Ülkemizden uzaya fırlattığımız bir uydumuzu veya roketimizi hiç duydunuz mu? Maalesef duyamazsınız çünkü yok. Bir uzay üssümüz dahi mevcut değil.
Evet, bizler bilime yatırım yapmalıyız. Bir roketi fırlatmak için başka ülkelere milyonlarca lira veriyoruz. Bir an önce kendi üssümüzü kurmalıyız. Bilim insanlarımıza güvenmemiz onların yolunu açmamız bir elzemdir.
Sadece bunlarda değil. Dünyadaki son hadiselere baktığımızda Kovid-19 aşıları peş peşe piyasaya sürülmeye başlandı. Bırakın bizlerin aşı üretmesini şuan paramızla bile yeteri dozda aşı alamıyoruz.
İşte bilime verdiğimiz önemin özeti…
Evet, bilim ve bilgi üreten toplumları hayranlıkla izliyoruz. Bizleri peşlerinden sürüklüyorlar.
Buraya da şerh bırakıyorum: Bilim üretmeyen bir toplum bağımsız değildir, başkaları tarafından yönetilir.(Kaynak: Artık bir gün 24 saat değil! - Burhan Çakır)
12.01.2020 tarihli yazımdan bir alıntıdır. Yetkililer sesimizi duymuş olmalılar ki geçen hafta aya insansız araç gönderme ve uzay programını açıkladılar. İşin latife kısmını bir kenara bırakıp siyaset üstü olayları bilimin ışığında tahlil etmemiz lazım.
Öncelikle ülkelerin uzay programları siyaset ve partiler üstü tasarlanmalıdır. Mesela 1958 yılında kurulan NASA günümüzde tartışmasız uzay serüvenin de tüm dünyaya öncülük ediyor. Burada ki başarı aslında bağımsız bir ülkenin tüm insanlarını içine aldığı tarafsız bir politikanın ürünüdür. Tartışmasız bir milletin bağımsızlığı ekonomi ve bilimde ki başarılarından geçer.
Gelelim açıklanan uzay programına. Toplum olarak bizleri heyecanlandıran, umutlandıran gelişmeler... Hepimizin sahiplenmesi gereken bu proje ile ilgili eleştiri yapacaksak; yapıcı eleştiri yapmamız doğru olacaktır.
Zamanlama hatası yapıldığıve yanlış bir tarih seçildiğini söyleyebilirim.
Bu hafta mars haftası ve şuan BAE(Birleşik Arap Emirlikleri), Çin ve NASA olmak üzere3 ülkenin insansız uzay aracı bu hafta içinde peş peşe marsa iniş yapacak. Hatta NASA bilimde şov yapmayı planlıyor. Marsta insansız helikopter uçuşu gerçekleştirecek. Yani bütün dünya bilimdeki bu hadiselere kilitlenmişken, birden bire Türkiye’nin böyle bir programı açıklaması dünyada ses getiremedi.
Her şeye rağmen siyaset üstü düşünerek, bir uzay programımızın geç de olsa yayınlamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Bu hadiselerin takipçisi olup yazımı çok önemsediğim şu cümlelerle bitiriyorum.
“Gelecek Bilimde! Bilim üretmeyen bir toplum bağımsız değildir, başkaları tarafından yönetilir.”