Bundan tam yüz yıl önce Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla, Abazasıyla, Arabıyla, Macırıyla...
Bundan tam yüz yıl önce kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, esnafıyla çiftçisiyle, şehirlisiyle köylüsüyle, askeriyle, tıbbiyesiyle, talebesiyle...
Bundan tam yüz yıl önce Doğusuyla, Batısıyla, Kuzeyiyle, Güneyiyle...
Bundan tam yüz yıl önce topyekûn, yedi düvele karşı verdiğimiz İstiklal ve istikbal mücadelemizi kazandık. Bu destansı mücadele Dünya tarihine unutulmaz ve silinmez bir şekilde yazıldı. Mazlum milletlere örnek, mağdur halklara ilham kaynağı oldu...
Bundan tam yüz yıl önce kurulan Cumhuriyet, küllerinden yeniden varoluş öyküsüdür.
Bundan tam yüz yıl önce Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Emperyalist, sömürgeci devletlere verilen unutulmaz bir ders, işgal ülkelerinin aldığı tarihi bir yenilgidir.
Bundan tam yüz yıl önce Ortadoğu coğrafyasında; çizilen haritalar, paylaşılan topraklar, yeraltı ve yerüstü kaynakların bölüşülmesine inat... Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediği gibi "Coğrafya kaderdir" yazgısına inat... Teslimiyetten uzak, mücadeleci bir ruhla, azimle verilen çaba ve gayretle Cumhuriyet, çöl ortasında yemyeşil bir vaha gibi yüz yıldır parlıyor.
Bundan tam yüz yıl önce Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Cumhuriyet'i kurarken, herhangi bir koltuk, makam veya mevki derdine düşmediler. Onların tek gayeleri ülkelerinin sömürülmesine engel olmak, insanların hür bir şekilde kendi topraklarında yaşamasını sağlamaktı.
Bundan tam yüz yıl önce halkın gücü ve inancıyla çıkılan bu yolda; umudunu inancından, ışığını aşık olduğu özgürlüğünden, gücünü ise kıymetli emanete sahip çıkan milletinden aldı.
Bundan tam yüz yıl önce kadim ve aziz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları din sermayesini kullanan dincilere, (dindarlara değil) Cumhuriyet kisvesi altında vatan hainlerine (Cumhuriyet'in sadıkanları değil) ve bağımsızlık naraları atan Emperyalist devletlerle iş birliği yapan riyakârlara, ihanetçilere inanmadılar, güvenmediler. Cumhuriyet tüm mifaklara rağmen toprakla buluştu, filizlendi ve yüz yıllık bir çınar oldu.
Bundan tam yüz yıl önce olduğu gibi bugün de Türkiye Cumhuriyeti (Yüz yıllık çınar) dört bir yandan kuşatılmış durumda. Bir yandan yaptıkları kanunsuzlukları bayrakla örtenler, bir yandan yaptıkları adaletsizliği, hukuksuzluğu Allah'la örtenler, bir yandan iç ve dış işbirlikçi hainler vatanı bölmek için Cumhuriyet ve özgürlüğü kullananlar, bir yandan laikliğe ve Cumhuriyet'te karşı olan dinciler, din elden gidiyor çığırtkanlığı yapan yobazlar... Yüz yıllık çınarın altını, yüz yıldır kazmaya devam ediyorlar, oymaya ve devirmeye çalışıyorlar. Başaramadılar, başaramayacaklar da. Suriyelinin, Afgan'ın, Irak'lının... Gidebilecekleri bir Türkiye var, bizim gidebileceğimiz bir başka Türkiye yok. Aziz, kadim ve mukaddes yurttaşlarımızın geninde kaçmak, teslim olmak yoktur. Hürriyetine aşık, değerlerine sevdalı, geçmişine bağlı ve gurur duyan bir ülkenin bireyleriyiz.
Bundan tam yüz yıl önce kurulan, bizlere miras bırakılan ve nesilden nesile emanet edilen Cumhuriyet, özgürlüktür, eşit yurttaşlık, hukuk adalettir, kadın haklarıdır, eğitimdir. Cumhuriyet; ilimdir, fendir, çağdaşlıktır. Cumhuriyet; demokrasiye giden yolun ilk ve en önemli adımıdır. Cumhuriyet; aynı bayrak altında vatanın her köşesinde birbirimize sımsıkı sarılmaktır. Cumhuriyet'in en güzel tanımını Gazi Mustafa Kemal yapmıştır. Atatürk ‘’Cumhuriyet, birlikte alın teri döküp, birlikte yükselmenin yoludur."
Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılında; adaletten ekonomiye, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, spordan sanata, dış politikaya varıncaya dek atmamız gereken adımları kararlılıkla atmalı, “Yaşanabilir bir Türkiye'yi" hep birlikte inşa etmeliyiz.
1923’te bir fidan olarak toprakla buluşturulan, o günden bugüne nice kritik dönemlerden ve zorlu badirelerden geçen, fırtınalara direnen Cumhuriyetimiz, bugün 100 yıllık bir çınar olarak endam etmektedir.
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Mücadelemizin kahramanlarını, aziz şehitlerimizi Cumhuriyeti bizlere armağan eden gazilerimizi ve ecdadımızı minnetle, rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Emanetiniz, emanetimizdir.