Haber Merkezi
Kentin dinamikleriyle yol alacağız
Büyükşehir Eş Başkan adayları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, yerel seçim sürecini değerlendirdi. Eş Başkan Adayları, Ankara’da muhalefet, Diyarbakır’da ise iktidar olduklarının bilincinde olduklarını, bu nedenle hizmet konusunda halkın beklenti çıtasının yüksek olduğunu belirttiler. Seçim süreci ve seçim sonrası için kentin bütün dinamikleri ile birlikte tartışma yürütüp birlikte çalışma yürüteceklerini ifade eden Kışanak ve Anlı, ‘Sadece siyaseti değil, hizmeti de yöneteceğiz’ dediler.
HÜDA-PAR kendini gözden geçirmeli
Eş Başkan Adayları Kışanak ve Anlı, Lice’de meydana gelen olaylara da değinerek, yaşanan olayları provokasyon olarak değerlendirdiler. Her türlü provokasyonla karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Gültan Kışanak, “HÜDA-PAR’ın kendini gözden geçirmeye ihtiyacı var. Her türlü provokasyon ve komployla karşı karşıyayız. Kürdistani siyaset yürütenlerin daha dikkatli olması gerekir. Bu kentin hassasiyetleri var. Herkesin çalışma yürütürken, hareket ederken kentin hassasiyetlerine dikkat etmesi gerekir’’ şeklinde konuştu
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, dün gazetemizi ziyaret ederek seçim çalışmalarını ve güncel konuları değerlendirdi. Eş Başkanların ziyaretinde gazetemizin sahibi Ahmet Tanaman, Genel Yayın Yönetmeni Haci Güneş, yazarlarımız Şeyhmus Diken ve Naci Sapan hazır bulundu.
Seçim sürecini değerlendiren Fırat Anlı, Diyarbakır’ın bütün dünya ve Ortadoğu’yu etkileyen bir kimliğe sahip olduğunu, bu nedenle 30 Mart seçimlerinin sadece Diyarbakır’ı ilgilendiren bir seçim olmadığını söyledi. Anlı, yeni belediye yasasının getirdiği kırsal alanların Büyükşehir statüsü içerisindeki yapısının bir heyecan bir dinamizm yarattığını da sözlerine ekledi.
Ankara’da muhalefet, Diyarbakır’da iktidar
Fırat Anlı’dan sonra seçim süreciyle ilgili konuşan Gültan Kışanak ise, siyasetin merkezinin tek başına Ankara olmadığını, Diyarbakır’ın da siyasetin merkezi olduğunu ifade ederek, adaylığı ile ilgili şunları söyledi; “Bu nedenle ben Ankara’dan Diyarbakır’a gelmeyi büyük bir değişiklik olarak görmüyorum. Biz Ankara’da Muhalefettik, Diyarbakır’da iktidarız. Onun için burada sadece siyaset değil, hizmet yapmak gerekir. Halkımızın bizden beklentileri yüksek, biz bunu son derece anlamlı görüyoruz. Kentin bütün dinamikleri ile birlikte tartışma yürütüp birlikte çalışma yürütmeyi düşünüyoruz.’’
Lice olayı ve HÜDA-PAR değerlendirmesi
Eş Başkan adayları Kışanak ve Anlı, önceki gün Lice’de meydana gelen olaylara da değinerek, halkı sağduyulu olmaya davet ettiler. BDP Eş Genel Başkanı olarak olayları değerlendiren Gültan Kışanak şunları söyledi; “Öncelikle halkımızı soğukkanlı ve sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Lice’de yaşananlar son derece can sıkıcı. Yaralanan herkese acil şifalar diliyorum. Yaşananlar olayları provokasyon olarak değerlendiriyoruz. Halkımızın bu provokasyonlara karşı ellerinden geleni yapmaları lazım. HÜDA-PAR’lıların kent içerisinde kışkırtma yapmaları kabul edici bir şey değil. Lice halkının kendi hassasiyetleri var, yaşanmışlıkları var, bunun bıraktığı izler var. Öncelikle herkesin halkın değerlerine saygı göstermesi, saygılı olması lazım. HÜDA PAR’ın kendini gözde geçirmeye ihtiyacı var.’’
Ankara krizi Diyarbakır’a havale mi?
