Günümüzde spor dalları arasında tüm dünyada en çok revaçta olanının futbol olduğunu sanırım söylemeye gerek yok.Büyük bir endüstriyel alana dönüşen bu spor dalı, kökleri çok eski tarihlere gitsede modern futbolun çıkış yeri İngiltere olmuştur. İngiliz kulüplerinin mücadele ettiği ilk futbol yarışması olan FA Cup(FA 26 Ekim 1863 tarihinde kurulmuş futbol birliğinin kısa adıdır)İlk resmi uluslararası futbol maçı 30 Kasım 1872 günü, İngiltere ile İskoçya arasında Glasgow’da gerçekleştirildi.Futbol birliğinin kurulması sonrasında futbol, Britanyalılar tarafından tüm dünyaya yayılmaya başladı(Türkiye’ de futbol 19.yüzyılın son çeyreğinde azınlıklar tarafından Selanik ve İzmir‘de oynanmaya başlanmış ve çeşitli kulüpler kurulmuştur. 2.meşrutiyetle beraber hız kazanmıştır)
Futbolun uluslararası alandaki en üst yönetim kuruluşu olan Futbol Federasyonları Birliği(Kısaca FIFA) 1904 yılında Paris’te kuruldu. Futbolda profesyonelleşme süreci dünya genelinde 1920’ler ve 1930’ larda hız kazandı.(Türkiye 1950’ li yıllarda profesyonelliğe geçmiştir)
Futbol, 21.yüzyıl itibarıyla 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanan en popüler spor konumundadır. Milyonların ilgisi haline halen bu spor alanı özel sektör açısından önemli sponsorlukların da oluşmasına zemin hazırladı. Büyük kitleleri sahalara ve ekran başlarına taşıyan bu popüler spor, beraberinde farklı bir sosyolojik tabloda oluşturdu. Futbol kulüplerine karşı ilgi duyan milyonların maç keyfi, ilk çıkış zamanlarından günümüze doğru bireysellikten çıkıp kolektif bir şekle dönüştüğünü ifade edebilirim.Futbolla beraber şehircilik,kulüpçülük duyguları kendini iyiden iyiye hissettirmeye ve fanatizmin hatta holiganizmin ortaya çıkmasına zemin yarattı. Öte yandan aynı takıma duyulan sempati ve kolektifanlayış, bilim, kültür ve eğitim gibi alanlarla iç içe geçmeye başlayınca kolektivist bir anlayışında taraftarlar arasında örgütlü bir yapıya dönüşmesine imkânsağladı. Başka bir ifadeyle bilinçli ve kültürlü futbol sempatizanları kurdukları taraftar grupları aracılığıyla hem takımlarına katkı sunmaya hem de farklı sosyal alanlarda da etkinliklerin yapılmasına vesile olmuşlardır. Bu etkinlikler ilk zamanlarda dayanışma geceleri, forma satışları ve piknikler şeklindeyken, günümüzde bu etkinliklerin yanında sosyal yardımlaşma ve hatta politik meselelere karşı duyarlılığa da dönüşmüştür. Futbol sahalarında gerek takımların gerekse taraftar gruplarının açmış oldukları pankartlar bunun en önemli örneklerindendir. (Amedspor oyuncularının,2016 tarihinde Fenerbahçe ile oynanan Ziraat Türkiye Kupası maçı öncesi taşıdıkları ’Çocuklar Ölmesin, Maça Gelsin’ pankartı büyük etki yaratmıştı)Taraftar gruplarının sosyal meselelere duyarlılıkları zaman içinde sahalara sığmamış alanlara taşmıştır(Gezi olaylarında olduğu gibi)
Günümüzdefutbol taraftar gruplarının bir kısmı, kurdukları dernekler aracılığıyla bulundukları şehirler başta olmak üzere, ülke geneline ve hatta uluslararası alana yansıyacak faaliyetler yürütmeye başlamışlardır.Özellikle çevreci kampanyalar, ekonomik yardımlaşma, sağlık sorunlarıyla ilgili kampanyalar yürütülmüş ve önemli kazanımlar sağlanmıştır.
Bu çerçeveden bakınca bazı futbol kulüpleri ile taraftar grupları örgütlü bir şekilde dinamik bir yapıya girmişlerdir.Bu dinamik yapılardan birini de Amedspor ve taraftar grupları-tabi destek veren bilinçli halkı unutmamak lazım-inşa etmiştir.1972 yılında Melikahmetspor olarak doğan kulüp 1990’da Diyarbakır Belediyespor, 1999‘da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Diskispor ismini almıştır.Birçok defa ismi değişen kulüp son olarak 2014 yılında Amedspor SK ismini almıştır.(yoğun baskıya rağmen halkın ve taraftar gruplarının desteğiyle isim korunmuştur)Amedspor kurulduğu tarihten bu yana yönetimsel olarak sosyal ve politik meselelere duyarlılık göstermiş bir kulüptür. Tabi kulübün spor felsefesinin kardeşlik ve dayanışma üzerine kurulu olması kendisine sempati duyan kitleleri de bu yönde etkileşmiştir.
Özellikle faaliyet yürüten üç önemli taraftar grupları olan, Amedspor Direniş, Amedspor Barikat ve Ultramed21 taraftar grupları sosyal meselelere duyarlılıklarıyla bilinirler. Özellikle futbol aracılığıyla kitlelerle dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik duygularına önemli katkı sağladıklarını belirtebilirim. Söz konusu taraftar grupları gerek tribünlerde gerekse sosyal medyada her zaman için centilmenlik çizgisinde hareket etmişlerdir. Rakip sahalarda kimi maçlarda hem kulübün hem de taraftar gruplarının maruz kaldıkları şiddet, hakaretlere ve ciddi ayırımcılıklara rağmen kendi ev sahipliklerinde rakip takımları çiçeklerle karşılamayı bilmişlerdir.
Onca baskı ve ayırımcılığa rağmen gerek kulüp çalışanları gerekse taraftar grupları yüklendikleri misyonlarından vazgeçmemiş ve barışçıl tutumlarını sonuna kadar sürdürmüşlerdir.Günümüzde özellikle son dönemlerde yardıma ihtiyaçları olan ailelere destek amaçlı çok sayıda kampanyaları yürütmüşlerdir. Sosyal medya üzerinden SMA hastalığına yakalanmış çocuklar için yaptıkları kampanyalar takdire şayandır.(Aslında taraftar gruplarının ortaya koydukları kucaklayıcı, barışçıl ve insani etkinlikler kulüp yönetimini de etkileyecek nitelikte olmuştur. Ayrıca taraftar gruplarının genel olarak kulüp üzerinde olumlu yönde -otokontrol etkisi-etki yaratığını da ifade edebilirim)Özellikle Amedspor Direniş, Barikat ve Ultramed21 taraftar gruplarının ortaya koydukları duruş, hem ülkede hem de dünyada örnek teşkil edecek düzeyde olduğunu rahatlıkla vurgulayabilirim.
Amedspor un taşıdığı misyon ve kimlik ile taraftar gruplarının ortaya koydukları kolektif anlayış umarım her türlü sıkıntı ve baskıya rağmen dinamizmini artırır.
Şeyhmus Kaya