TİGRİS HABER - Gök, "Bence bu davanın asıl motivasyon noktası, üzeri açık bir şekilde öldürülen Kemal Kurkut'un çektiğim fotoğraflarıdır" şeklinde savunma yaptı.
Salih Yeşil
Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un öldürülmesini fotoğraflayan Gazeteci Abdurrahman Gök'ün açık tanık Ümit A.'nın ifadeleri doğrultusunda "silahlı örgüt üyesi olmak" ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılanmasına başladı. Davanın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasını Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi milletvekilleri Serhat Eren, Meral Danış Beştaş, Adalet Kaya, Cengiz Çandar ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Türkiye Gazeteciler Sendikası, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, DİSK Basın İş temsilcileri, Gök'ün meslektaşları izledi.
Tanığın yönlendirildiği iddiası
Kendisine yönelik iddialar hakkında savunma yapan Gök, çatışmalı alanlarda yaklaşık 20 yıldır gazetecilik yaptığını belirtti. Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un kolluk güçlerince açılan ateşle öldürülmesini fotoğrafladığı için kendisi hakkında bu dava açıldığını düşündüğünü dile getiren Gök, dosyada ifadesi bulunan açık tanık Ümit A.'nın soruşturma aşamasındaki ilk ifadesinden kendisinden bahsetmediğini, sonraki ifadesinde ise soruşturma savcısının "Abdurrahman Gök'ü tanıyor musun?" sorusu üzerine kendisi hakkında beyanda bulunduğunu belirtti.
'Basımına izin verilen kitapları yazmışım gibi yargılanıyorum'
Tanığın belirttiği prodüksiyonda çalışmadığını, çalışsa bile bunun suçlama yapılamayacağını ifade eden Gök, kendi youtube kanalında yapılan ve DAİŞ'e karşı verilen mücadeleyi anlatan filmin suçlama konusu yapılmasını anlayamadığını kaydetti. Yeni çıkan kitaplarla ilgili yaptığı haberlerin de dosyadaki deliller arasında olduğunu hatırlatan Gök, kitapların Kültür Bakanlığı ve Basın Savcılığının onayı ile çıktığının ve haklarında toplatma kararı olmadığının altını çizerek, "Basın savcısının izin verdiği kitabı sanki ben yazmışım gibi yargılanıyorum." dedi.
'Bu davanın motivasyon noktası Kemal Kurkut fotoğraflarıdır'
Tutuklu bulundukları dönemde gazeteciler Serdar Altan, Ömer Çelik ve Mehmet Şahin'le telefonla görüşmüş gibi HTS kayıtlarının dosyaya eklendiğini kaydeden Gök, içeriği olmayan telefon görüşmelerinin sanki suç işlenmiş gibi bir izlenim yaratıldığını dile getirdi. Gök, "Bence bu davanın asıl motivasyon noktası, üzeri açık bir şekilde öldürülen Kemal Kurkut'un çektiğim fotoğraflarıdır." diyerek savunmasını sonlandırdı.
'Müvekkil aleyhine tanıktan beyan alınmaya çalışıldı'
Müvekkilinin gazeteci olduğunu ve açık tanığın söz konusu prodüksiyonda çalıştığında dair beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, Mezopotamya Ajansı'nda çalıştığının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından anlaşılacağını ifade eden Gök'ün avukatı Resul Temur, tanığın ilk ifadesinde müvekkili hakkında beyanda bulunmadığını, ancak sonraki ifadelerinde adeta soruşturma savcısı tarafından tanıktan beyan alınmaya çalışıldığını söyledi. Dosyada KCK hakkında bilgi verildiğini, müvekkilinin de bu bağlama yerleştirilmeye çalışıldığını dile getiren Temur, "Dosyanın tamamına bakıldığında müvekkilimin örgüt üyesi olduğuna dair delil yoktur. Kolluk ve savcılık bunu böyle yorumlayarak müvekkil hakkında yorumda bulunmuştur. Bu sadece müvekkilime yönelik değil mahkemeyi de baskı altına almayı dayatıyor." ifadelerini kullandı.
'Tanığın dinlenmemesi tutuklamaya gerekçe yapılmamalı'
Temur, müvekkilinin daha önce benzer suçlamalarla karşılaştığını, yargılamanın mükerrer olduğunu aktardı. Temur, müvekkil hakkında ifade veren tanığın hazır edilmesi için celse arasında dilekçe verdiklerini, ancak tanığın hazır edilmediğini hatırlatarak, tanığın hazır edilmemesinin müvekkilinin tutukluğunun devamına gerekçe yapılmamasını istedi.
Avukat Mehmet Emin Aktar ise Gök'ün Kemal Kurkut'un fotoğrafını çekmesinden beri bunun bedelini ödemeye devam ettiğini dile getirdi.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Savunmaların ardından mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı, Gök'ün tutuklanmasının devamına karar verilmesini istedi.
'Gazetecilik yapmaya devam edeceğim'
Tutuklamaya devam yönündeki mütalaaya karşı söz verilen Gök, dosyada eksikliklerin tamamlandığını, daha önce de 22 yılla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada duruşmadan vareste tutulması tutulma teklifinin olduğunu ancak kendisinin yargılamanın her safhasına katıldığını, kaçma şüphesinin bulunmadığını söyledi. Gök, "İçeride de olsam dışarıda da olsam gazetecilik yapmaya devam edeceğim." diyerek sözlerini sonlandırdı.
Avukat Resul Temur, dosyada somut delilin bulunmadığını, dosyada tek eksiliğin tanığın dinlenmesi olduğunu, onun da kendilerinden kaynaklanmadığını belirterek, müvekkilin tahliyesini talep etti.
Tutukluluğa devam kararı verildi
Mahkeme, tanık Ümit A.'nın bir sonraki celsede dinlenmesine, Gök’ün Yargıtay'da bulunan dosyalarının istenmesine ve Gök'ün tutuklanmasının devamına karar vererek, duruşmayı 5 Aralık'a erteledi.