İnsan toplumsal bir varlıktır ve içinde yaşadığı toplumsal kültüre göre biçimlenir. Her birey için tümden böyledir diyemeyiz; ama çoğunluk için böyle. Bu saptamayı şunun için söyledim: Tek tek insanların çabasını aşan bir toplumsal boyut var! Hani denir ya, hangi dünyaya kulak kesilmişse, öbürüne sağır! Evet, ''Bu güneşin altında söylenmedik söz kalmamıştır'' özlü sözünde olduğu gibi insanlar yazıp çiziyor. Söylenmesi gereken çok şey de söyleniyor aslında. Ama insanlar, kendi yapısına uygun yaklaşımlara kulak kesilirler. Ve insanların kendini bile aldatmada müthiş yetenekleri var! Yani reaksiyonlar aynı anda herkese ulaşamıyor1 Keşke herkese aynı anda ulaşabilse... Bu dilek gerçekleşse bile aymazlığı sürdüren birçok insanın olacağı kuvvetle muhtemeldir; ama eleştiri de insanoğlunun ölümsüz yetilerinden biridir! Yaşam, bunun sağlamasını yapmış ve yapıyor! Tek insanoğlu da kalsa, bu süreç kesintisiz işleyecektir!
KALBİM AYAKLAR ALTINDA
hayatımın trenini kaçırdım
parmağımı bile kımıldatamadım
kalbim ardı sıra
dünyanın bütün raylarına serili
trenler kalbimin üzerinden geçiyor şimdi
başımı önümden kaldıramıyorum
ne ay umurumda
ne de o çok sevdiğim yıldızlar
dökülmeyen gözyaşlarımın ağırlığı altında
başımı önümden kaldıramıyorum
‘ben geleyim’ demedin
‘sen gel’ de demedin
nasıl da çabuk boyun eğdin
ve çekip gittin
anılar peşin sıra
umudum ve sabrım da
bu kırılmaz gururumla
artan bir hüzünle
azalan bir bedenle
dost görünen insanlar arasında
yapayalnız
ve sersemlemiş halde
gecedir
gökyüzüne bakmadan biliyorum
şimdi bütün yıldızlar
gözyaşlarımı serpiyor dünyaya
AMED’İN DOLUNAYI-SÎ YAYINLARI-2002
RUHLAR MAHŞERİ (TOPLU ŞİİRLER) – J&J YAYINLARI - 2015
Eleştirmen, yöneldiği alana ilişkin geleneksel ve ‘’çağdaş’’, bütün gelişmelerin ayrımında olmak zorundadır. Edebi bir tür olarak eleştirinin kendisi de sanatsal bir üründür ve kalıcılığı, eserleri aydınlatmasına bağlıdır. Eserleri aydınlatmak, yaşama ışık düşürme etkinliğidir ve çok önemlidir.
Sanat, nasıl insanlığın yazgısını paylaşmışsa, eleştiri de öyledir. Sanat, nasıl bir karşı çıkışsa, eleştiri de öyledir. Bütün sanatsal ürünlerin doğasında bir ‘’eleştirme’’ ruhu vardır. Zaten eleştiri de bu ürünlerdeki karşı çıkışa, katkı verme eylemidir.
Ben şimdi alanı biraz daraltayım da söylediklerimi daha bir netleştireyim. Kendi alanım olan şiire ilişkin çıkarsamalarımı da ekleyeyim de yazı daha bir toparlanmış olsun. Eleştiri, genellenebilir bir kavramdır, zaten ben de o yönüyle söze başlamıştım. Şimdi bir şair olarak şiire ilişkin olayı daha bir netleştireyim diyorum. Diyeceğim iyi bir eleştirmen, iyi bir şair olamayabilir! İlle de olmaz demiyorum ama. İyi bir şair ise iyi bir eleştirmendir. Eleştirme işi, en azından kendi şiiri için somuttur. Bununla ben şiirlerin sadece esinleme işi olmadığını da söylemiş oluyorum. Hiç esinlenme yok demiyorum; ama şiir sadece esinleme işi değil diyorum. Yani kalıcı şiirler yazmış bir şairin dünyasında, emeğin ne kadar ağırlıklı bir yer tuttuğunu söylemiş olayım. Kendi şiirindeki fazlalıkları atmayı bilmeyen biri, iyi bir şair olamaz! (DEVAMI VAR)
SÖZYÜZÜ / ÜÇ AYLIK EDEBİYAT DERGİSİ / KASIM 2021 / YIL: 1 SAYI: 2
Not: 2019’dan kaçmış, 2020’ye yakalanmıştık! 2020’den de kaçıp kıskıvrak 2021’e yakalanmıştık! Her gelen yıl, bir öncekini arattı! Korkarım ki bu kaçtığımız 2021’den de bela bir 2022’ye toslayalım! Toplum olarak yüreğimiz ağzımızda! Dünya yeni yılı eğlencelerle kutlarken, biz hangi kanaraya götürüleceğimizi bekleyen kurbanlıklar gibiyiz!
Toplumu havalandırmak gerekiyor! Ve barış mutlaka! Toplumu ekonomik ve psikolojik olarak rahatlatacak adımlar gerekiyor. Asgari ücretin karın tokluğuna yetmesi için bile, öncelikle zamların önüne geçmeli! Alım gücü, günden güne eriyor! Temel gıda maddelerindeki zamların önüne mutlak ve hemen geçmeli! Ağır hasta mahpuslar için yeni yılı bir afla başlatmalı! Kadına şiddetin önü alınmalı! Geleceğe güveni kalmayan toplumlar, iflah olmaz! Geleceğe olan güvenimizi yitiriyoruz! Karamsarlık ve umutsuzluk, kahredicidir. Topluma nefes aldırtmak gerekiyor! Oksijen ve ışık, oksijen ve ışık! Acilen demokrasi ve barış mutlaka! Yenilenmek gerekiyor; yenilenmek, yenilenmek, yenilenmek! Ve umut mutlaka!
Bir ömre sığmayacak kadar acılar yaşadık! Böylesi bir ruh daralmasıyla karşılaşmadım! Umarım toplumsal bir rahatlamayı da yaşarız!
Sağanak halindeki ölüm haberlerinden kahrolduk. Ölümler, şiddet, Kadın cinayetleri, iş kazaları, pandemi, zamlar… Yaşamı, yaşamayı, yaşatmayı önceleyen bir iklim ve mutlaka! Sevgiler, saygılarımla…