GÖRÜNMEYEN TARİHSEL YÜZ VE GÖRÜNMEYEN GERÇEK!

Bêjdar Ro Amed

Tarih, yaşanmışlıkların akışını ifade eder. İnsanlığın yaşamış olduğu tüm deneyimler bu tarihsel akışta kendine yer bulur. Tarih sayfalarında mitolojiden dine, felsefeden bilime, inançtan kimliğe, sanattan edebiyata kadar her alanda temsiliyetler vardır. Herkes yaşadığı ve yazdığı tarihle övünür. Kendi tarihini ön plana çıkarmak ise insanlığın temel paradigması haline gelir.

Tarih Tezleri

Tarih üzerine yapılan araştırmalar ve yazılan yazılar ciddi bir külliyat oluştur. Bir dönem spesifik olarak ele alınan tarih, daha sonraları farklı bilimlerle ele alınmaya başlanır. Tarihin sosyolojik olarak ele alınması ve sosyolojinin tarih ile olan bağının derinden incelenmesi, bu alanda yapılan en önemli çalışma ve çıkışlardandır. Bu çalışmaların özünde toplumsal çıkmazlara ve yaşamsal açmazlara dönük kimi açılımcı girişimler içinde olmak ve perspektifler geliştirmek vardır. Bu çalışmalar çok daha farklı bilimsel ekollerle de ele alınıp işlenmeye devam edilmektedir. Bu ekol ve kuramların bir diğer temel özelliği ise, bir çok bilimin bir araya gelerek bu sorunlara kafa yorması ve çözümler üretmesidir.

Her Yeni Çıkış

Tarihsel süreçte kendini ispatlamış her yeni çıkış toplumsal sorunlara çözüm arayış içerisinde olmuştur. Bu çıkışlar, yaşamsal olan her alanda incelemeler yapmış ve çözüm önerileri sunmuştur. Tüm bunlar sosyal bilimlerle sınırlı kalmayıp, doğayı hatta dünyamızı da aşan fizik ve diğer bilimlerle de desteklenmiştir. Kuantum ile kendini görünür kılan bilimsel gelişim ise tüm yaşamsal alanlarımıza girerek bu kapsayıcılığını devam ettirmektedir. Oldukça kapsamlı olan teknolojik gelişmelerin yanı sıra Enerji Tıbbı’na kadar gelmek, bu alanda gelinen düzeyi de özetlemektedir.

Görünmeyen ve Karanlıkta Kalan Tarihsel Gerçek

Binlerce yıldır yaşam adına, bilim ve özgürlükler adına, sevgi ve aşk adına, toplumsal güzellikler adına, İnsan ilişkileri ve paylaşım adına yapılmayan hemen hemen bir şey kalmamıştır. Bunca şey iyi ve güzel bir yaşam, insanın özgür olması ve özgür bir yaşamla buluşması, ekolojik bir doğa ve onun canlılığının görülmesi adına yapılmıştır. Tüm bu yapılanlara rağmen, yaşadığımız dünyada yaşam adına, toplumsal gerçekler adına pek bir şey değişmemiştir. Binlerce yıl önce oldukça küçük başlayan SORUN veya SORUNLAR katlanarak büyümüş ve bu büyümenin hızı kesilmemiştir. Yaşam ve özgürlükler adına yola çıktığını söyleyen kişi ve zümreler başladıkları yere çok daha kötü bir şekilde geri dönmüşlerdir. Ve maalesef bu gerçek görünmemiştir. Yola çıkan her kişi ve zümre kendini diğerlerinden farklı görerek çıkış yapmış sorunun ana kaynağını görememiştir.

Bir Şeyler Hep Ters Gitmektedir

Bir şeylerin hep ters gittiği çok açıktır. Bunu anlamak için küçücük bir farkındalık bile yeter. Adı, kimliği, inancı ve öncülük düzeyi ne olursa olsun yola çıkan kişi ve gruplar insanlığın sorununu çözememiş tam tersine bu durum katlanarak büyümüş ve bugünkü halini almıştır.

Hata Nerede Yapılmaktadır?

Yaşadığımız doğa veya evrende tüm formlar yapı taşı olarak tam ve bütünlüklü olan bir evrim süreci yaşarlar. Formun bozukluğu, yapı taşının bozukluğundan gelir. Yapı taşı yani bir formu inşa eden temel taşlar bozuk oldu mu yapının kendisi de bozuk olur. Görünmeyen bu gerçektir. Toplumun yapı taşı olan ve kendisi olmaktan çıkmış insandan özgür toplum ve güzel yaşam inşaları yapılmaktadır. Mümkün olmayan da budur.

Nereden ve Nasıl Başlanmalı?

Önce bu gerçeği görerek başlamalıyız. Bu gerçek görülmeden anlama eylemi içinde olamayız. Eğer insan, insan olmaktan çıkmışsa, o zaman, insan önce kendine dönmeli, kim olduğunu bilmeli ve de öncelikli olarak kendinden özgürleşmelidir. Kendini bilen ve kendinden özgürleşen insan toplumun esaslı ve bütünlüğünü koruyan yapı taşı haline gelir. Bu gerçekleştiğinde ise özgür toplum özgür yaşam ve özgür ilişkiler oluşur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.