İnsan Hakları Derneğinin elektrik kesintileriyle ilgili açıklaması ve tavrı dikkatimi çekiyor,‘galiba normalleşiyoruz’ diye geçiriyorum içimden.
Çokta alışık olmadığımız bir durum.
Elektrik kesintilerinin İHD tarafından ‘Hak ihlali’ olarak değerlendirilerek duruma insan hakları üzerinden yaklaşımı aslında normal bir durum.
Şaşırmayı gerektirecek bir durum değil.
Ayrıca sevindirici de.
Evet, galiba normalleşiyoruz.
Geride bıraktığımız süreçte fiziki ihlalleri gündeme taşıyan, bunların açığa çıkarılmasında son derece önemli ve insani bir görevi üstlenen İHD’nin, elektrik kesintileriyle ilgili toplumun aydınlanma gibi son derece önemli hakkının ihlalinin ortadan kaldırılmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Kentlerde yaşayanların bu türden haklarının ihlalinin İHD gibi bir kurum tarafından gündeme taşınmış olması son derece önemli. Bu tavrın Dicle Vadi Projesi, Hevsel bahçeleri, Talay tepe gibi toplumsal hak ihlalleri konusunda da yoğunlaşması gerekir. Bu türden ‘Hak İhlalleri’nin gündeme taşınmış olması, toplumun genel desteğiyle buluşacağından sonuç alıcı olacaktır.
**
Diyarbakır ve seçim gerginliği
Yerel seçimlere 2 aydan az bir zaman kaldı.
Diyarbakır’da gergin bir seçim atmosferi olacağı sinyali rahatsızlık veriyor.
HÜDA-PAR’dan sonra AK Partililerle BDP’liler arasındaki yaralamalı ‘Seçim hadisesi’nden kaynaklı gerilim ortamının varlığının kimseye yarar sağlamayacağı kesin bir durum. BDP’nin güçlü olduğu alanlarda ‘Mağdur’ edebiyatının arkasına sığınarak oy oranı hesabı yapmak gibi bir hesap yapılıyorsa, tutmaz.
Kentin tamamı ile ilgili tabloya baktığımızda, partilerin alacağı oy oranları bellidir. Bir aşağı bir yukarı değişiklik gösterebilir, ancak büyük bir uçurum olması ihtimali yoktur. Bunlar bilinmesine rağmen demokrasi dışı yol ve yöntemlerin gündeme gelmiş olması Diyarbakır’ın demokrasi ruhuna uygun değil.
Partilerin birbirlerini hedef tahtasına oturtmasına hiç gerek yok.
Sonucu belli bir kavganın içine girenler, kavganın ortasında kuralları kendisi belirleyemez. Güçsüz olan en az yarayla nasıl kurtulurumun hesabını yapar. Güçlü olan ise daha vakur tavır içinde olmalıdır.
Aksi olursa, meydanda yapılan kavgaya ait ateşin kıvılcımları etrafa sıçrar.
Kente sıçrayacak alevlerin sorumluluğu ise büyük olur.
Güçlü olan da, güçsüz olanda bunun hesabını yapmak zorunda.