ENSTANTANE

Yahya ÖGER

Dindarlığınızı Tanrı'ya gösterin, bana insanlığınız lazım! Friedrich Nietzsche sözü ile başlayalım yazımıza.

Reklam repliği gibi

"İktidarda iken ben, ben değilim" Gücün sarhoşluğunda, telafisi zor, kayıplarımızı minimize etme adına belki de yeni bir özeleştiri yapmak lazım gelir demiştik ama maalesef bir arpa boyu yol alamadık.

İktidarın nimetlerinden faydalanırken hâlâ kaybettiklerimizin farkına varamamak ne büyük acıdır.. En çok adalet duygusunu kaybettik ve zedelenmesine sebep olduk.

Sevdiğiniz ve taraftarı olduğunuz siyasi düşünce, dinî inanç, etnik köken, akrabalık bağı vs.grubuna mensubu birinin yapacağı yanlışa verdiğiniz tepki ile karşı durduğunuz, muhalif olduğunuz bir başkasının yaptığı yanlışa vereceğiniz tepki adaletinizin en bariz ölçüsüdür.Adalet konusunda insanlara sunabileceğimiz neyimiz kaldı ki..Oysa kulaklarımızı kapatarak, ne çok dinlemiştik.,Din adalettir.Allah adil olmamızı ister.Her Cuma günü hutbede hatırlatılan, uyuyan cemaat için ninni imiş meğer..

Bu cenahta / bana ne öteki cenahın kirli yaşayışı ki çok erdemli yaşayanların sayısı bizden fazladır.Yazımın öznesi biziz çünkü büyükten küçüğe herkes,herkes hakkında işi gücü bırakmış ne çok şey biriktirmiş. Birbirinin gizli hallerinin ve kusurlarının peşinden koşup şantaj yapabilmek için zamanı hoyratça kullanmış.Kişisel günahları biriktirip arşiv yapacaklarına biraz ahlak, erdem,vicdan arşivleseydik, belki de gelecek nesillere temiz bir sayfa sunabilirdik.

Uğruna öz benliğimizi, esen rüzgarın yönüne savurduğumuz, muktedir olamamış düşünce dünyamızın kırıntılarını toplama zahmetine bile artık katlanamıyoruz.

Gençlik yapılanması yapay gücün etkisinde olan tüm siyasi düşünceler doğar, büyür ve nihayetinde ölür.Her ölüm, kendi zamanının naylon kahramanını hızlıca unutturur. Oysa toplumsal olaylara karşı edepli, omurgalı duruş eğitimi alan,sergilemekten de korkmayan, gök kubbe altında hoş bir seda bıraktığı gibi, siyasal çizgisi baki kalmaya devam edecektir.

Sınıfta kalan ama tembelliğini hep başkasına fatura eden öğrenci psikolojisi bizimkisi..

Birileri, ısrarla egosunu tatmin ve daha fazla hegomanyasını sürece yaymak için,kabuk tutan toplumsal yaralarımızı kaşındırıp, kanatmaktan vazgeçmiş değil.Kimi, din adına, kimi de dil adına kanatıyor..of ki of..

Gerçekten baydılar. İşini hakkıyla yapmayan, faturayı kadere, dolayısıyla Allah'a kesiyor.Edepten yoksun, dinsel değerlerden arındırılmış yaşayışı olanlar, toplumsal yozlaşmayı kendine fatura edeceğine,misyonerlik çalışmasına fatura ediveriyor. İnsana ve habitata miskâl'i zerre kadar faydası olmayanların kendi dışındaki herkesi hedefe koyup, 'vurun kahpeye' propagandasını başarılı bir şekilde icra ediyor.. Gelişme kaydetmeyen toplumda, yalnız bacak arasına sıkıştırılan namus konusunda tek değil,her konuda zuhur ediyor traji komik tiyatro..'Namuslu Namussuz'.

Bak aynaya, kamile erme dışında bir hiçsin.Dev aynasında yansımana aldanma,kime ne faydan oldu..Şahadet parmağına toplu iğne değmesine bile dayanamayan, kuyruğu kıstırıp alandan kaçanlardansın ey zavallı.Öyle bir kaçış ki arkasına pisliğini bıraka bıraka..

'Hiçbir siyasi parti, ticari kuruluş, vâkıf, dernek, sendika, cemaat, cemiyet veya kişi Allah ve onun dinini temsiliyet makamında değildir" deyince hindi gibi kabaran zat-ı muhteremler(!)..Aslolan, bilinçli bireyin bu yapıları araç edinerek,dinini yaşamasıdır.Dünya hayatında faydalı işlere imza atmasıdır. Kulluk vazifesini yerine getirirken toplumsal faydayı baz alıp, sorumluluklarını yerine getiriyor oluşudur.

Toplumsal duyarsızlık sarmalında, kutsiyet atfedilen, kapitalizmin değirmenine su taşıyan her yapı/kişi yıkılmaya mahkumdur. Kutsadıklarınızın yanlışı Allah ve dinine cephe açma sebebi oluyor.Tam da bu gün, modern dünyada, bunu yaşıyoruz.

Bizim tabir ettiğimiz ama şükürler olsun ki bizi kendinden saymayan cenahta herşey o kadar acımasız bir hal almış ki, birbirine tahammül etmek rafa kaldırılmış..Başına çöreklenmiş dernek, vâkıf ve sendika seçimlerinde bile dost postuna bürünmüş menfaat perestler, bahtlarını karartan tahtaları için "İman ile Küfür Mücadelesi" algısı oluşturma çabası içine giriyor..

Yazık..Hatta çok yazık..Bir tık üstü mü? Mide bulandırıyor. Birbirine tahammül etmeyen bu sanal kahramanlar, sosyal medyada İsrail'e ateş püskürüyor.Yahudi zihiyetini içinde besleyen, kumpasçı topluluğun, dış dünyada, kendi eliyle büyüttüğü, beslemeye devam ettiği kapitalizmin dışavurumcusu, siyonizmin temsilcisi İsrail'e attığı taş,baş kırmıyor. Siyonizm seçildiğini içimizden söküp atmayınca "Kahrolsun İsrail" demekle kahrolmuyor.

Keşke mesele sadece liyakat olsaydı,liyakatten dem vuran, makama talip olunca, değişen sadece isimler oluyor.Yanar döner kesimin güçlüden taraf görünmesi toplumsal bir kabul haline dönüşmesi de yine bizim elimizle olmadı mı?

Günün sonunda, kendin ettin, kendin buldun.Ceremesini de biz çekeceğiz..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.