‘Böyle gitmez, böyle olmaz’
Diyoruz, demeliyiz, demek zorundayız.
Öyle karşılıklı tehditlerle, parmak sallamalarla, sürekli silah ucu göstermelerle bırakın coğrafya komşuluğunu, ev komşuluğu dahi yapılmaz.
Neden yapılmaz ev komşuluğu?
Çünkü doneler mahallede karşılıklı güvensizliğin varlığına işaret ediyor da, ondan dolayı yapılması zor bir durum çıkıyor ortaya. Samimiyetsizlik böyle ortamlarda kavga nedenidir. Sürekli bahaneler üretilir, sürekli kavgalar olur, şikâyet için sürekli mahalle karakoluna gidilir.
Ne zamana kadar?
Karakol amiri iyice kızana ve kovana kadar.
‘Ne haliniz varsa görün’ dediği an ise;
Zaten sözün bittiği andır.
Ondan sonrası mahalle komşularından birinin akıl ve mantığını devreye sokmasıyla ilgili bir durum oluyor ki, olmaması halinde mahalle yangına dönecek demektir. Mahalle büyüklerinin devreye girmesinin zamanıdır çünkü mahalle oturulamaz hale gelecektir.
Doğma büyüme o mahallenin sakinleri olanların başka mahalleye taşınma şansları da yok ise ne olacak?
O güne kadar bütün zorluklara ve dış mahalle baskılarına rağmen gardını birlikte alarak yaşamayı devam ettirmiş bir pratiği de var ise mahalle sakinlerinin, şapkalarını önlerine koyup, gözlerini ileri hedeflere odaklayarak düşünmekten başka yapacakları bir şey olur mu?
Olmaması ehvendir, çünkü birlikte yaşamanın koşulları ve alt yapısı vardır mahallenin. Olması hiç bilinmeyen mahallelere yeni yolculukların başlaması anlamına gelecektir ki, o da katlanarak büyüyen yeni sorunlara işaret eder.
Mahallenin gönderindeki bayrağın indirilmesinin nedenlerini ise hiç tartışmaya gerek yok. Görünen birilerinin elleri değil, görünmeyen ellerin marifetlerinin mahalleyi karıştırmak üzere yeniden devreye girdiği andır.
Artık iş mahalle sakinlerinin tümünü ilgilendirir.
Mahalle büyüklerinin devreye gireceği andır, bu anlar.
‘Böyle gitmez, böyle olmaz’ denilecek en doğru zamandır artık.