TİGRİS HABER - DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, TBMM Başkanlığına bu konuda soru önergesi verdi. Eren, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından cevaplanmasını istediği soru önergesinde şu gerekçelere yer verdi;
“Köylüler, getirilen hizmeti desteklediklerini ancak özel mülkiyetlerine herhangi bir kamulaştırma veya idari karar olmaksızın müdahale edildiğini, elektrik direklerinin özel arazilere dikilmeye çalışıldığını ve bu uygulamaların hukuksuz olduğunu belirtmektedir. Buna karşı çıkan köy sakinlerinin elektrikleri DEDAŞ ekiplerince ve jandarmalar eşliğinde kesilmiş ve köy halkı bu hukuksuz uygulamalar nedeniyle 14 gündür elektrik hizmetinden mahrum bırakılmıştır. Köylülerin yaşadığı bu mağduriyetin giderilmesi için yurttaşlar tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na, EPDK’ye, Diyarbakır Valiliği'ne, Silvan Kaymakamlığı'na ve diğer yetkili kurumlara başvurular yapılmış, ancak taleplerine yönelik bir yanıt alamamışlardır. Köy sakinleri, DEDAŞ’ın can ve mal güvenliği gerekçesiyle yaptığı açıklamaların yetersiz, yanlış ve eksik olduğuna dikkat çekmiş, belirli evlere elektrik sağlanırken, köyün çoğunluğunun elektriksiz bırakılmasının ayrımcı bir uygulama olduğunu vurgulamaktadır. Özel mülklerine hukuksuz müdahalelerde bulunulduğunu belirten köy sakinleri, "hukuk devletinde bu gibi uygulamaların yeri olmadığını" ifade etmektedir.
Yurttaşlar ayrıca, DEDAŞ’ın can ve mal güvenliği gerekçesiyle köy halkının tümünün elektriğini keserek günlük yaşamlarını ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırdığını, bu uygulamaların kamu yararı adına değil, zulüm niteliğinde olduğunu belirtmektedir. Köyde bulunan okul dört gün boyunca elektriksiz kalmış, bu süre zarfında eğitim hizmetleri sekteye uğramış, sağlık hizmetleri ise kesintiler nedeniyle erişilemez hale gelmiştir. Özellikle engelli ve hasta yurttaşlar büyük mağduriyet yaşamaktadır. DEDAŞ, hizmet verdiği illerde yoksul halka, çiftçilere ve köylülere karşı zorlayıcı ve baskıcı uygulamaları ile tanınmakta, özellikle kırsal bölgelerde yurttaşları mağdur etmektedir. Silvan Malabadi köyündeki olaylar da bunun son örneği olup, DEDAŞ’ın bölge halkına karşı sorumluluklarını ihmal ettiğini bir kez daha göstermektedir.”
Eren, bakana şu soruları sordu;
Bu bağlamda;
- Malabadi köyünde DEDAŞ tarafından yürütülen şebeke yenileme çalışmalarının köylülerin özel mülkiyet alanları içerisinde yürütüldüğü iddiaları doğru mudur? Halihazırda kullanılan ve köylülerin özel mülkiyetleri içerisinde yer alan eski direkler için geçmişte ya da günümüzde bir kamulaştırma yapılmış mıdır? Yapılmış ise köylülere ne kadar kamulaştırma bedeli ödenmiştir?
- Köylüler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, EPDK’ya ve diğer kurumlara konuya ilişkin kaç başvuruda bulunmuştur? Bu başvurulardan kaçına cevap verilmiştir?
- Köy halkının Enerji Bakanlığı’na, EPDK’ye ve yerel yöneticilere yaptığı başvurulara rağmen neden çözüm üretilmemektedir?
- Kamulaştırma yapılmadan özel mülkiyet hakkını ihlal eden DEDAŞ’a bir yaptırım uygulayacak mısınız?
- DEDAŞ özel mülkiyeti ihlal eden bu uygulamaları ve köyün elektriğini kesmesinin hukuki ve yasal dayanağı nedir?
- DEDAŞ’ın 14 gündür köyde elektrik hizmetini kesmesine dair herhangi bir idari veya hukuki ceza uygulanması düşünülmekte midir?
- Kaç hanenin elektriği kesilmiştir? Köyde elektrik kesintilerinden etkilen yurttaş sayısı kaçtır?
- Can ve mal güvenliği açısından risk oluşturduğu ifade edilen eski direklerin yenilenmesi sırasında neden bazı evlere elektrik verilirken, köyün büyük kısmı karanlıkta bırakılmıştır? Bu uygulamada köy sakinlerinin iddia ettiği gibi ayrımcılık yapıldığı doğru mudur?
- Malabadi köyünde elektrik kesintisinin sağlık ve eğitim gibi temel hizmetleri olumsuz etkilediği dikkate alındığında, Bakanlığınız bu mağduriyetin giderilmesi için hangi adımları atacaktır?
- DEDAŞ’ın yalnızca Malabadi köyünde değil, hizmet verdiği diğer kırsal bölgelerde de çiftçilere, köylülere ve yoksul halka yönelik benzer baskıcı ve mağduriyet yaratan uygulamalarına dair Bakanlık bir inceleme başlatmayı düşünmekte midir?” (Haber merkezi)