Gazeteciliği bıraktı simit satıyor

Haberleri sansürlenince gazeteciliği bırakıp simit satmaya başlayan Gazeteci Elif Ayça Seren Ural, Başbakan talimatıyla haber yapanlara 'simit sat onurlu yaşa' diyenlerin görüşüne katılmıyor: “Simitçiliği de kirletmesinler”

Şişli Cami'nin karşısında simit satan bir kadın, tezgâhının camekânında 'Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü” yazılı bir diploma asılı. Gazeteciliği nasıl bıraktığını anlatıyor: “Bu meslekte dürüst kalarak var olamayacağımı düşündüm. Tarafsız haber yapmaya koşullar elverişli değil. Yaptığım haberler birilerine dokunduğu için yayınlanmayınca kendime başka bir yol çizdim.” Elif Ayça Seren Ural 37 yaşında, iki çocuk annesi, 3 yıldır simitçilik yapıyor. Daha önce yerel TV kanallarında, dergilerde çalıştı. 'Pogo', 'Lirik Soğan' ve 'Başlama Vuruşu' adında yayınlanmış üç romanı var. Medyadaki sansürü ve Başbakan talimatlarıyla haber yapan gazetecilere yönelik 'simit sat onurlu yaşa' sözünü; gazeteciliği, sansüre uğradığı için bırakıp simit satmaya başlayan Elif Ural, “Onlar hiç simite ellerini sürmesin, simitçiliği de kirletmesin mümkünse. İktidardan talimat alıp gazetesine sansür uygulayanlarla hiçbir ortak mecrada yan yana olmak istemem. Medyanın tepesindekiler onur mücadelesi vermeye kalksa kaldırımlarda simit arabalarına yer kalmaz. Simit kestane mısır arabalarıyla cadde boyu sıralanalım o zaman” dedi.

'Bizi kapının önüne koyarlar'
Gazeteciliği haberleri sakıncalı bulunup yayınlanmadığı için bıraktığını anlatan Ural'ın meslekten kopuş noktası Bursa'da çalıştığı yerel bir kanalda yayınlatmak istediği yolsuzluk haberine uygulanan sansür olmuş. Ural, “Gölcük depremi olduğunda Yalova Adapazarı'nda çadırkentler kurulmuştu. Gelen yardımların depremzedelere dağıtılmayıp satıldığına dair bir ihbar geldi. Haberi belgeleriyle yayınlamak istediğimde haber müdürü bana sen işinden mi olmak istiyorsun, hepimizi kapının önüne koyarlar, dedi. Meslekten kopuş noktam bu oldu. Haber kovalamayı çok seviyordum; ama iş yayınlatmaya gelince genel yayın yönetmenleriyle sürekli çatışmak zorunda kalıyorsunuz. Bu meslekte dürüst kalabilmenin çok zor olduğunu düşünerek bu işi bıraktım” diye anlatıyor.

'Zabıta diplomama el koydu'

Gazeteciliği bırakan Ural, yıllar sonra tekrar sokağa dönmesinin  bir simit tezgâhıyla olduğunu söylüyor. Ancak, “Simit satıp onurlu yaşamanıza da izin vermiyorlar, burada da yakanıza yapışıyorlar” diyor. Başkasının adına olan simit tezgâhını Belediye'nin kendi üstüne bir türlü aldırmadığını anlatan Ural geçtiğimiz günlerde zabıtalar tarafından tacize uğradı ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. Simit tezgâhı, diplomasıyla birlikte zabıta tarafından kamyonet kasasına yüklenip götürüldü: “Diplomamı almak için kamyonete yöneldiğimde zabıta bacaklarımdan tutup çekti, sözle taciz edildim. Zabıtadan 10-12 erkek beni kamyonetin arkasındaki minibüse bindirdi. Simit tezgahının peşinden gideceğimizi zannederken ayrı bir yola saptık. Çağlayan Adliyesi'nin önünde minibüsten adeta atıldım. Git kime şikâyet etmek istiyorsan et, dediler. Simit satsanız da sizi rahat bırakmıyorlar.”

Birgün Gazetesi
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum-yaşam Haberleri