3. Hasankeyf Küresel Eylem Günü dolayısıyla tarihi kentte bir araya gelen siyasi parti ve STK temsilcileri, “Hasankeyf için geç değil” diyerek mücadele çağrısında bulundu.
Yapımı devam eden Ilısu Barajı nedeniyle 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf ile Dicle Vadisi sular altında bırakılmak isteniyor.
Yapılan resmi açıklamalara göre 10 Haziran’da Ilısu Barajı’nda su tutmaya başlanacak ve Ekim ayında suni göllerin sularının Hasankeyf’e ulaşacağı tahmin edilmekte. Bununla birlikte yaklaşık 200 yerleşim yeri sular altında kalacak.
Yaşam savunucuları ve ekoloji örgütleri, Hasankeyf’te 3’üncü Hasankeyf Küresel Eylem Günü dolayısıyla bir basın açıklaması düzenleyerek, mücadele çağrısı yaptı.
Hasankeyf Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde düzenlenen eyleme, Britanya İşçi Partisi’nden Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Komitesi üyesi Julie Ward, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Batman Belediyesi Eş Başkanları Songül Korkmaz ve Mehmet Demir destek verdi.
“Hasankeyf kültürümüz Dicle doğamız!” pankartının açıldığı eylemde konuşan Ward, Hasankeyf’in yok edilmek istenmesine karşı mücadeleyi sürdürmek gerektiğini vurguladı.
“Geçmişi bilmek, daha önce burada kimin olduğunu bilmek bizim kimliğimizin ve çoğulcumuzun yansımasıdır ve bu bizim geleceğimizdir. Buranın yok olması kültürlerin yok olması anlamına gelir. 12 bin yıl boyunca burada 9 uygarlık yaşadı, hepsi de Hasankeyf’i yaşatmak için buradaydı.”
Ward, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Hasankeyf için bir mektup yolladığını da belirterek, “Mektubumda buranın yok edilmemesi gerektiğini söyledim. Avrupalı bir parlamenter olarak da bir cevap almayı hak ediyorum” dedi.
“Vahşete ‘dur’ deyin, hep beraber tarihimize sahip çıkalım”
Batman Belediyesi Eş Başkanı Demir de Hasankeyf’i sular altında bırakacak barajın enerji ve istihdam için olmadığına vurgu yaptı.
“Türkiye kendilerine ait olmayan bir hafızanın hatırlanmaması için mi bu girişimleri yapıyor? Yapılanlar ile biz bu sonuca varıyoruz. İnsan kendine ait olan mirası bütün varlığını ortaya koyarak sürdürmek ve korumak ister. Biz tüm faktörleri göz önüne alarak bu mirasın korunmasını talep ediyoruz.”
HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran ise Hasankeyf’te mücadelenin sürmesi için aydınlara ve aktivistlere seslendi: “Oluşturulan vahşete ‘dur’ deyin. Gelin hep beraber tarihimize sahip çıkalım.”
“Yıkım getiren bir proje”
Ortak basın açıklaması ise Zozan Şimşek tarafından okundu. Yaklaşık 20 yıldır Hasankeyf için bir mücadelenin sürdüğüne vurgu yapan Şimşek, mücadelenin bugün de devam ettiğini söyledi.
Sürdürülen mücadele ile projenin 3 kez durdurulduğunu hatırlatan Şimşek, şunları ifade etti:
“Ilısu Projesi baştan sona yanlış ve yıkım getiren bir projedir. Devlet yetkililerinin iddia ettiği ‘yereldeki topluma sosyo-ekonomik yararı’ olacağı tamamen bir aldatmacadır.
“Başta Hasankeyf olmak üzere Yukarı Mezopotamya bölgesinin önemli bir kültürel miras alanını sular altında bırakacağı gibi, 80 bin kadar insanı yoksulluğa sürükleyecek ve halen çok önemli bir biyo-çeşitliliğe sahip Dicle Vadisi’nin yok olmasını beraberinde getirecektir.”
Baraj ile birlikte Irak’ın tarımının da olumsuz yönde etkileneceğini dile getiren Şimşek, “UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan ve Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı olan Mezopotamya sazlıklarına ulaşan suda ciddi azalma, bu risklerin en başında gelmektedir” dedi.
“Hafızası olmayan bir yerleşke inşa edildi”
Hasankeyf’in taşınma sürecine de değinen Şimşek, bu süreçte kültürel varlıkların fiziki anlamda zarar gördüğünü belirtti.
“Proje kapsamında doğal vadi ve tarihi mağaralar milyonlarca metreküp dolgu ile doldurulmuş, kayalar patlayıcılarla düşürülmüş ve restorasyon adı altında tahribatlar yapılmıştır.
“12 bin yıldır aralıksız bir şekilde birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarih ve kültürle şekillenen tarihi Hasankeyf’in yıkımına dönük politikaların devamı olarak yeni diye tabir edilen fakat hafızası olmayan bir yerleşke inşa edilmiştir.”
“Hasankeyf için geç değil”
Şimşek son olarak şu çağrıda bulundu:
“Hasankeyf için geç değildir! Bu dünyada inşaatı biten ve faaliyete geçmeyen baraj, nükleer santral ve başka projeler var. Oralarda son ana kadar mücadele etmiş ve kazanımlar elde etmiştir. Bizim de bu mücadeleyi başarıya ulaştırmamız için herkesi ve her kurumu yanımızda durmaya davet ediyoruz.”
Binlerce yıllık tarih yok olacak
İlk yerleşimin M.Ö. 10.000’li yıllara uzandığı Hasankeyf, dünya üzerindeki en eski yerleşim alanlarından biri olma özelliğine sahip.
20’den fazla medeniyetin izlerini taşıyan Hasankeyf, Dicle Nehri’nin kıyısına kurulu.
Hasankeyf, kireç taşından kayalara oyulmuş evleri, Neolitik dönemden kalma mağaraları, Roma döneminden bir kaleyi, Artuklular ve Osmanlı zamanından yapıları barındırıyor.