TİGRİS HABER - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı TülayHatimoğulları, Öcalan'ın İmralı'da son görüşmede söylediklerini aktardı. Hatimoğulları, "Öcalan'ın 'Bahçeli'nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması tarihsel çıkışa hizmet edecek" dediğini belirtti.
Hatimoğulları’nın açıklaması şöyle:
Hepimizin merakla beklediği ikinci İmralı görüşmesi gerçekleşti. İmralı görüşmesinde neler konuşuldu? İmralı'da ortaya çıkan yol haritası ne? Ben öncelikle Sayın Öcalan'ın dışarıdaki bütün yurttaşlarımız gönderdiği selamı buradan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın Öcalan, küresel, bölgesel ve ulusal krizlerin üst üste bindiği tarihsel bir dönemden geçtiğimizi değerlendirmiştir. 'Bu üst üste binmiş kriz döneminde, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesiyle ilgili oyalama, zaman kazanma, bekle-gör politikalarına tevessül etmek, Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülüktür' demiş.
Yaşanan krizlere karşı Türkiye toplumunu ve bölge halklarını korumanın yolu bellidir. Sayın Öcalan’ın çağrısı nettir. Türkiye’yi demokrasi zeminine çekmek, krizlerden kurtarmanın tek çaresidir. Bu kapsamda, Sayın Öcalan meseleyi şiddet ve çatışma zemininden demokratik hukuk ve demokratik siyaset zeminine çekmeyi hedeflediğini bir kez daha ısrarla vurgulamıştır.
Sayın Öcalan’ın son görüşmede vurguladığı gibi tarihin kritik dönemeçlerinde sağlanan ortaklaşmalar, sorunların çözümüne önemli katkılar sağlar. 22 Ocak tarihindeki görüşmede Sayın Öcalan, mevcut sorunların ancak demokratik hukuk yoluyla kökten çözümünün mümkün olduğunu vurgulamıştır.
Sayın Öcalan, şu hususların önemle altını çizmiştir: Sürekli beka kaygısı üreterek işçi ve emekçinin alın terinin güvenlik politikalarına harcandığı, yoksulluğun derinleştiği, hukuksuzlukların sıradanlaştığı, sömürünün yaygınlaştığı, kadın düşmanlığının arttığı bu kısır döngüden çıkmanın yol haritasını sunmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Türkiye’nin tüm prangalarından kurtulmasının zeminini oluşturmaya hazır olduğunu güçlü bir şekilde dile getirmiştir.
Evet biz de diyoruz ki; tarihin bu kırılma döneminde Türkiye tüm prangalarını atmalı, yüz yıllık ezberlerden ve kısır döngülerden kurtulmalıdır.
Ayrıca Sayın Öcalan, son görüşmede heyetimize, Bahçeli’nin yaklaşımının devlet aklıyla buluşması halinde barışa hizmet edecek tarihsel bir çıkışa vesile olacağını belirtmiştir.
Özellikle tarihe not düşerek altını çiziyoruz; bizler de DEM Parti olarak diyoruz ki, bu konuda iktidar da artık güven arttırıcı somut adımlar atmalı, güçlü bir çözüm iradesi ortaya koymalıdır. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için iktidar tarafından toplumun tümünü kapsayan ve demokrasiyi esas alan güven arttırıcı adımlar atılmalıdır.
Barış, gergin fay hatları üzerine inşa edilemez. AKP’nin yıllardır gerdiği fay hatlarını daha fazla germeye çalışması, en çok barış ve demokrasi umudunu yaralıyor. Öyle yeni anayasa çağrıları yaparken, MGK’nın kırmızı kitap denen gizli anayasasına sarılarak demokrasi gelmez. Bu ülkenin gizli anayasaya değil, demokratik anayasaya ihtiyacı var. Türkiye halklarını darbe, vesayet, isyan ve şiddet zeminlerinden kurtararak, demokrasi, barış, ortak yaşam zeminine taşımanın tarihsel sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Yüz yıldır başkaldırı ve bastırma ikileminde acı dolu bir tarih yaşadık. Bu artık aşılmalıdır. Bin yıl boyunca kazanılan “ortak kader” düşüncesi, yüzyılda kaybettirilen bir inkarlakarşılandı. Bugün derdi demokrasi ve hukuk olan herkese çağrımızdır; DEM Parti’ye güvenin. Bizler Türkiye’nin demokratikleşmesinin hilafına olacak en ufak bir şeyi asla kabul etmedik ve etmeyeceğiz.
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt barışı derken ne anlıyoruz, tek tek anlatalım... Emeğin sömürülmediği, emekçinin, emeklinin hakkını aldığı, halkların varlığının inkâr edilmediği, kendisini özgür ve eşit bir biçimde ifade edebildiği, Alevilerin eşit yurttaş olduğu, doğanın katledilmediği, kadınların eşit ve özgürce yaşadığı, çocukların istismara uğramadığı ve katledilmediği, güvende yaşadığı, gençlerin işsiz kalmadığı bir düzeni kast ediyoruz." (T24)