Norşin Öncel - Özel
TİGRİS HABER - İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı ve eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, “Salgından önce beni arayan 50 kişiden 45’i iş istiyordu. Şuan ise arayan 50 kişiden 45’i hastanede yer bulabilmek için arıyor.” Dedi. Ensarioğlu, bir vatandaş için Vali Karaloğlu’nu aradığını ancak kendisine ulaşamadığını söyledi.
Türkiye'deki vaka artışında ilk 5'te yer alan Diyarbakır'da koronavirüsün hızına yetişilmiyor. Çin'in Vuhan'ı olarak adlandırılan Diyarbakır'da günde 1200 test yapılıyor. Bu testlerin ortalama 500 ile 600'ü pozitif çıkarken, yoğun vaka artışı kentteki hastaneleri kilitliyor. İki pandemi hastanesinden biri olan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 70'i yoğun bakım olmak üzere 300'e yakın Kovid-19 hastası tedavi görüyor. Kentteki sağlık çalışanları büyük bir fedakarlıkla hastaları tedavi etmek için canı pahasına mücadele ederken, dışarıda ise kurallara uyulmaması tepkiye neden oluyor.
Namaz evde kılınsın
Kentteki vaka artışına ilişkin gazetemize konuşan İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Salim Ensarioğlu, “Türkiye genelinde bir sıkıntı var ama Diyarbakır’da özel bir sıkıntı var. Bu hastalık 2-3 ay Türkiye’ye geç geldi. Zamanında tedbirler alınsaydı çok güzel neticeler alınabilirdi. Bu birinci hata. İkincisi, Çin’de bir bölgeyi kapattıkları gibi İstanbul bir ay kapatılsaydı, giriş çıkışlar yasaklansaydı ki, İstanbul’da 3-4 milyon insan Güneydoğu ve Karadeniz’e gitti. Virüs salgınının başında Türkiye genelinde 15 gün sokağa çıkma yasağı konulsaydı böyle olmazdı. Yine ilk gelen hacı kafilesi hiçbir önlem alınmadan dağıtıldı ve bu da bir hataydı. İnsanlar her yerde namaz kılabilir ama camiler neden açıldı? Namaz evde de kılınabilir, arabada da kılınabilir, mahallede de kılınabilir. Şimdi ise sahil yerlerine bakıyorsunuz insanlar tatil yapıyor. Yarın bu insanlar tatilden dönecekler ve hepimiz onların yüzünden içeri kapatılacağız. Onlar bizim demokratik hakkımızı engelleyecekler, nasıl böyle bir hakları olabilir? Çeşme’de, Bodrum’da dans edip eğlensinler ve sonra da Ekim ayında hep beraber içeri girelim. Böyle bir şey olamaz.”
Acilen sahra hastaneleri kurulmalı
Diyarbakır Valisi ve Belediye Başkan vekili Münir Karaloğlu’na seslenen Ensarioğlu, “Hem halka ekonomik olarak yardım et hem de cezai müeyyide getir. Diyarbakırlı bir Zaza-Kürt olarak soruyorum neden yeterli tedbirler alınmıyor? Birileri Valiyi, Sağlık Müdürünü çağırıp sormalı, Diyarbakır’da ne yaptınız? Sayın İçişleri Bakanımız olsun, Sayın Sağlık Bakanımız olsun bunu sormalı. Beni Diyarbakır’dan günlük 50 insan arıyorduysa bunun en az 35’i iş için arıyordu. Şuan ise arayan 50 kişiden 45’i hastanede yer bulabilmek için arıyor. Babasına yoğun bakımda yer bulabilmek için arayan bir hemşerime hastanede yer bulamadım ve evinde öldü. Hastane acilinde bekleyen ve yoğun bakıma alınmayan hastalar var. Hangi hastaneyi aradıysam durum böyle. Kiminde 4, kiminde 12, kiminde daha fazla hasta acilde yoğun bakım sırası bekliyordu. Bakanlığımdan önce 2 yıl Türkiye Sağlık Komisyon Başkan Yardımcılığı da yapmıştım. Sayın Valiye şunu diyorum; tüm yetkiler sendedir, al orada pandemi hastaneleri aç. Nasıl bir savaş sırasında sahra hastaneleri kuruluyorsa, pandemi hastaneleri kurulsun. Covid-19 yoğun bakımları çoğaltılmalı. Hastaları evlerine göndereceklerine pandemi hastanelerinde tedavi altına alınsın. Siyasiler Diyarbakır’da ve Güneydoğu’da görevini yapmıyor. Doğruları söylemeye korkuyorlar. Şimdi burada hem sağlıkçıları bölgeye yönlendirmek lazım hem sahra hastaneleri kurmak lazım hem solunum cihazları eksiğini gidermek lazım. Yurt dışına ihraç edip fiyaka yapıyoruz. Kardeşim onu yurt dışına göndereceğine Diyarbakır’a, Güneydoğu’ya göndersene. Oğlum Ankara’da doktordur orada dahi solunum cihazları eksiği var.”
