Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, kendisi ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarının montaj olduğunun kanıtlarını göstereceklerini belirterek, ''Dün akşam saatlerinde kendi kurguladıkları piyesi servis ettiler. Bunların hepsi şantaj dosyalarıdır'' dedi.
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 17 Aralık’ta gerçekleştirilen büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun “milletin iradesini gasp etme komplosu” olarak değerlendiren Erdoğan, “12 yıldır AK Parti döneminde milletle iktidarı paylaşamayanlar, son bir hamle yaparak, iktidarı çalmak istemişlerdir. İşte biz buna dur dedik. İşte biz bunu engelledik. Bir şeyi açık açık ifade edeceğim. Milletin AK Parti eliyle iktidarda olmasından bir kesim değil birkaç kesim rahatsızdı. İçerde ve dışarıda faiz lobisi rahatsızdı. Çünkü istikrar nedeniyle eskisi gibi kazanamıyorlardı. Terör lobisi, savaş lobisi rahatsızdı. Çünkü sona ermek üzere olan terör nedeniyle rantlarını kaybediyorlardı. CHP, MHP rahatsızdı, bir türlü sandıktan çıkamıyorlardı. Sermaye rahatsızdı, eskisi gibi kazanamıyor, alternatifsiz güç olarak hareket edip istediklerini yapamıyorlardı. Medya rahatsızdı, manşetlerle Türkiye’yi yön veremiyorlardı. Türkiye’nin hakkı söylemesinden, Filistin demesinden Gazze demesinden Rabia demesinden şehit esma demesinden rahatsız olanlar vardı” dedi.
“Milletin iktidarda olmasından rahatsız olan bir de vaiz lobisi vardı” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Diledikleri gibi örgütlenemeyen, devletin içinde bir ur gibi çoğalmaya gayret eden, şantajları komploları ihanetleri ortaya çıkan, senaryoları ortaya dökülen vaiz lobisi de milletin iktidarından rahatsızdı. İşte 17 Aralık’ta bütün bu rahatsızlar bir araya geldiler. Kaybedenler güruhu. Bir kez daha ittifak yaptılar. İşte bunlar şu anda Türkiye’yi biz yöneteceğiz diyorlar. Biz de diyoruz ki hayır millet yönetecek. Var olduğumuz sürece nefes alıp verdiğimiz sürece milletin iradesini bunlara teslim etmeyecek, milletin iktidarını asla bunlarla paylaşmayacağız.”
“Uydurmanın da ahlakı, edebi var”
Önceki akşam kendisini ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydına ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
“Dün akşam (önceki akşam) saatlerinde kendi kurguladıkları, dublajını da kendi yaptıkları piyesi servis ettiler. Ben haftalardır bir çağrıda bulunuyorum. Eteğinizde ne varsa dökün diyorum. elinizde ne varsa çıkarın diyorum. Bunlar gidiyor alçakça hayasızca montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Yahu uydurun da uydurmanın da bir ahlakı edebi var. Bu kadarı da olmaz. Şimdi bu bir hafta içerisinde onların karşıtlarını biz de bu teknolojiden hareketle biz de izleteceğiz. Aynısını biz de sizlere izleteceğiz. Teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımından çok önemli.”
“Okyanus ötesinden atılan yem”
Yapılanları alçakça bir saldırı olarak da niteleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu, Recep Tayyip Erdoğan’a değil, AK Parti'nin genel başkanına değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakan’ına yapılmış haince bir saldırıdır. Dün gazetelerde gördünüz bugün de devam ediyor. 7 bine aşkın sadece kendileri hariç, kendi kesimleri hariç, bütün insanları nasıl dinlediklerini gördünüz. Bunların hepsi şantaj dosyalarıdır. Vakti saati geldiğinde bu şantajlar hemen o insanların karşısına çıkarılsın diye. Şimdi CHP çok büyük bir ihtimalle, bugün bu montaj üzerinden dedikodu siyaseti yapacak, kendi grup toplantısında izletecek. Peşinen ifade ediyorum. Ey CHP, siz kendi partinizde kaset siyaseti yapabilirsiniz, siz kasetle genel başkan gönderip olabilirsiniz, ama sizin kaset siyasetiniz AK Parti’ye sökmez ve sökmeyecek. Türkiye Cumhuriyeti bu ihanete asla teslim olmaz, olmayacak. Dün akşam CHP ve MHP yönetimleri olağanüstü toplantı yapmışlar. Niye? Montaj var ya, oradan bir rant nema elde edebilir miyiz? Sandıktan çıkamıyoruz, darbe de olmuyor. Bari bu okyanus ötesinden atılan yemle durumu idare edebilir miyiz? Aç tavuk rüyasında görür biliyorsunuz. Bunlar şimdi kendilerini darı ambarında görüyorlar. Avuçlarını yalarlar avuçlarını. Bizi buraya millet getirdi, sadece ve sadece millet götürür.”