Dünkü gazetemizin başlığı ‘Fiyatlar el yakıyor’ şeklindeydi.
Arkadaşlarımız çarşı pazar dolaşmış alışverişin nabzını tutarak sosyal habercilik yapmışlar. Sebze-meyveden başlayan diğer ürünlerle birlikte mutfağa, mutfak bütçesine oradan da aile bütçesine yönelen ‘Ekonomik terörizme’ dikkat çekmişler.
El ve ceplerimiz ‘Ekonomik terörizmin’ tehdidi altında, yüreklerimiz ise silahlı terörizmin tehdidi altında. Bu nedenle birbirini tetikleyerek hepimizin yanma hallerini ortaklaştırmak istedim. Ülke topyekûn yangın yeri oldu desek yeridir.
‘Buda geçer’ dememiz mi gerekiyor?
Diyemiyoruz, çünkü yangına dökülecek suyun kaynağını göremiyoruz!
Ufukta su kaynağı yok, görünmüyor!
Elinde benzin bidonları olanların siluetlerini seçiyoruz, bize yaklaşan adımlarının seslerini duyuyoruz.
Biz yangının içinde birileri yangından ‘mal’ kaçırıyor!
Bizim elimiz, cebimiz, yüreğimiz yanıyor.
Onlar hayal ettikleri dünya için bizlere mahkûmiyet kararları çıkarma peşinde.
**
Rusya vurdu, El Bab’da şehit var.
Dış müttefikler ‘yanlış koordinat aldık, özür dileriz’ diyerek diplomatik tarzla işi yürütüyorlar, iç müttefikler ‘Hesabı sorulacak’ diye naralar atıyorlar. Bahçeli, Rusya’dan ‘hesap sorulmalıdır’ diyor, iktidar onun bu talebini yerine getirecek mi?
Bahçeli durmadan hesap soruyor.
Daha önce de iktidardan, Cumhurbaşkanından, Başbakan’dan, Bakanlardan hesap soracağını haykırmıştı.
Soramadı, sormadı, iktidarla ortaklaştı. Ortaklaşanlar birbirinden hesap soramayacağı için, özellikle siyaset ortaklaşmalarında hesaplar tozlu raflara hapsedildiği için ‘Geçmiş olsun’ demek gibi bir gerçeğin altını çiziyoruz.
**
Hamasetle yangını körüklüyorlar.
Elimiz, cebimiz, yüreklerimiz yanmaya devam ediyor.
Ülke topyekûn yangın yeri!
16 Nisan’dan sonra bitecekmiş!
Yangın, ekonomik ve silahlı terörizm, bizi yakan ne varsa sona erecekmiş!
Yahu 1 Kasım seçimleri öncesi de demişlerdi de inanmamıştık.
Yoksa tarihi mi yanlış anladık, nedir?
16 Nisan 2017’yi kast etmişler meğer!
EEE hadi ‘HAYIR’lısı.
‘HAYIR’lı 16 Nisanlar!
Herkes pazarından HAYIR görsün.