Valiye ulaşamadım
Vatandaşlara kurallara uyması için çağrıda bulunan Ensarioğlu, “Allah aşkına, lütfen; dinen, vicdanen, insan olarak yapmayın bunu. Bir insanın ölümüne sebep olursanız, katil olursunuz. Gençlere sesleniyorum, maske takın. Eğer maske takmazsanız virüsü eve gittiğinizde annenize, babanıza bulaştırırsınız. Yakınlarınız sizin yüzünüzden ölürse, katil olursunuz. Yapmayın bunu, sevdiklerinizin katili olmayın. Devlete de sesleniyorum; denetimler artırılsın. Diyarbakır ve bölgede ek hastaneler kurulmalı. 45 günde İstanbul’da hastane kuruluyor da Diyarbakır’da neden kurulmuyor?. Bu hastaneleri Mardin’de de Antep’te de Urfa’da da kursunlar. Sayın Valimi de eleştirmiyorum ama ben aradım ulaşamadım. Hastam için yoğun bakımda yer bulabilmek için ulaşmak istemiştim ama ulaşamadım ve hastam öldü. Araştırma Hastanesi’nin de Üniversite Hastanesi’nin de Başhekimleri çok yardımcı oldular. Ama sonuçta onları da aşan bir durum var. Sayın Valim ile birlikte halka seslenelim, rica edelim. Tedbirler uyulması noktasında halka çağrılar yapalım. Halkımızdan, gençlerimizden istirham ediyorum, yalvarıyorum, lütfen elbirliği ile bu işin üstesinden gelelim.”
Ceza kesmekle iş çözülmez
Kısıtlama kararının alınmasını isteyen Ensarioğlu, ““Eğer vatandaşı ekonomik olarak destekleme şansımız varsa ki, vardır, devlet büyüktür. 15 günlük sokağa çıkma yasağı getirsinler. İnsanları içeri kapattığımız zaman ekonomik desteği de vermemiz gerekir. Devletin de buna imkânı var ayrıca uluslararası yardımlar da yapılıyor. Bu bir afettir, bu işin yükünü devlet çekmeli. Vatandaşa ceza kesmekle, hapis yoluyla bu iş çözülmez. Vatandaşı ikaz edeceksiniz. 15’er gün 2 defa sokağa çıkma yasağı ilan edin ve nüfus başı bin, bin 500 TL vatandaşa ekonomik destek de verin. 5 tane müteahhide vereceğiniz parayı bir yıl kesin o para bütün Türkiye’ye yeter.”
Diyarbakır'da sürü bağışıklılığı politikasını mı uyguluyorlar?
Ensarioğlu son olarak şunları söyledi, "Salgın belasından kurtulmak için sürü bağışıklığından söz ediliyor. Acaba Diyarbakır’daki yetkililer Kürt-Zaza bağışıklığını mı uyguluyorlar. Halkımıza şunu söylemek istiyorum, biz bize hayran biz bize kurban. Gözünüzü seveyim dikkat edin kendinize" şeklinde konuştu.