Doğu Afrika'nın büyük bir kesiminde çiftçilere kâbus yaşatan çöl çekirge sürüleri bulutlar halinde uçmaktadır. Sudan, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirliklerinden sonra Pakistan, İran ve Irak’da görülmeye başlandı. Sınırlarımıza dayanan çekirge istilasının önümüzdeki günlerde bizi de meşgul edecek gibi görülüyor. Tarım alanlarını talan eden çekirge sürüleri büyük sorunlar ortaya çıkarmaktadır.
Bilim adamları çöl çekirgelerinin aşırı derecede üremesinin en önemli sebebinin başında; iklim değişikliklerinin geldiğini söylemektedirler. Afrika’da şiddetli ve düzensiz yağışların, okyanus akıntısındaki sıcaklık değişiminin, sera gazı artmasının sonucu olarak doğal yaşam dengesinin bozulması, çekirgelerin aşırı üremesine elverişli bir ortam oluşturuyor. Tek halindeyken yavaş hareket edip uçamazken, sürüler haline geldiklerinde hem hızlı hareket etme hem de uçma yeteneği kazanıyor. Fiziksel değişime uğruyorlar. Büyük sürülere ulaştıklarında çok uzak alanlara uçabiliyorlar. Saatte 20 km hız yapabiliyorlar ve günde 150 km mesafe kat edebilme yeteneğine kavuşuyorlar. Hareketleri yağış, rüzgâr ve sıcaklık değerleriyle yakın bağı olan çekirgeler; iklim değişikliğinin de etkisiyle rüzgâr hızı ve sıcaklık artışları çekirgeleri daha uzak alanlara uçmasına yol açıyor. Günde iki gram gıda tüketen çekirgelerin milyonlarcası, hatta milyarlarcası bir araya geldiğinde ciddi bir tüketime yol açıyorlar.
Bu tehlikeye dikkat çeken; BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) milyonlarca insanın geçim kaynaklarının risk altında olduğunu ve gerekli önlemlerin alınması konusunda uyarılarını yapmaktadır.
İnsanoğlu çekirge istilaları ile ilk defa karşılaşmıyor. Tarih boyunca sıkça karşılaşılmış bir durumdur. Yarattığı tahribatlar o kadar büyük olmuştur ki, tarihte birçok ülkede ciddi kıtlıkların yaşanmasına ve medeniyetlerin yok olmasına neden olmuşlardır.
Çekirge istilaları Dünyanın pek çok yerinde görüldüğü gibi; Osmanlı döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da büyük yıkımlara sebep oluyor.
Çekirgeler konusunda değerli bir çalışma yürüten Doç. Dr. Sevilay Özer, araştırmalarını ‘ANADOLUDA GÖRÜLEN ÇEKİRGE İSTİLALARI VE HALK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ (1914- 1945)’ adı altında kitaplaştırıyor. Yazar; Anadolu’da bilinen en eski çekirge istilasının 810 yılında Urfa’da meydana geldiğini belirttiği eserinde; Osmanlı döneminde yaşanan çekirge felaketlerini, alınan önlemleri, çıkarılan yasaları, çekirgeye karşı oluşturulan mücadele kurumlarına detaylı olarak yer vermektedir.
Ayrıca; Osmanlı toprakları dışında da birçok ülkenin bu saldırılara maruz kaldığını, 19.yy.da Rusya, 1730-1732 yılları arasında Almanya çekirge istilasına uğradığını, yapılan mücadelede istenen sonuçların alınamadığını ve çaresiz kalındığını, 1866 yılında Cezayir’de istila sonrası meydana gelen kıtlıkta 20 bin kişi öldüğüne yer veriyor.
Yazar Doç. Dr. Sevilay Özer; 1610 yılında İstanbul’da görülen çekirge sürülerinin sokakları sardığını, bulabildiği yeşillikleri tükettiğini, ev ve işyerlerine doluşan çekirgelerin yarattığı tahribatlar sonucu bazı evler yıkıldığını belgeleriyle anlatıyor.
Çekirge istilasına uğrayan yerlerde halkın mücadelede yetersiz kaldığı yerlerde Osmanlı askerlerinin devreye girdiğini belirtiyor. Hatta 1852'de Şam’a halka yardım için birkaç tabur asker gönderiliyor.
Yazar; Birinci Dünya Savaşı döneminde savaşın getirdiği olumsuz koşullara eklenen çekirge istilası, gıda ihtiyacını karşılayamayan halk da ciddi gıda ve sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Ege bölgesinden, İç Anadolu ve Mardin’e kadar olan birçok şehir ve kasabada yapılan mücadele 1950’li yıllarına kadar devam ettiğini aktarıyor.
Bu dönemde yaşam koşullarının zorluğu ve gıda sıkıntısı, karaborsa ortamının oluşmasına yol açıyor. Çok zor durumda kalan halk başka yerlere göç etmek zorunda kalıyor. Halkın yaşadığı bu kıtlık kıran durumu hafızasında silinmeyen izler bırakıyor. Halk yaşadığı bu durumları türkülerine ve el sanatlarında işledikleri motiflere kadar yansıtıyorlar.