İnsanlar iyice yoksullaştı. Vakalar bir yana iktidarlar boş lakırdılarla değil, böyle dönemlerle değişir, ne değiştirmek isteyenin gayretiyle, ne de değişmesini istemeyenin engeliyle...
Bir ülkede değişimi kötü ekonomi belirler, yirmi yıl evvel olduğu gibi.
Kötü olan şu ki, kurtarıcı bir reçete de yok, iyi bir ihtimal de yok.
Siyaset dediğin gelip geçen değişen bir olay. Bugün baş üstünde olan yarın ayak altında olabilir, bugün ayak altında olan yarın baş üstünde.
Onları oraya layık gören kitleler günün sonunda kendi hanelerine bakar, ekmeğini ve emeğini azaltanı anında yollar, değişmez, ideolojiler filan hep işin hikayesi.
Yine öyle olacak, biraz rahatlamak için bayrak el değişecek.
Hep akıbetler bu yazık ki, en fazla değişimle biraz rahatlamak ödül... Uzun vadede gerçek bir kurtarıcı yok.
Bir toplum kendini değiştirmedikçe hakikat o toplumu değiştirmez, onlara kurtarıcı göndermez.
Kurtarılmak isteyen evvela çocuğunu kurtarıcı gibi yetiştirmedikçe liyakat ehli ayan olmaz.
Sözün özü gerçekler ortada, gidişat ayan beyan, hiçbirşey iyiye gitmeyecek, çok daha kötü günler göreceğiz.
Asr-ı Saadet zamanları gibi açlıkla imtihan dönemlerimiz olacak belki de bu gidişle. Sonuna kadar hak ediyoruz sınanmayı.
Üzücü olan şu ki ashabın maneviyatı da yok bizde. Kimbilir ümmet olarak nice olur ahvalimiz...
Rabbimiz merhamet eylesin, zira O'ndan başka kimse yardım edemez bizi bekleyen akıbetin içindeki o aciz halimize...
Fakiri, fukarayı düşünen yok. Onlar şimdi ekmeğin yanında zeytini zor buluyordur.
Eskiden fakirlik vardı, şimdi açlıktan sürünme tehlikesi var bu yüksek dengesiz dönemde... Sağlık, ilaç hizmeti de iyice azaldı.
Bu dengesiz zamanlar belki de nicelerin ölümüne sebep oluyor. Garibanlar bugünlerde iyice vitaminsiz. Onlara yetişen hayır sahipleri zaten az.
Mazluma dua, zalime bedduadan başkası gelmiyor birleşmeyen ellerimizden. Rabbimiz kabul etsin, amin, amin, amin.