Türkiye’nin çok karışık olduğu bir dönemden geçildiğini söyleyen Kışanak, “Kimin kime karşı neyi tasarladığını bilemediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Her türlü provokasyona, her türlü komployla karşı karşıyayız. Kürdistani siyaset yürütenlerin daha dikkatli olması gerekir. Ortalığı germek isteyenlere fırsat vermemek lazım. Belki Ankara kendi krizini Diyarbakır’a havale etmek istiyor. Kürtlere havale etmek istiyor. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bütün kurum ve kuruluşların çatışmaların yaşanmaması için elini taşın altına koyması ve hassas olması lazım. Ne yazık ki HÜDA PAR çevresinden özel olarak şansıma yönelik son derece çirkin, hedef gösterici hatta tehdit edici şeyler var. Söylenen hiçbir söz kimsenin gözünden kaçmıyor. Bu kentin hassasiyetleri var. Herkes çalışama yürütürken, hareket ederken kentin hassasiyetlerine dikkat etmesi gerekir’’ dedi.
‘Oyunun sahnelenmesine izin vermeyeceğiz’
Lice’de meydana gelen olaylarla ilgili konuşan Fırat Anlı ise şunları söyledi;
“Tabi ki herkesin siyasi propaganda yapma hakkı var. Ancak yapılanlara baktığımızda; araçlarda bulunan malzemeler seçim çalışması için götürülmüş malzeme değil. Araçlar da bulunan sopayla, baltayla, satırla, hangi propagandayı yapacağız. Demek ki burada bir hazırlık yapıldığı görülüyor. Özellikle kullanılan dilden bunun bir tesadüf olamadığını, bir hazırlık olduğunu görüyoruz. Yani bu dil Diyarbakır halkını açıkça tahrik etmektir. Siyasette bir birimizi eleştireceğiz, ancak Diyarbakır’da Ortadoğu, Suriye’deki gibi organizasyonların olmasına izin vermeyeceğiz. Diyarbakır’da bu oyunun sahnelenmesine izin vermeyeceğiz. Niyetleri kötü olanlar karşılıklarının olmadığını iyi bilsinler. Aksi takdirde halkın tepkisi büyük olur. Biz her şeye rağmen halkımıza sağduyu çağrısı yapıyoruz.’’
Özel yetkili mahkemeler
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ile ilgili ise Fırat Anlı şunları söyledi; “Biz bu mahkemeleri söylerken zorlanıyoruz. Onlar bu yasaları çıkartırken zorlanmıyorlar. Terörle Mücadele Kanunu ve Özel Yetkili Mahkemeler, 91 yılından beri binlerce mağduru olan bir travmanın sonucudur. Elbette ki olumlu değerlendiriyoruz. Demokratik bir zeminde çözülmesi gereken bir konu. Örneğin daha önce Özel Yetkili Mahkemeler organize suçlara bakarken bunu çıkarttılar. Bu bir operasyondu dediler, bu kez tamamen ortadan kaldırmak istiyorlar. Hükümet bu konunda ısrarcı olmalıdır. Ancak kendi menfaati doğrultusunda da yaklaşmaması gerekir.’’
Ermenilere mektup anlamlı ve önemli
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Ermenilere göndermiş olduğu mektuba ilişkin yazarımız Şeyhmus Diken’in sorduğu soruyu ise Gültan Kışanak şöyle cevapladı; “Türkiye’nin temel sorunu yüzleşme. Bu topraklarda yaşayan kadim halklardan biri olan Ermeniler büyük acılar yaşadılar. Aslında Ermeniler olamayınca biz bu topraklarda eksiğiz. Bununla yüzleşerek, hiç olmazsa gelecek arayışımızı Demokratik bir zeminde inşa etmemiz lazım. Bizimle birlikte bu topraklarda emeği olan, alın teri olan, mezarları olan Ermeni halkına karşı hassasiyetimizin olması lazım. Bütün kültürlerin, değerlerin birlikte yaşadığı bir toplum inşa etmemiz gerekir. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın mektubunu çok anlamlı buluyoruz. Bu mektubu Newroz çağrısını tamamlayan önemli bir mektup olarak görüyorum. Bu mesajın AGOS GAZETESİ’NDE yayınlaması Ermeni halkı ve bu topraklarda yaşayan haklar için çok önemlidir.’’