine teşhiste çok daha sağlıklı verilere ulaşmayı sağlayacak olan hücresel tahlillerin yapılabileceğini belirtiyor sohbet sırasında.
Dr. Yüce’yi dinledikçe bu yöntemlerin kronik hastalar tarafından da bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kim bilir ne büyük sıkıntılar çeken onlarca, yüzlerce insan bu yolla yeniden sağlığına kavuşabilir.
Astım diyor..
Epilepsi diyor..
Kron diyor..
Çölyak diyor..
Her biri insanın yaşam kalitesinin dip yapmasına neden olan kronik hastalıklar.
Bu hastalıklarla boğuşanların hepsinin hayalidir diğer sağlıklı insanlar gibi olmak.
Kronik hastaların yeniden sağlıklarına kavuşmalarıyla ilgili hayallerinden de bahsediyor Dr. Yüce;
“Tek isteğim ölmeden fırına gidip sıcak bir ekmek almak ve oracıkta o ekmeği yemek” diyordu çölyaklı bir hastam. Tedavi sonrası tamamen iyileşti ve o hayalini gerçekleştirdi. Gitti fırından sıcak ekmeğini aldı ve her sağlıklı insan gibi sorunsuzca yedi.
Tamamlayıcı tıp tedavisinin delet tarafından da tanınıyor olması da güzel bir durum.
Böyle idealist, bilgiye aç, topluma, faydalı olma ç için çabalayan insanları gördükçe geleceğe dair umutlarım artıyor.
Sağlıkla kalın...