Diyarbakır’da birçok kültür sanat kurumunun ortak bir platformda buluşarak Uluslararası Feqîye Teyran Doğa, Kültür ve Sanat Festivali düzenlemeleri kent açısından önemli bir çalışmadır. Bu çalışmaya birçok STK’nın da destek vermesi kentin kültürel kimliğini ön plana çıkarması ve ünlü şairi anma ve adını ve eserlerini yeni kuşakların tanıması açısından da sahip çıkılması gereken bir çalışmadır.
Festivalin doğayla bütünleştirilmesi ise içinde yaşadığımız dünyanın ne kadar kirletildiği, doğanın yaşanamaz hale getirildiği de göz önüne alındığında güncellikle bağının kurulması açısından da yerinde olmuştur.
Özellikle son yıllarda dünyamızda çevre sorunlarının yaşamı ciddi ölçüde tehdit etmektedir. Göllerin kurumakta, eskiden gürül gürül akan nehirler cılız derelere dönüşmektedir. Denizleri artık bu kirlenmeye dayanamayarak canlılığını kaybetmeye başlamaktadır. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ciddi bir kuraklık tehlikesinin kapımızı çaldığı bu dönemde; Diyarbakır’da Uluslararası Feqîye Teyran Doğa, Kültür ve Sanat Festivali’nin düzenlenmesi, bu sorunlara dikkat çekmesi açısından da ayrı bir önemi vardır.
Daha önceden denizlerin öleceğini birisi söylese çoğumuzun inanacağı akıllara gelmezdi. Ama şimdi her gün denizlere dökülen atıklardan neredeyse adacıkların oluştuğunu görüyorduk. En son Marmara denizinde başlayan Ege ve Karadeniz’i de tehdit etmeye başlayan müsilaj gereken önlemler alınmazsa yakın zamanda denizlerin de nasıl öldüğüne tanık olacağız. Bir taraftan küresel iklim değişikliklerinin yarattığı ciddi iklim sorunları dünyayı yaşanamaz hale getirecektir. Başka bir yere de gitme koşulları da olmadığı için çöplük haline getirilen güzel dünya insanlık için kendi sonunu getirecek olan bir gezegene dönecektir. Şimdiye kadar canlı türlerinin % 80’nine yakınını yok eden insanlar en sonunda kendi soyunu da kurutacaklardır.
İnsanoğlunun her şeye sahip olma, her canlının yaşama hakkının olduğu dünyada her şey benim olsun bireyciliği ve bencilliği bir gün hepimizin olsun diyecek mi? Yoksa bunu demeye vakti olmayacak mı? Ya da bunu dediğinde artık çok kalmış olmayacak mı?