TİGRİS HABER - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kürşat Öncül, tarihçi olmadığını ama yaptığı saha çalışmalarında edindiği bilgiler çerçevesinde Kars Kalesi’nde bulunan türbedeki Celal Baba’nın, Celaleddin Harzemşah olduğunu ileri sürdü. Moğolların baskıcı, istilacı harekatını durduran Harzemşah devletinin kurucusu Celaleddin Harzemşah’ın mezarının Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde olduğu ileri sürüldü. Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, bu iddiasına elindeki kaynakları dayanak göstererek, Celaleddin Harzemşah’ın mezarının Silvan’dan başka iddia edilen hiçbir ilde olamayacağını dile getirdi.
Doç. Dr. Oktay Bozan, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kürşat Öncül hocanın, Celaleddin Herzemşa’ın mezarıyla alakalı bir haberini okuduğunu belirtti. Hocanın, bu haberde Celaleddin Herzemşa’ın mezarının Kars Kalesinde olduğunu ifade ettiğini söyleyen Doç. Dr. Bozan, "Celaleddin Herzemşah, İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden birisi. Bir kere Harzemşahlar gibi 150-200 yıl hüküm süren bir devletin son hükümdarı. Bunun yanı sıra Celaleddin Harzemşah, bilindiği üzere Moğollara karşı ciddi mücadele veren, Moğolları yer yüzünde durduran ilk isim. Bu ilk isim olmasından dolayısıyla da İslam dünyasında dikkat çeken bir şahsiyet olduğunu görüyoruz. Celaleddin Harzemşah’ın mezarıyla ilgili tartışmalar gündeme geldi. Celalaeddin Harzemşah, Özbekistan açısından çok büyük bir anlam ifade ediyor. Özbekistan’ın önemli tarihi şahsiyetlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Mesela bazı kişiler bunun Tunceli’de olduğunu söylüyor. Bazı kişiler bahsettiğim üzere Kars’ta olduğunu söylüyor. Bazıları Bingöl’de olduğunu söylüyor. Kesinlikle bunun mezarı Silvan’dadır. Silvan’da derken neye dayanarak söylüyoruz, birinci özellik tarihi bir olaya hakkında bilgi verirken en büyük iddiamız ve kaynağımız tarihi kayıtlardır" dedi.
"15 bin kişilik bir infaz timi oluşturuyorlar"
Celaleddin Harzemşah’ın son anlarını kaydeden ve aktaran kişinin Muhammed Nesevi olduğunu aktaran Doç. Dr. Bozan, “Bu kişi hem Celaleddin Harzemşah’ın sohbet arkadaşı hem de tarihçisidir. Sirreti Celledi Mengübert adında tarih çalışması, bir tarih kitabı var ve bu tarih kitabında Celaleddin Harzemşah’ın son anlarını bize aktarmış oluyor. Bilindiği üzere Moğollara karşı ciddi bir mücadele verilince Moğollar, Celaleddin Hazremşah’ı tasfiye etmek açısından bir infaz timi oluşturuyor. Bir 15 bin kişilik bir infaz timi oluşturuyorlar. Bütün amaçları gözlerinde büyük olarak gördükleri Celaleddin Harzemşah’ı bir şekilde tasfiye etmek istiyorlar. Bu açıdan Van’dan Bitlis’e, Diyarbakır’dan Mardin’e bu coğrafya da yoğun bir takip başlıyor. Son tahlilde Diyarbakır ve Silvan arasındaki bir noktadayken bunu Nesevi bize anlatıyor. Bir gece baskınında uğruyorlar. Bu gece baskını Moğol müfrezisi tarafından gerçekleştirilmiş oluyor. Bu baskın sonrasında Celaleddin Harzemşah yoğun bir takip neticesinde Silvan dağlarına sığınıyor. Silvan dağlarına sığındığı zaman bir eşkıya tarafından öldürüldüğünü görüyoruz. Bazı kaynaklarda bu eşkıyanın onun üzerindeki elbiseyi almak için öldürttüğünü söylüyorlar. Bazı kaynaklarda ise Celaleddin Harzemşah’ın ahlat kuşatması var daha önce. Celaleddin Harzemşah’ın prestijinin ciddi anlamda sarsılmasına neden olan bir kuşatmadır. Ahlat’ta kardeşini kaybeden bir kişinin bunun intikamını almak için Celaleddin Harzemşah’ı öldürttüğünü görüyoruz" diye konuştu.
