TİGRİS HABER - Madımak Oteli'nde katledilen halk ozanı Hasret Gültekin'in eşi Yeter Gültekin, 30 yıllık adalet mücadelesini Artı Gerçek'e anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katliam sanığı Hayrettin Gül'ün cezasını affetmesine karşı Danıştay'a dava açan Gültekin, "Affetmek ancak gerçek sorumlular yargılandığında ve adalet sağlandığında mümkün olabilir" dedi.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli yakılarak 33 aydın ve sanatçı ile iki otel görevlisinin katledilmesiyle ilgili dava 14 Eylül'de 'zaman aşımı' gerekçesiyle düşürüldü. Karardan bir hafta önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sivas Katliamı Davası sanıklarından Hayrettin Gül'ün cezasını ise 'sürekli hastalık' gerekçesiyle affetti.
Madımak Oteli'nde katledilen halk ozanı Hasret Gültekin'in eşi Yeter Gültekin, Erdoğan'ın Hayrettin Gül'ün cezasını affetmesine karşı Danıştay'a dava açtı.
Yeter Gültekin, 30 yıllık hukuk mücadelesini Artı Gerçek'e anlattı.
'MADIMAK KATLİAMINA GİDEN YOLUN TAŞLARI 12 EYLÜL ÖNCESİNDE DÖŞENDİ'
Sivas ve Gazi katliamlarına giden yolun taşlarının 12 Eylül öncesi döşendiğini belirten Yeter Gültekin, Maraş ve Çorum Katliamları ile siyasi cinayetleri hatırlattı. Gültekin, "Alevilerin katledilmesi yüzyıllardır süregelmekte. Bizim katlimiz bugüne kadar iktidarda kim olursa olsun her daim vacipti. Türk-İslamcı devlet anlayışının ana fikri ve siyasi anlayışı böyleydi. Alevilerin, diğer ötekilerin, aydınların ve muhaliflerin tek tek siyasi cinayetlerle ve toplu katliamlarla öldürülmesine hep bir kılıf; 'katledenleri tahrik eden' siyasi, dini bir sebep bulundu. Her seferinde öldürülenler suçlu gibi haberler yapıldı, suçlular yakalanmadı ve hakettiği gibi yargılanmadı. Üstelik, 'kahraman veya masumlarmış' algısı yaratıldı. Madımak Katliamının en farklı ise yanı gündüz, canlı yayın ile gerçekleştirilen bir toplu katliam olmasıydı. Madımak Katliamına da tek tek işlenen siyasi cinayetlerin katilleri cesaretledirildiği için gelindi. Onların kimler tarafından cesaretlendirildiklerini hepimiz biliyoruz" diye konuştu.
'TARİHİ DOĞRU YAZABİLMEK İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ'
Tarihi doğru yazabilmek adına 30 yıldır adalet mücadelesi verdiklerini dile getiren Gültekin, "En temel insan hakları, yaşam hakkı, eşit yurttaşlık hakkı, inanç ve ibadethane hakkı, hukuk devletine sahip çıkmak için, adalet için ve bizim yaşadığımız acıları bizden sonra kimse yaşamasın diye mücadele veriyoruz. Ayrıca bu mücadele Maraş, Çorum Katliamları gibi kapatıları gibi daha önce kapatılan dosyaların da tekrar gündeme taşınması için de tarihi bir görevdi İlk günden bugüne duruşmalarda yakınlarını yitiren ailelere çakmak veya bozuk para fırlatan hatta pantolonunu mahkemenin huzurunda indirebilen sanıklara 'evlat' diye hitab eden hakim, savcılarla ve 12 yaşında çocuklarımızı katledenlere avukatlık etmek isteyen Adalet Bakanı (Şevket Kazan) ve milletvekilleriyle süregeldi. Bu koşullarda gerçek suçluların yargılanabilmesi ve adaletin sağlanabilmesi tabii ki mümkün değildi" dedi.
