Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ulaşım hizmeti veren halk otobüsleriyle ilgili uzun zamandır şikâyetler geliyor. Özellikle emekliler, 65 yaş üzeri vatandaşlardan bir de ücretsiz biniş hakkı olanlardan gelen şikâyetler ortaktı.
Ülke genelinde devletin tanıdığı hakkı, sosyal desteği kullanan vatandaşlar, sözlü tacizlerin yanı sıra, duraklarda saatlerce bekletiliyorlardı. Bütün şikâyetler bu yöndeydi.
Bu şikâyetleri gazetemizde yansıttık, kendi köşemde de yazdım. Ancak, bu konuda bir yaptırım görmedik. Otobüs sürücülerinin tavrının nasıl bir noktaya varacağını merak ediyorduk ki, mesele patlak verdi.
Birkaç gündür şikâyet konusu değişti, halk otobüslerindeki elektronik kart makineleri çalışmıyor.
Sürücüler, ‘Kart yok nakit ödeyeceksiniz’ diyor.
Yani protesto eylemi yapılıyor.
Kimi protesto?
Belediye yönetimini.
Neden?
Güzergâhlarındaki minibüsler nakit çalışıyor, halk otobüsleri ise ikili sistemle çalışıyor. Tepki bu nedenle, protesto maksatlı eylem yapılmış. Sonuçta mağdur olan vatandaş, kendini elektronik karta endekslemiş olan vatandaşa, ‘nakit ver, yoksa binme’ diyorlar.
Ulaşım özgürlüğünü engellemek değil de nedir bu?
Ulaşım özgürlüğü engellenen vatandaşın hem halk otobüsleri hem de Belediye aleyhinde dava açma hakkı doğuyor ki, tam da bu nokta da Diyarbakır Barosunun harekete geçmesi gerekiyor.
Duyurusuz, anonssuz, bildirimsiz vatandaşın şehir içi ulaşım özgürlüğü kısıtlanıyor.
Neymiş efendim?
Belediye ile halk otobüsü işletmecileri arasında anlaşmazlık varmış.
İyi de kardeşim anlaşmazlık giderilinceye kadar, ya da sonuçsuz kalıncaya kadar ulaşımı sağlamak bir görev. Ondan sonra alınacak karar vatandaşa duyurulur, tedbirli olması istenir, böyle sürpriz şekilde mağdur edilmez.
Sonuç; Çözüm yok, belediye yetkilileri ile yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadı, ancak kartlı sistem şimdilik iptal oldu. Daha sonra nasıl bir yol, yöntem denenir, bilmiyoruz.
Ancak, işin özü şu ki; Diyarbakır gerçekten başıboş bir halde, herkes kafasına göre takılıyor. Sadece ulaşımda değil, bütün alanlarda durum bu.
Halkın mağduriyetine bak, adamların derdine bak!