EJDERHALARIN MİTOLOJİDE YERİ -2

Mümin Ağcakaya

 

 

M.Ö. 3.000’lerde Sümer mitolojilerinde işlenmeye başlanan bu tema Yunan ve Hıristiyan mitolojik öykülerini de derinden etkilemiştir.  

 İbraniler Eski Ahit'lerini, Yunanlılar İlyada ve Odisseia'yı yazmadan bin yıl önce, Sümer'de mitler, destanlar, ilahiler ve ağıtlar ve sayısız atasözü, fabl ve deneme derlemesinden oluşan zengin bir edebiyat ortaya çıkarmışlardır.

        Ünlü Sümerolog Samuel Noah Kramer; Babil’lilerin, tanrıça Tiamat ve onun ejderha ordusunun öldürülüşünü konu alan özgün bir Sümer öyküsü olduğunu söylemektedir. Yazarın ‘’Tarih Sümerlerde Başlar’’ kitabında bu konuda elde edilen ve çözümlemesi yapılan belgelere dayanarak detaylı bilgiler sunmaktadır. Yazar Samuel Noah Kramer; bu öykülerde geçen ‘Kur’ sözcüğünün Sümerlerde ülke anlamında kullanıldığını belirtmektedir. Etraflarını çevreleyen dağlık ülkeler Sümer ülkesi için sürekli bir tehdit oluşturuyordu. Sümerler kendilerini, Kur-Gal yani büyük ülke, olarak gördüklerini, Sümer ülkesini tehdit eden bu dağlı ülkelere veya yer altında yaşadığı varsayılan büyük canlılara da ‘Kur’ denme olasılığının altını çizmektedir. Tabletlerdeki çözümlemelerinde Kur’a karşı savaşımda elde edilen başarının; yer altındaki canavarların veya dağlı ülkelerin yenilmesinin mitolojik bir anlatımla kayda geçme olasılığının güçlü olduğunun yazmaktadır.

Değerli araştırmacı yazar Samuel, M.Ö. 3000 yıllarında Sümer’de geçen üç ejderha öldürme öyküsünü bizlere aktarmaktadır. Çözümlediği tabletlerin içeriğine ilişkin kısaca;   

   ‘’ Ejderha-öldürme uyarlamalarından ilki en özgünü gibi görünmektedir; öykünün ayrıntıları az olmakla birlikte önemli ve öğreticidir. Çünkü ilk elde, tanrı ve Kur arasındaki savaş gök ile yerin ayrılmasından hemen sonra gerçekleşmiş gibidir. Dahası, işlenen suç büyük bir olasılıkla bir tanrıçanın kaçırılmasıdır.

        Gök ile yer ayrıldıktan sonra, gök-tanrısı An göğü, hava tanrısı Enlil yeri ele geçirmiştir. Çirkin hareket bundan sonra gerçekleşir. Tanrıça Ereşkigal, büyük bir olasılıkla Kur’un kendisi tarafından kaçırılıp ölüler diyarına götürülür. Bunun üzerine, Sümer kökeni belirsiz olmakla birlikte İÖ üçüncü binyılın sonlarına doğru Sümer panteonunun en önemli tanrılarından biri olan su-tanrısı Enki, tanrıça Ereşkigal’in kaçırılmasının öcünü almak ve Kur’a saldırmak için bir gemiyle yola çıkar. Kur, irili ufaklı her türden taşla zalimce karşılık verir. Üstelik Enki’nin gemisine, kuşkusuz egemenliği altındaki ilksel sularla arkadan ve önden saldırır.

 İkincisinin kahramanı, Babil’lilerin “Yaratılış Destanı’nda “tanrıların kahramanı” rolünü oynayan, Babil tanrısı Marduk’un önceli olan Ninurta’dır.

Üçüncüsünde başrolü oynayan, Sami tanrı İştar’ın karşılığı, İnanna’dır.’’ Demektedir.

 Çözümlemesini yaptığı bu tabletlerin içeriğinden; Sümer tabletlerinin pek çoğunun henüz çıkarılamamış, bu yüzden de o döneme ait birçok şeyin bilinememesine rağmen, elde edilen metinlerin dahi; çok zengin ve güçlü içeriğe sahip olmasından dolayı; Yunan mitolojisini derinden etkilendiklerini ortaya koymaktadır. Yazar Samuel çözümleme ve yorumlarının devamında:

       ‘’ Ejderha-öldürme uyarlamalarından ilki en özgünü gibi görünmektedir; öykünün ayrıntıları az olmakla birlikte önemli ve öğreticidir. Çünkü ilk elde, tanrı ve Kur arasındaki savaş gök ile yerin ayrılmasından hemen sonra gerçekleşmiş gibidir.    

         Ejderha-öldürme mitinin ikinci uyarlamasında Ninurta’nın Başarıları ve Yiğitliklerinin anlatıldığı, uzun bir destanın parçasıdır.

       Öykünün kahramanı, Sümerlerce hava-tanrısı Enlil ’in oğlu olduğu düşünülen savaşçı-tanrı Ninurta’dır. İlahi türünden bir girişten sonra, öykü, tanrının silahlarının kişileştirilmiş biçimi olan Şarur’un Ninurta ’ya verdiği bir söylevle başlar. Ninurta’nın kahramanca niteliklerini ve başarılarını uzun uzun övdüğü konuşmasında, Ninurta’yı Kur’a saldırıp yok etmesi yönünde kışkırtır. Ninurta söyleneni yapmaya girişir.   Ninurta, Kur’a emrindeki bütün silahlarla şiddetli bir biçimde saldırır, Kur tamamıyla yok olur.

         Ancak Kur’un yok edilmesiyle, ülkede ciddi bir felaket baş gösterir. Kur’un egemenliği altındaki ilksel sular yeryüzünü basar ve bunların şiddeti sonucunda tatlı su tarlalara ve bahçelere ulaşamaz. Ülkenin, sulanması ve tarıma hazırlanmasıyla yükümlü olan tanrıları, ümitsizliğe kapılırlar. Dicle’nin suları yükselmez, artık ırmak iyi su getirmez.’’ Kur yıkılır, ejderhalar öldürülür.

      ‘’ Ejderha-öldürme mitinin üçüncü; uyarlamasında ejderhayı öldüren bir tanrı değil, aşk tanrıçası İnanna’dır.’’

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.