'EVLATLARINI KAYBEDEN ANNELERİN YÜREKLERİNE YENİ BİR ATEŞ ATTILAR'
Sivas Katliamı sanığı Hayrettin Gül'ün cezasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 'sürekli hastalık' gerekçesiyle affedilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Gültekin, şunları söyledi: "Yaşlı veya genç yüzlerce düşünce suçlusunun iddianamesi bile yazılmadan onlarca yıl cezaevinde tutuklu kaldığı bir dönemde, yaşları ve kronik ölümcül hastalıkları tutuklu yargılanmaları için gerekçe olamazken Madımak Katliamı dosyasında suçu sabit ve belgeli olan, idam cezası kesinleşen, sonra cezası müebbet hapse çevrilen sanıklarının 'yaşlılık ve sürekli hastalık' nedeniyle affedilmesi kabul edilemez, savunulamaz. Affetmek ancak gerçek sorumlular yargılandığında ve adalet sağlandığında mümkün olabilir. Gerçek suçlular yargılanmadığı gibi insanlığa karşı işlenmiş Madımak Katliamı gibi suçların zaman aşımına uğratmak istenerek sözde 'kırmızı bültenle' aranan ama 30 yıldır yakalanamayan sanıkların sicilini temizlemeye gayret ediliyor. Bu özel af evlatları Madımak’ta katledilen annelerin yüreklerine atılan yeni bir ateştir ve toplumun eşit yurttaşlığa, hukuka, adalete inancını zedeleyen bir durumdur."
'CANIMIZ ÇOK YANSA DA İDAM CEZALARINA KARŞI ÇIKTIK'
Madımak Oteli'nde oluşturulan anı köşesine katliamda yaşamını yitiren iki saldırganın da adının yazıldığını ve 11 yıllık mücadelenin ardından bu isimleri kaldırtabildikleri hatırlatan Gültekin, "Bizler her daim idam cezasına karşı insanlardık ve bunu canımız çok yansa da savunduk. Madımak Katliamı'nda yakınlarını yitiren insanlar olarak 1997 yılında 33 Sivas Katliamı sanığına verilen idam cezalarına karşı olduğumuzu açıkladık. Yani mesele affedilen kişinin kim olduğu, kimin affetiği değil. Af yasal olarak mümkünse 75 yaş üzerinde olan, sürekli hastalığı olan tüm mahkumların affedilmesi sağlanmalıdır. Sadece Madımak Katliamı‘nda önemli rol almış ve ceza almış bu insanlara af uygulandığında bir garip hissediyoruz biz kendimizi" diye konuştu.
'EŞİT YAŞAM HAKKI TALEP EDİYORUZ'
Hukuk mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Gültekin, taleplerini de şöyle sıraladı:
"Kısmen de olsa Aleviler yine kendi özgücüyle var ettiği örgütleriyle 2 Temmuz 1993'ün unutulmamasını, Madımak Katliamı Davasının diğer dava dosyaları gibi tez elden kapatılmamasını sağladı. Ayrıca Madımak Oteli’ndeki Sebati Bey Et Lokantası kapatıldı, Madımak Oteli kamulaştırıldı. Diğer toplumsal taleplerimiz ise tarihi gerçeklerin çarpıtılmadan anlatılması. 12 yaşında çocukların öldürüldüğü bir katliamdan sonra en önemli taleplerimiz evrensel insan haklarının en önemlisi olan eşit yaşam hakkı, inanç özgürlüğü, Madımak Oteli’nin Utanç Müzesi olması, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması. İnsanlardan alınan vergilerle, onların ibadethanelerini yok sayan, onların inançlarıyla ilgili gerçek olmayan fetvalar verenlerin ve aşağılayan kurumların desteklenmemesi.Zaman aşımından dolayı dosyanın kapatılmasına, arananların bulunmamış olmasına ve son olarak Madımak Katliamı sanığının affedilmesine itiraz ettik. 30 yıldır süregelen hukuk mücadelemizi devam ettireceğiz. Ömrünün 30 yılını Madımak Katliamı dava dosyasının avukatlığını yapmakla geçiren sevgili Şenal Sarıhan’ın emeğine saygılarımı iletmek isterim. (Haber Merkezi)