Dün gazetemizde şöyle bir haber yer aldı;
‘Kayyumla yönetilen Mardin’in Nusaybin İlçe Belediyesi, mülkiyeti belediyede olan 5 ayrı hizmet alanını konut ve ticari alana dönüştürdü.’
İçinde belediye var, ticaret var, kayyum var.
Dikkat çekici bir haber, üzerine yazmak gerekir diye düşündüm.
Başta Diyarbakır olmak üzere, bölgemizdeki bütün belediyeleri kayyumlar yönetiyor , belediyelere ait ne var ne yok ya satıyorlar ya da ‘bahşediyorlar’.
Neden satıp bahşediyorlar?
Geriye bir şey kalmasın diye!
Kendilerinden sonra gelecek olanlara hiçbir şey kalmasın, rahat hareket edemesinler, yönetemesinler diye.
Kurallar, görevin kapsamı kayyumlara böyle bir misyon yüklüyor mu?
Vikipediye başvurdum, kayyumun sözlük anlamını olduğu gibi aldım.
Hadi hep birlikte bakalım;
“Kayyım veya kayyum, yasalarla belirlenen bazı durumlarda, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimse. Arapça kama (durmak) kökünden gelir ve kıyam (yerine geçmek, yürütmek) kelimesinden türemiştir.
Kayyım olarak atanan kişi "kamu görevlisi" sayılır. Kayyım, genellikle ilgili yerleşim biriminin en yüksek mal memurudur. Bu nedenle genellikle illerde defterdar, ilçelerde ise mal müdürü kayyım görevlerini yürütür. Kayyımlık ile ilgili şikâyet ve başvurular varsa kayyım müdürlüklerine, yoksa mal müdürlüklerine veya defterdarlıklara yapılır.”
Diyor Vikipedi.
Bir malı idare etmek, korumak için atanmış yediemin kişi, şahsiyet, ekip olarak da tanımlayabiliriz. Özeti bu.
Nerede?
Ne var ne yok satıyorlar.
Emanete ihanet ediyorlar.
Halkın malını ticaret aracı olarak har vurup harmanda da savuruyorlar!
Nereye kadar?
Az kaldı.
Elektrik çarpmasa da halk çarpacak.
Bizim gücümüzün dışında olanı da ALLAH’A havale ettik, illaki çarpacak.
*
Elektrik işi çok ilginç bir aşamaya geldi.
Tam bir vurgun ve talan çalışması ile karşı karşıyayız.
Elektrik şirketlerinin, doğalgaz şirketleri de halkın tepesine atanmış kayyum gibi.
Amaçlar aynı, halkı soymak.
Soyulacak bir şey de kalmadı.
Çarpılacak bir şeyi kalmayan halk ne yapacak?
Sizi çarpacak!