ENHEDUANNA: TARİHTE İLK KADIN ŞAİR

Mümin Ağcakaya

 Tarihte ilklere damgasını vuran Mezopotamya’da,  ilk kadın şairi de bu topraklarda ortaya çıkarıyor. İlk Akad kralı I.Sargon’un kızı MÖ.2400 olan Enheduanna’dır.  Tarihte ilk imparatorluğu kurmuş olan Babası kral I.Sargon onu Ur şehrindeki görkemli Ekişnugal adlı mabedine başrahibe olarak görevlendiriyor.  Enheduanna, yalnız birçok din adamlarının başı olarak bu mabedi ve Uruk şehrindeki gök tanrısı An’ın mabedini yönetmekle kalmıyor, ayni zamanda Sümer tanrı ve mabetlerini öğen birçok ilahiler de yazıyor. Sistematik bir teolog olduğunu gösteren bu ilahiler kendisinden en az 600 yıl sonraya kadar varlığını sürdürmüştür. Onların kopyaları yapılarak çeşitli şehirlerin ve okulların kitaplıklarına alınmış, oralarda okunmuş, üzerlerinde çalışılmış ve şarkı olarak söylenmiştir.

Enheduanna’nın şiirleri Sümerce ve kadınların ağzından yazılıyor. Bu ilk edebi yazılı eserin yaratıcısı olması ve bu eseri kadınların ağzından yazılmış olması Enheduanna’yı önemli bir edebi kişilik olarak karşımıza çıkarıyor.

 

 Birçok parçadan toplanarak bir araya getirilen şiirleri; dinsel, tarihsel ve politik bakımdan da önemlidir.  

           Günümüzden en az 4500 yıl önce prenses ve başrahibe olan tarihin ilk kadın şairi olan Enheduanna’nın dizelerinden bir bölümü:

 

 

Tanrıça İnanna me’ lerin hanımı olarak öğülüyor

Bütün me’lerin kraliçesi, görkemli ışık,

Parıldayan giyisi içinde görkemli kadın,

Gök ve yerin sevgilisi,

An’ın (gök tanrısı) fahişesi, mücevherle donanan,

Yüksek rahibeliğe uygun olan,

Tiara giyisi içinde çekici olan,

Elinde 7 me tutan,

Bütün me’lerin koruyucu kraliçem!

Sen dağlardan tufan getirensin!

Sen İşkur (fırtına tanrısı) gibi gürlersin

Göğün ve yerin İnannası, sen biriciksin!

Ülkeye ataş, alev gibi yağmur olan

An’ın kutsal emri ile tanrısal sözleri söyleyen,

Yabancı ülkeleri yıkan

Fırtınaya kanat takan

Enlil’in sevgilisi

Sen ülkede uçarsın!

Şahlanmış Sin’in (Ay tanrısının diğer adı)kızı

Sen An’dan da yücesin

Başkaldıran bir dağın yola getirilmesi

Saygı göstermeye dağda

Bitkileri lanetledin,

Onun yüce kepısını küle çevirdin!

Onun nehirlerinden kan akıttırdın

Onun ordusu sana gönüllü tutsak oldu

Dağılan güçleri isteyerek sana geldi.

Onun güçlü adamları isteyerek önünden geçit yaptılar

Kentin eğlence yerleri kargaşalıkla doldu.

Onun delikanlıları tutsak olarak sana getirildi

Başkaldıran Uruk şehri ve İnanna

“bu ülke senindir” demeyen şehir!

“seni meydana getiren babanındır” demeyen şehir!

Senin söylediğin kutsal emri, senin yolundan döndürdü,

Onun dölyatağından uzaklaştın!

Onun kadını kocasına sevgisini söyleyemedi.

Gece onlar çiftleşemedi

Kadın kalbinin kutsallığını kocasına açamadı.

Şahlanmış inek, Sin’in büyük kızı,

Kraliçe! Sana saygı gösteren An’dan da büyüksün!

Kraliçelerin büyük kraliçesi

Kutsal dölyatağından çıkar çıkmaz doğuran annenden de büyüksün!

Bilgili, akıllı, bütün ülkelerin kraliçesi

Yaşayan canlıları ve insanları çoğaltan senin için

Bu kutsal şarkıyı söylüyorum

Enheduanna’nın Uruk’dan sürülmesi

Kutsal giparu’dan önüne geldim.

Ben yüksek rahibe, ben Heduanna,

Tören sepetimi taşıyarak bir neşeli şarkı söyledim

Fakat senin meydana getirdiğin o yerde oturamıyorum artık

Günün ışıkları yaklaşıyor

Benim üzerimdeki ışık yok oluyor

Gölge ışığa yaklaşıyor

Ve kum fırtınası gibi onu kaplayacak.

Benim tatlı sesim bozuldu,

Bana zevk veren herşey toza döndü.

Ey Sin! Göğün kralı! Bana ne yaptı bu Lugalanne?

An’a söyle, İnanna beni kurtarsın!

O, Lugalanne’nin erkekliğini alsın!

Dağlar ve tufan onun elinde, o beni ve şehri titretti.

Ona söyle! Kalbi benim için sakinleşsin!

Ben Enheduanna ona bir dua yapayım

Gözyaşlarımı tatlı bir içki gibi İnanna için akıtayım

Ona bir selam, diyeyim.

Uruk şehrinin lanetlenmesi

Lugalanne An’ın bütün törenlerini değiştirdi

An’dan Eanna’yı(An’ın mabedini)aldı

Güzelliği bozulamayan, sonsuz çekici evi

Lugalanne harabeye çevirdi.

Yüce An’dan korkmadı

Uruk! Nanna’ya karşı başkaldıran!

An onu terk etsin!

Şehir An tarafından parçalansın!

Enlil tarafından lanetlensin!

Ağlayan çocuğu annesi susturamasın!

Ey hanımım! Ağıt gemisi düşman toprağına yanaştı

Orada kutsal şarkımı söylerken öleceğim

Çok kabaca bana saldırıldı,

Vaktiyle zafere erişen ben, mabetten atıldım

Bir kırlangıç gibi pençereden uçurdu beni.

Yaşamım yitirildi

O beni dağlara sürdü.

Yüksek rahibelik tacımı başımdan çıkarttı.

Tanrıça İnanna’ya yakarış

Çok değrli hanımım, An’ın sevdiği,

Senin kutsal kalbin yücedir,

Benim için o sakinleşsin!

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.