‘’HAFIZA ODASI’’, SANATIN ÇIĞLIĞI VE ALÇAKLIK!

Aydın Alp

‘’Hafıza Odası’’, etkileyici bir sergi oldu. Asla unutmadığımız ve asla unutmayacağımız acıları anımsatma ve o acılarla yüzleşme adına dikkate değer bir etkinlik oldu, oluyor! Girişteki bazı eserler (enstalasyonlar) ve surlardaki 5 No’lu tünel… Yaşananların farkında olan insanları; allak bullak ediyor, kahrediyor!

YÜREKLER ÇİSELERKEN

Ne acılar dokunur bilseniz!

Gözlerden saklı

İniltilerle örülü

Ağlarla sarılı

Yüreklerin onuruna

Çığlıklar çizerek yırtıcılar üşüşüyor!

 

Acı dayanılmazı vuruyor

İhanet lekesine bulaşmadan

Kaybolmadan çirkinliğin girdabında

Gül kokmakta ısrarlı dal kırılıyor!

Yeşilliği sıçrıyor dünyaya!

 

Uçurumu kıyısında dönüşsüz ayrılığın

Duraklamaksızın

Art arda

Işığı kıskandıran bir alınla

Boşluğa süzülüyorlar, alımlı

Sonsuzluğa kanat geren

Elvedasız göçen kuşlar oluyor!

 

Gitmeyin diyemiyorum

Gitmeyin diyemiyorum

Kirpiklerin arasında

Yaşamak parıldayan çocuklarımıza

Onursuzluğu yeğleyin, diyemem!

1981

AYDIN ALP - AMED’İN KELEBEĞİ (J J YAYINLARI - 2018)

Ressam Ahmet Güneştekin’in ‘’Hafıza Odası’’ etkinliği, yaşanan bir acıya dikkat çektiği için ses getirdi. Toplumsal olaylar karşısında tavır almak, sanatın doğası gereğidir ve çok önemlidir. Acıların yaşandığı anda tavır alanların sesi, fazla duyulmaz. Zamanla koşullar daha bir elverir ve sesler yükselir. Zulme karşı ses yükseltenlere, önem vermek gerekir! Hem hangi zamanda olursa olsun, zulme karşı tavır almak, değerlidir.

Ressam Ahmet Güneştekin’in öncülüğünde ‘’Hafıza Odası’’ etkinliğine ‘’gölge düşüren’’ tavırlar da oldu. Yaşanılanlardan ders çıkarmak gereklidir. Açılışa, Batı’dan gelen insanların profili… Acılara duyarsız ya da acılarda payı olan insanların boy göstermesi… Daha dumanı üzerinde tüten bir acıya dikkat çekmek için yapılan bir sanatsal etkinlikte ‘’kırmızı halı’’ pozları… İnsanlarımız ateşe verilirken zil takıp oynayacak zihniyette bazı simaların, halaya durma alçaklıkları… Bunların bile isteye, kötülük olsun diye yapılmadığını biliyorum. Ama dehşeti yaşamış, ‘’ateşi ve ihaneti’’ yaşamış; halen de cehennemi baskılar altında ve yoksulluğun çelikten kıskaçları arasında yaşayan insanlarımızın, böylesi tavırlara ‘’hoşgörüyle’’ yaklaşması beklenilemezdi. Yaşanan acıların dehşetiyle örtüşmeyen tavırlar, bu sanatsal etkinliğin samimiyetinin sorgulanmasına yol açtı. Yaşanan acılar, sahipsiz değildir! Bu, bir nevi kışkırtıcı tavırlara karşı yapılan protestoyu anlıyorum; ama yapılış biçimini doğru bulmuyorum.

SU KUŞLARI

Ateş lifleri dokuyorduk

Ölüm çıkageldi ah!

Gün ne kadar da güzeldi!

Dengesiz bir savaşa düştük

Mert yürekler iremi

Postallar altında eziliyor

Ne güçlüklerle de yetişmişlerdi!

Ya saçları deneyimlerle ağarmış bilge dünya

Emeği örüyorduk, izliyordun, eşitliğini giyinmeye

Kökünden kurutmaya koyulmuştuk bataklığı

Hazırlıksız yakalandık, boyun eğmedik

Su kuşları… Su kuşları…

Hayatı büyüten sular kurutulur mu?

Kutlu olsun sınavımız su kuşlarım ey!

Kanatlarımızın çeliklenişi kutlu olsun!

1981

AYDIN ALP - AMED’İN KELEBEĞİ (J J YAYINLARI - 2018)

Ağız tadıyla yaşayacağımız günler diliyorum. Birikimli, etkili sanatsal etkinliklerde buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar… AYDIN ALP

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.