Zaten ülkede ekonomi iyi gitmiyordu, piyasalarda sallantılar vardı. Ekonomik tutarsızlıklar ve politik atarlar hem büyük iş hacmine sahip firmaları hem küçük esnafları zorluyordu. Yetmiyor üstüne tüm dünyayı derinden bir deprem gibi sallayan Korona belası çıktı. Güç bela ayakta duran esnaflar bu kez günü siftah etmeden kapatmaya başladı. Hatta birçok iş kolu bildiğiniz gibi hükümet kararıyla geçici kapatıldı.
Başta düğün salonu işletmecileri, kıraathane ve kafeler olmak üzere birçok işyeri uzun zamandır kapalı. Bu işyerleri hiçbir destek de almıyor. Kiralar nasıl ödeniyor, giderleri nasıl karşılanıyor, gerçekten zor. Daha da önemlisi bu mekan sahipleri nasıl geçiniyor, moda deyimle “evlerine ekmek götürme” sorununu nasıl çözüyorlar, bilmiyorum. Bu sektörlerden geçimini sağlayan birçok kişinin iflas ettiğini biliyorum.
Lokanta ve restaurant işletmecileri de her ne kadar açıksa da sadece paket servislerle çark dönmüyor. İnsanlar, salgın korkusuyla evlerine, işyerlerine paket servisi sipariş etmekten de çekiniyor. Dolayısıyla bu esnaflar da büyük yük altında ve zor bela ayakta duruyorlar. En azından diğer sektörlerden farklı olarak sabahları gidip açabildikleri bir işyerleri var ve zamanı dolduruyorlar, az da olsa bir umutları var.
Kuaför ve berberler de ayrı bir sıkıntıda. Düşünün artık kaç günde bir berbere veya kuaföre gidiyorsunuz. Her sabah kadın kuaförüne giden, saçlarına fön çektiren, makyajını yaptıran kaç kadın var artık. Ya da iki günde bir erkek berberine gidip sakal tıraşı olan, saçlarına şöyle bir çekidüzen veren kaç kişi var artık?
Dershane ve özel okullar mevzusu ise apayrı bir konu! Sözleşme yaptıkları öğretmen, idareci, personellerin maaşları, sigortaları ödenecek başka yolu yok. Yetmedi, yayın paraları ödenecek bundan da kaçış yok. Yetmedi, kiralar ödenecek. Yetmedi, su, elektrik, vergiler ödenecek. Yetmedi, umut fakirin ekmeği, önümüzdeki yıl için reklam, tanıtım devam edecek. Bunların hiçbirinden kaçış yok. Üstüne bir de eğitim ücretini ödemeyen ya da ödemeyen veli sorununu koyun bakalım! Ne yapsın şimdi özel okul işletmecileri, dershane işletmecileri? Bitti mi sanıyorsunuz sıkıntıları, hayır! Bir yandan ısrarla eğitim talebinde bulunan veliler, diğer yandan cadı avına çıkar gibi dershanelere ceza kesmeye çalışan görevliler… Kısacası bir dokun, milyar ah işit…
Krizden ötürü büyük bir durağanlık içine giren inşaat sektörüne hiç dokunmayayım. Müteahhitler batan batana. Kaç yıldır temel kazan, temel atan yok. Dolayısıyla bu sektörle bağlantılı olan diğer sektörler de otomatikmen duruyor. Emek gücüyle geçinen işçiler, marangozlar, demirciler, fayansçılar, tesisatçılar ve malzeme tedariki yapan işletmeler çırpınıp duruyor maalesef.
Yanlış anlaşılmasın felaket tellalığı yapmıyorum, sadece kendimce bir gerçeği azıcık daha görünür kılmaya çalışıyorum. Bir de yukarıda saydığım birkaç sektörden geçinen veya onlarla bağlantılı alanlardan geçinmeye çalışan binlerce insan var. Sadece bu sektörlerdeki tıkanıklık ve işsizlik durumu bile vehameti gözler önüne seriyor. Asıl sıkıntı salgın sonrası daha görünür olacak. Şu an salgın perdesi altına saklanan tüm bahaneler gün yüzüne çıkacak. Durma noktasına gelen üretim ve imalat sektörleri, çiftçinin durumu, beklenmedik biçimde yaşanan kuraklık hepimizin yaşam kalitesini düşürecek. Üstelik bütün bu durumlara hazır ve zorlukları aşacak bir kapasitemiz, ekonomik yeterliliğimiz de yok!
Oysa bu salgını köklü bir değişimin uyarısı olarak algılayıp kazançla da çıkabiliriz bu süreçten. Esnafımızı destekleyerek, üretim ağı ve çeşitliliğimizi artırarak, imalat yapımızı değiştirerek, tabiiki en önemlisi de zihin yapımızı geliştirerek yeni ufuklara kapı aralayabiliriz. Sanırım bu salgın sürecinde aralıksız büyüyen iki şey vardı: Korona virüsü ve hemen her sokakta kontrolsüz açılan ulusal marketler…
Son söz niyetine esnaf ne yapsın? Maalesef ben de köklü bir çözüm önerisi sunmaktan acizim. Üstelik çözüm makamı da değilim. Banka kredisini bile ödeyemeyen, kirasını çıkaramayan, sigortasını ödeyemeyen esnaflar var. Bir gerçek var ki, esnafa acil el uzatılması gerekiyor. Çünkü esnaf “imdat” diye çığlık atıyor!