Merhaba sevgili okurlarım bugün ki yazımda gülmenin sanatta yerinin yönlerini konu olarak belirleyip sizler için kaleme aldım.
Sanatın tanımını pek çoğumuz biliyoruz. Benim için ise çoğu röportajımda dile getirmiş olduğum klasikleşmiş bir tanımım mevcuttur. Sanat eşittir güzellik diyorum. Çünkü sanat toplumsal olayları konu alarak , kişilerde ki duygu ve düşünce yoğunluğunu en güzel haliyle dışa vurum şekilde aktarma yolu olup sonucunda sorunların veya kötü olayların üzerlerine bir Güneş ışığı doğmuşçasına aydınlatılmasına yardımcı olmaktadır.
Sanat denilince akla ilk gelen resim , heykel , müzik , tiyatro gibi uzayıp giden dallar gözümüzün önüne gelmektedir. Ben bunların bir yenisini daha ekleyerek esasında gülmekte sanat başlığı ile giriş yapacağım.
Eski yüzyıllarda ortaya çıkmış Hacivat ve Karagöz taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan kurgusal hayali gölge oyununu bilmeyen yoktur. Bu gelenekten yola çıkarak çağımızın 20.yüzyılında evrilerek stand-up showu ve komedyenler yerini aldı. Zaman zaman insanlar toplumsal olayları kinaye yaparak seyircileri kahkahalara boğmayı ve hatta hikayeyi zaman zaman seyircilerden alıntılayarak bir showa dönüştürmeyi başaran usta komedyenlerimiz var olmakla birlikte her toplumun gündelik sorunlarından uzaklaşmak ve karşılaştıkları durumları hafifleştirmek için bu tarz etkinliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca bildiğim kadarıyla uzmanların araştırmalarına göre gülmenin ömrü uzattığı da söylenmektedir.
Geride bıraktığımız pandemi sürecinde insanlar evdeyken yaşadıkları stres altında gülmeyi de unutmuşlardı. Ve çareyi sosyal medya üzerinden gerçekleşen motive edici kısa videolar veya canlı yayınları izlemekte buldu. Son zamanlarda genç kuşağın parlayan yıldızı başarılı komedyen sanatçısı Berkan Aytekin ile yakın bir vakitte görüşme fırsatı elde ettim. ürettiği karakterleri hakkında bilgi sahibi olmak istediğimi ve bu mizah üreticiliğin nasıl bir vizyon ile geliştirdiğini sordum. Yanıta çok şaşırmadım çünkü üretken her bireyin verebileceği yanıtı verdi. Tanıklık edip yaşadığı olayı , karşılaştığı durumları ve kişileri hafızasında kayıt edip , notlar alıp üzerinde düşündükten sonra mizahlaştırarak senaryoları oluşturup gerek sosyal medya üzerinden gerek ise canlı showlarında kullandığını dile getirdi. Kendisi bunları detaylıca aktarırken gözümün önüne karikatür sanatçıları geldi. Biri yazıya diğeri ise sahneye dökülmüş haliydi sanki.
Bunların haricinde geçmişten gelen çoğu zaman halkın beğenisini kazandığı gibi eleştiri oklarında hedefi olan. Siyasetin mizahını ayna gibi yansıtmayı başaran ustalarımızda mevcut. Merhum Sanatçı Levent Kırca bunun en güzel örneklerinden biridir. Siyasetin getirmiş olduğu toplumsal sorunları mizahlaştırmak hiç kolay iş değildir. Gerçek bir kıvrak zeka gerekmektedir. Şimdilerde ise benimde çok sıklıkla takip ettiğim Muhammed Nur Nahya ismini belki bir çoğumuz biliyoruz. Kendisi Sayın Cumhurbaşkanımızın sesini birebir taklit etmesi sonucu hayatlarımıza dahil oldu. Geçen zaman süresince sadece sesini değil kendi mizah zekasınıda bunun üzerinden geliştirerek farklı boyuta taşımıştır.
Şimdi vermiş olduğum isimler ile birlikte geneli dahil aralarında ilerde Levent Kırca , Müjdat Gezen , Metin Akpınar , Cem Yılmaz gibi değerlerin asla son bulmayacağını nesilden nesile bu aktarımın çok kıymetli şekilde ilerleyeceği düşüncesindeyim. Umarım bir kaç yıl sonra aynı yazıyı yazdığım zaman başka isimleri de örnek alıp konu olarak eklemiş olurum.
O halde Kendi sözlerimle cümlelerimi noktalıyorum. sanat eşittir güzelliktir. , gözlerinizden yaşın sadece gülmekten geldiği , bol kahkalı bir hayat diliyorum. Mizah ve Komedinin son bulmaması dileğiyle.