Ardında bir fotoğraf bile kalmayan Yüksel'in yıllardır gördüğü şiddete rağmen yalnız bırakıldığı, yine ölümünün ardından kimsenin gözaltına alınmadığı ortaya çıktı. Yüksel'in kardeşi Rabia Güzüpek, "Ablamı aslında yıllardır öldürmüşlerdi, haberimiz yoktu" dedi.
VAN - Türkiye'de kadın cinayetleri ve intiharları her geçen gün artarken, intihar ettiği iddia edilen kadınların yaşadıkları trajedi yaşam haklarının ellerinden alınmasıyla ortaya çıkıyor. Van'ın Saray İlçesi’ne bağlı Değirmigöl (İngêz) köyünde 21 Haziran günü evinin ahırında asılı bulunan ve intihar ettiği iddia edilen Hanife Yüksel de (34) bu örneklerden sadece biri. 6 çocuk annesi Yüksel, 17 yıllık evliliği boyunca eşi ve eşinin ailesinin şiddetine uğramasına ve bunu bilen herkes kör, sağır ve dilsiz rolüne bürünmüş. En son öldürülmeden yaklaşık bir hafta önce evden ayrılarak yayan bir şekilde ailesinin yaşadığı Kapıköy'e (Heretêl) gitmeye çalışan Yüksel'in, Beyaslan (Şerefxane) köyü yakınlarında kendisini gören çobanların eşine haber vermesi üzerine arkasından gelen eşi tarafından herkesin içinde dövülerek evine geri götürüldüğü ortaya çıktı. Ön otopsi raporunda asılma sonucu yaşamını yitirdiği belirtilen Yüksel'in, kalçasında ekimoz (darba bağlı iz) bulunduğu tespit edildi. Kesin ölüm sebebi ve şeklinin ayrıntılı otopsi raporundan sonra ortaya çıkacağı belirtilirken, Yüksel'in ya öldürüldüğü veya kendisini asmaya zorlandığı sanılıyor.
3 yıl önce ailesine sığınmış
Çocukluğunda yaşam dolu, güler yüzlü olduğu anlatılan Yüksel, 17 yaşında evlendirildikten sonra yüzü bir kez olsun gülmemiş. Yoksulluk nedeniyle erken yaşta evlendirilen 9 kardeşin ortancası Yüksel'in cenazesi ailesi tarafından Kapıköy (Heretêl) köyünde toprağa verilirken, Yüksel'e yıllardır şiddet uyguladığı belirtilen eşi ve ailesinden kimse gözaltına alınmadı. Ardında tek bir fotoğrafı bile kalmayan Yüksel, ailesinin hafızasında ise en son geçen yıl gördükleri soluk ve üzgün hali ile kaldı. Yüksel'in ağabeyinin eşi Delal Güzüpek, Yüksel'i 3 yıl önce maruz kaldığı şiddet nedeniyle yanlarına getirdiklerini söyledi. Yüksel'in eşi, kaynanası ve kayınpederinin bir ay sonra gelip Kuran'a el basmalarının ardından gitmesine izin verdiklerini söyleyen Güzüpek, "Hanife ölmeden bir hafta önce eşinin ve eşinin ailesinin işkencesinden kaçarak bizim üst köyümüzde bulunan Beyaslan (Şerefxane) köyünün alt tarafından geçerken köylüler tarafından görülüp eşine haber veriliyor. Eşi hemen gelip 5 kilometrelik yolda döverek eve götürdü. Bu olayın üstünde bir hafta geçmeden intihar etmiş diyorlar. Biz inanmıyoruz" dedi.
“İntihar ettiğine inanmıyoruz”
Yüksel'in eşinden ve ailesinden şikayetçi olduklarını belirten Güzüpek, "Hanife'ye bakmıyorlardı. Çoğu zaman aç ve açıktaydı. Dayanacak gücü kalmamıştı, ama intihar etmeyi hiçbir zaman düşünmemişti. Araştırılması lazım. Olayın üstü örtülmeye çalışıyor" dedi. Yüksel'in intihar ettiği söylenen yerin yerden alçak olduğuna dikkat çeken Güzüpek, "Nasıl açık bir yerde insan kendini asabilir. Kesinlikle öldürülmüş. Bizler kendini öldürdüğünü inanamıyoruz" diye konuştu. (diha)