Dağkapı Meydanında büyüyenler bilirler.
Çelenkler fırınının yan tarafında, tam Atatürk heykelinin karşısında büyük bir büfe vardır.
Şimdi de o büfe hala acıktır, ve sanırım işletenleri değişmiştir.
Daha beş veya altı yaşlarındaydım.
Komşumuzun üvey kızı Melek abla vardı.
Melek abla öğretmendi.
Bir yerlere gitmek istese, annemden izin alır beni de yanında götürürdü .
Annem de beni hep şık temiz giydirir, Melek ablaya emanet ederdi.
Melek abla da elimden tutar birlikte bir yerlere giderdik.
Her gittiğimizde dönüşte bana bu Dağkapı Meydanındaki büfeden Meysu ( meyve suyu alırdı.)
Günlerden bir gün yaz sıcağı ve Melek abla annemden izin alıp elimi tutarak beni bir yerlere götürdü.
Sanırım yanlış hatırlamıyorsam şuan devlet hastanesinin oralarda bir yerlere gitmiştik.
Yaz sıcağı ..
Biz Melek ablamla epey yol yürümüş ve işimizi bitirmiş dönüş olarak eve geliyorduk.
Tam büfenin oraya gelince bekliyorum ki, Melek abla bana Meysu alacak.
Hem de her zaman vişnelisinden.
Hem o zamanlar Meysu meyve suları kağıt üçgen kutularda ve pipeti içine vurup nasıl mutlulukla içerdik. Benim için ulaşılmaz bir mutluluktu.
Ama o gün Melek ablam hiç büfenin önünde dahi durmadı.
Susamıştım.
Melek ablanın elinden tutup ben çok susadım edim.
Tamam Nesrin deyişini dün gibi hatırlarım.
Fakat yine yolumuza devam etmiştik.
Bu sefer bizim sokağa sapmadan Balıkçılar başına taraf yürüyorduk.
Bir kaç defa susadım, dedimse de Melek abla, ya duymamıştı.
Ya da duyunca da ses vermemişti.
En son çarşıyı dolaşıp beni eve getirip anneme teslim etmişti.
O gün benim için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
Melek ablam bana Meysu almamıştı.
Eve gelmiş suyumu içmiştim ama bu gezmemiz bana her zaman ki mutluğumu vermemişti.
Aradan bir kaç gün geçti.
Bir gün annemin evde vah zavallı Melek kızcağız dediğini hayal meyal hatırlıyorum.
Ve evimizde Melek nişanlısından ayrılmış diye konuşmalar duydum...
Yıllar sonra bugün anladım ki, insanların moralleri bozuk olunca kimseye de, mutlu olmaları için bir şeyler almayı hep unuturlarmış.
O günden sonra Melek abla bir daha beni annemden izin alarak bir yerlere götürmedi.
Ve okul dönemi başladığında yine annemden duymuştum.
Melek kızcağız Malatya'ya tayin olup gitmiş diye.
Şimdi Melek ablam Melek öğretmen nerde bilmiyorum..
Dün ok sevdiğim bir daireden arkadaşımın kızı doğum yaptı. Ve beni arayıp bebeğin sesini Nesrin duyuyor musun diye telefondan dinlettiler. Çok sevinmiştim. Hemen giyinip hastaneye koştum.
Giderken meyve suyu alayım derken elim büfeden vişneliyi seçince bu anılarım bir an gözümde canlandı.
Hemen vişneliyi bırakıp şeftalisinden almıştım.
Ama her meyve suyu gördüğümde özellikle vişneliyse onu hatırlarım.
İnşallah Melek ablam mutlu olmuştur.
Sevgilerimle
NOT. Bu kısa anımdaki öykümüzdeki kişi ve karakterler isim olarak değiştirilmiştir. Melek ismi bir güzellik iyilik sembolü olarak kullanılmıştır.