Bingöl’de patlayan ya da patlatılan, 2 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan bomba şu an için ciddi bir tartışma konusu. ‘Ateş düştüğü yeri yakarın’ ötesinde toplumsal yaranın tam üstüne düştü.
Bomba gaipten mi geldi?
Toplum olarak durumu sorgulamamız gerekiyor ki, yeniden Sur, Nusaybin, Cizre, Yüksekova’da olduğu gibi bir daha yaşanmasını istemediğimiz senaryoların bir parçası durumuna gelmeyelim.
Ne olduğunu çok net bilmiyoruz, o nedenle sözümüz ortaya. Çok net konuşabilmek için olayın tüm detaylarına hâkim olmak gerekiyor ki, bugünkü mevcut ortamda hiç birimizin böyle bir şansı yok.
Ancak, yapabileceğimiz bir tek şey var ki, durumu gördüğümüz gibi değerlendirmek. Bingöl’deki patlamayı şekli, şemali ve sonuçları açısından değerlendirdiğimizde, bize yansıyan şekliyle durumu terörist bir eylem biçimi olarak değerlendirmekten başka bir şey düşünemiyorum.
Toplum olarak sorgulamamız gereken durumlarla her an karşı karşıya kalabiliriz, hazırlıklı olmalıyız. Yukarıda söz ettiğim gibi, 2015’teki gibi toplumsal manada bir yıkım süreci yaşamamak için, Bingöl’de meydana gelen patlama ya da benzeri muhtemel olaylara karşı tepkilerimizi anında ortaya koymalıyız.
Hiçbir eylem, patlayan ya da patlatılan bir bomba gaipten gelmiyor, rastgele ortaya çıkmıyor. Eylemlerinde, bombaların da, biz bilmesek de, tanımasak da mutlaka sahipleri vardır. Tepkimiz, tepkilerimiz onlaradır, olmak zorundadır. Aksi takdirde bilmediğimiz güçlere teslim oluruz!
Etrafımız bu tür örneklerle doludur, gözlerimizin önünde gerçekleşti gerçekleşiyor.
İşte İran, İşte Irak, İşte Suriye, İşte Libya, İşte Mısır, İşte Afganistan; bir bombayla, bir silahla başlayan hareketlilik, ülkelerin bitişine, insanların ölümüne neden olurken, kalanların ise, topraklarını, evlerini, çoluk çocuklarını geride bırakarak başka ülkelere sığınmalarına neden oldu.
O nedenle; hiçbir şey gaipten gelmiyor, gelmez de. Rastgele patladığını zannettiğimiz ne bir bomba, ne bir silah, bunların hiç biri gaipten gelmez.
Yapacağımız tek şey;
-Sorgulamak, karşı çıkmak, kabul etmemek, protesto etmek, toplum olarak hiçbir ‘terörist’ eylem biçiminin yanında, etrafında, kenarında, köşesinde, kıyısında durmayacağımızı, karşısında olacağımızı açık yüreklilikle deklere etmektir.
-Demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, hak-hukuk-adalete olan inancımızı, bütün çözümleri bu mecrada kabul ettiğimizi, bu çerçevede çözümlerden yana olduğumuzu sıkça dile getirmektir.