"Nesevi tarından söylenen bu bilgiyi, Süryani tarihçi Ebul Ferec de naklediyor"
Celaleddin Harzemşah’ın ölmeden önceki son günlerine bakıldığı zaman özellikle onun mahiyetindeki birtakım kişilerin o dönemde Silvan emiri Melik Muzaffer ile görüştüğünü gördüklerini kaydeden Doç. Dr. Bozan, "Bu anlamda irtibatı kurduğunu görüyoruz. Şahabettin Gaziyle görüşmeleri var ve bu anlamda Celaleddin Harzemşah hayatını kaybedince bunun Emir Şahabettin tarafından getirildiğini, atının, kılıcının, özel eşyalarının ve Celaladdin Harzemşah’ın Silvan’a defnedildiğini görüyoruz. Nesevi tarından söylenen bu bilgi, Süryani tarihçi Ebul Ferecte naklediyor. Dolayısıyla bu tarihi verileri dikkate aldığımız zaman Celaleddin Harzemşah’ın tartışmasız bir şekilde Silavn’da olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabi hocamızın iddialarına gelecek olursak ben orada üç eksiklik görüyorum. Birincisi bir kere Anadolu’da baba ifadesi geçen, Celal Baba, ifadesinde geçen yerlere bakıldığı zaman bunlar genellikle dini şahsiyetlerdir. Diyarbakır’da ne vardır Hindi Baba vardır. Elazığ’a gittiğiniz zaman Arap Baba olduğunu görüyoruz. Malatya’ya gittiğimiz aman Somoncu Baba olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla baba ifadeleri siyasi şahsiyetler için kullanılan bir ifade değildir” şeklinde konuştu.
Birinci çelişkinin bu olduğunu gördüklerini dile getiren Doç. Dr. Bozan, sözlerine şöyle devam etti:
“İkinci çelişki ise demin söylediğim gibi, tarih kayıtlarının hiçbir yerinde bunların mezarının Kars’ta olduğuna dair bir bilgi yok. Ki Silvan neresi, Kars neresi. Engebeli bir arazi, zor bir coğrafya ve Kars, Celaleddin için bir anlam ifade edecek bir yer değil. Üçüncü olarak da çelişki şu, tabi Kürşat Hocamız şunu söylüyor. 1239 sahihinden bahsediyor. 1239 tarihin ki 9’un daha sonra 1 olduğunu, 9 olarak değiştirildiğini söylüyor. Aslında bu da anlamsız. Neden, çünkü 1925 tarihine kadar ülkemizde takvim olarak bilindiği üzere Hicri ve Rumi takvimler kullanılırdı. Tabi yaşadığı dönemle ilgili Rumi takvim olması mümkün değil. Hicri Takvim olur. Hicri Takvim olduğu zaman ne oluyor peki? Biz, 1231 tarihini hicriye çevirdiğimiz zaman 636 yapar. Dolayısıyla o yapı üzerinde bir tarih olsa şayet bu 636 olur. Yoksa 1239 olması mümkün değildir. Bu açıdan bu üç bileşeni alt alta koyduğumuz zaman Celaleddin Harzemşah’ın mezarının Kars’ta olma ihtimalinin bu anlamda hemen hemen sıfır olduğunu söyleyebiliriz. Gerek tarihi veriler, gerek bu anlamdaki mücadele alanı, gerekse anlatılanlara bakıldığı zaman Celaleddin Harzemşah’ın ne Kars’ta, ne Tunceli’de, ne Bingöl’de olmadığını, olamayacağını ve Silvan’da olduğunu görmek mümkündür."