Hafızanın belleği
İmkansızlığın olanaksızlıgında yol almış hafıza hangi geçmişin izlerini arar ,ruhun kıyısında gezinen bellek, işgal edilmiş dilin sözcükleri , ruhuna dokunan sesler ,kendini dipsiz kuyularda Arıyor, kendi gecenin karanlığında didinen ruh dalıp gitsede uzaklara, kendi solugunun kıyısında
kendi varlığını bulma arayışına yönelir
Belleğin yitimi ,unutuluşu emin ol ki ,ruhun yürekten kopuşudur unutulan ve hatırlanmayan ne varsa bir bir onları cehennem alevinde izlersin, kurumuş solmuş belleğin dayanılmaz ızdırapları içinde taş kesilir sin sen unuttukça hatırlamadıkça cellat ,belleğin karanlığında ayağın dibindeki çingeneyi çeker
Unutursan belleğini yitirirsin ruhun gövdeye geri dönüşü sağlanamaz
Unutursan belleğin bilincine ihanet eder ,kendi mazisinde derin acılar biriktirir
Unutursan, kabuslar dolusu gecenin karanlığında sürekli gözyaşı biriktirsin, geçmişi olmayan belleğin rüzgarlarında bir oyana bir bu yana durmadan savrulursun ,köksüzlügün utancından dolayı bir ömür ezik ve terkedilmiş gibi yaşarsın
Unutursan, mankurtlaşırsın kimsesizligin belleğinde acı acı kavrulursun
Cellatlar geçmişe dönük yapılan yolculuklara izin vermez, pusu kurar talanlar ve yıkımlar yağdırır ne kadar hatırlatıcı simgeler varsa hepsini tek tek yok eder kim neyi niçin gömdüğünü bilmeden mezarlar kazdırır yüreğine
Unutursan, baştan kaybedersin hayatım boyunca ezik ve yitik yaşarsın ve geçmişi ve mazisi olmayan adamın mutluluğu da olamaz
Ezenler ezdikleri toplumların hafızalarından çok korktukları için onların bütün kültürel tarihi imgelerini yok etmek isterler anı yaşamayı anda mutlu olmayı saglayacak alanlar yaratır sana bir toplumu teslim almanın en iyi yolu o toplumun hafızasını yeniden şekillendirmekden geçtiği için ,bütün hatırlatıcı simgeleri yok edip sular altına gömer son dönemde bu coğrafyada kültürel tarihi mekanlar üzerinde barajlar yapılması bundandır
İnsan hafızası somut imgelere kültürel tarihi olgulara köksallar dağların taşların ormanların ve suların hatırlatıcı çağrışımları varlığı nesilden nesile taşır varlığını koruyan mekanlar alanlar ve imgeler teker teker yok edilir çünkü tarih bellekten doğar
ve bellekte yaşanmışlıkları olayları olduğu gibi yerli yerine koyar
Bütün baskıcı ve diktatör rejimler Bir toplumu teslim almadan önce belleklerinden işe başarılar sistemli bir unutturma hareketi başlatırlar kendi ideolojik aygıtlarıyla belleğin hafızasına düzenli bir şekilde bombardımana tabi tutarlar
Onur'un ve gururun çiğnenmesiyle başlayan süreç geçmişin bütün tanıklarını ya sürgün eder ya da komple imha eder geçmişe dair tanıklar bırakmaz konuşulmaz anlatılmaz bir korku yaratarak derin bir trajedi bırakır geriye
Tarihte buna çokça örnekler verilebilir dersim Zilan ağrı ve vb. İsyanlarda yaşananlar derin acılarla dolu belleğin tanıklarıyla doludur
Tarihte bir örnekle olayı bağlayalım
Raman aşiretinin en genç üyelerinden Abdullah ve adamları kendilerine zülüm eden o dönemin yüzbaşı sı ve adamlarına pusu kurarak öldürür ve öldürdüğü yer kana boyanır büyük bir kaya parçası üzerinde kanlar siyah izler bırakır halk arasında o taş ve o yer önemli bir direniş simgesi olarak kalır hafızalarda 1965 yılında Batman jandarma komutanı yüzbaşı menan o Kaya parçasını dinamitlerle yok eder amaç toplumun havzasında ulaşan direniş simgeleri yok etmek ve unutturmakdır. Bu olayda da görüldüğü gibi tarih yer ve hafızanın ve cesaretini oluşturan hatırlatıcı mekanların yok edilerek hafızada silinmesini sağlamak istenmiştir bu coğrafya da ne kadar direniş nüvesini oluşturan simgesel mekanlar varsa yok edilir, özer'i örtülerek sular altına gömülmeye çalışılır
Tarih ve zaman göstermiştir ki, bastırılan ve yoksayılan geçmiş
Bir yerde patlak verir karanlık perdelerini yavaşça da olsa aralamaya başlar hafızada yer etmiş derin acılar Çığlık çığlık çıkıp sahneye bağırarak varlığını kanıtlamak ister ,işgal edilmiş bellek ,Varlık yokluk direnişini gösterir zülmün nefesini unutmak ve bağışlama istemez bir hesap soruş ve cezalandırma baş gösterir
Artık bu süreç kendini yeniden var etme ve yenileme onurunu elde etmesi savaşıdır...