EĞLENCELİ VE VERİMLİ BİR YARIYIL TATİLİ NASIL OLMALI?

Birsen İnal

 

*Bugünkü yazıma yaklaşık son iki aydır okula gidemeyen tüm çocuklardan ve velilerinden özür dileyerek başlamak istiyorum. Bağışlayın beni lütfen!

22 Ocak 2016'da başlayıp 5 Şubat’a kadar devam edecek yarıyıl tatili sebebiyle öğrencileri ve ailelerini şimdiden biraz tatlı bir telaş ve birazcık da kaygı sardı bile. Çocuklar için tatlı telaş; gece yarılarına kadar televizyon seyretme, bilgisayarda sonu gelmeyen oyunlar oynama ve ertesi gün öğle saatlerine kadar uyuma imkânı gibi görünen yarıyıl tatili, çalışan anne babalar içinse, ‘Biz şimdi ne yapacağız?’ kaygısını akla getirebiliyor.

Hayır, bu kaygıya hiç gerek yok. Çocuklar ve aileler için yarıyıl tatilini hem eğlenceli hem de verimli geçirmek çok kolaydır aslında. Küçük bir stratejiyle haledilebilir. Nedir bu strateji? Kaygıya yer vermeden yapılacak tek şey; iyi bir planlamadır elbette ki.

Hiç vakit kaybetmeden çocuğunuzla birlikte oturup bir plan yapınız ve bu plana çocuğunuzu mutlaka dâhil ediniz. Çünkü çocukların siz büyüklerin hiç tahmin edemeyeceği çok farklı planları vardır. Plana dâhil edilen çocuk, çalışma saatlerinde çok daha istekli olur. Böylece çocukların faal olarak katılacağı etkinliklerle planlanan bir yarıyıl tatili verimli geçer. Hazırlanan planda eğlenmeye de çocuğun istek ve eğilimleri doğrultusunda yer verilirse, tatil verimli geçeceği gibi eğlenceli de geçer. Tatil planını hazırlarken çocukların tatilden beklentileri, yapmaktan hoşlandıkları ve başarılı oldukları mevcut ilgi alanları da göz önünde bulundurmayı unutmayınız.

 

Sınava hazırlanan çocuklar için aileler tatili bir sıçrama tahtası olarak görebilirler. Ancak çocuklar robot değildirler. Düğmeye bastığınızda, hazırlayıp yüklediğiniz belli bir programa göre çalışsınlar. Bunu unutmayalım lütfen! Onların da dinlenmeye ve eğlenmeye ihtiyaçları vardır. Dersler kadar dinlenme ve eğlenmelerine de fırsat verilmelidir. Örneğin hafta sonu kısa bir gezi ile yarıyıl tatilini taçlandırabilirsiniz. Bu kısa dinlenme ve eğlenme çocuğunuzu olumlu yönde motive eder. Kısacası planlı bir şekilde tatili geçiren çocuk ikinci yarıyıla istekle başlar. Aksi takdirde okula yılgın ve bitkin bir şekilde döner.

 

Diğer bir konu da karne ve düşük nottur. Lütfen karneyi sendroma dönüştürmeden, düşük notlar için çocuklarınızı yargılamadan ve yadırgamadan hangi derslerde zorlandığını beraberce konuşmanız ve bunun nasıl üstesinden gelinebileceğini değerlendirmeniz gerekir. Bu değerlendirmeyi yaparken de üslubunuza dikkat etmeniz gerekiyor. Aksi bir tutumunuz çocukları olumsuz yönde etkileyebileceği gibi tatillerini de adeta bir kâbusa çevirebilir. Bu durumun engellenmesi için siz ebeveynlere düşen birincil görev, çocuklarınıza koşulsuz kabul ve sevgiyi hissettirmenizdir. Sadece karnedeki başarısızlıkları değerlendirmemek, öncelikle başarılı notlar için çocuklarını tebrik etmektir. Başarılı not derken; ders ayrımı yapmayınız lütfen. Bunun yerine çocuğunuzun yetenek ve ilgi alanlarını göz önünde tutunuz derim.

 

 

Tatil; öğrenciler için yoğun okul temposundan sıyrılıp dinlenme ve eğlence anlamına, ebeveynler içinse getirilen düşük notları düzeltmek için bir fırsat olarak görülürse aile büyüklerinin ‘başarısızlığı telafi’ baskısı ile çocukların ‘dinlenme hakkı’ düşünceleri ebeveyn ve çocuk arasında bir uyuşmazlık oluşturur. Böylece eğlenceli ve verimli geçirebilinecek iki haftalık bir tatil süreci aile için de çocuk için de kâbusa dönüşebilir.



Kaş yapayım derken göz çıkarmayın lütfen!

Çocuğunuzu bu süreçte hiçbir akranıyla kıyaslamayın. Her çocuk başlı başına bir değerdir. Yetenek ve ilgi alanları değişiktir. Bu bağlamda başarı/başarısızlıklarını değerlendirirken lütfen üslubunuza dikkat ediniz. Üslubunuz ve aşırı baskıcılığınızın çocuğunuzda özgüven eksikliğine sebebiyet vererek beraberinde geri dönüşü olmayan ruhsal çöküntülere kapı aralar. Öncelikle çocuğunuz tanıyınız. Bir dahi doğurduğunuzu düşünmeyiniz. Çocuğunuzu olduğu gibi kabul ediniz. Eğer öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği gibi akademik başarıyı etkileyen konularda sıkıntısı varsa; hiç vakit geçirmeden bir uzmanın kapısını çalınız.


Son olarak kitap okumanın yarıyıl tatillerinin vazgeçilmezi olduğunu hatırlatmak isterim. Kitap okumanın bir ödev olmaktan çıkarılıp alışkanlık haline getirilmesinde anne-baba olarak sizlere çok büyük görev düşmektedir. Bu konuda çocuğunuza mutlaka rol model olmalısınız. Siz okursanız çocuğunuz da okur. Siz boş zamanlarınızı tv, pc başında geçirirseniz çocuğunuz kitap kurdu olmasını beklemeyiniz.

Tatilin ilk günü hafta sonudur. Bir bahaneyle çocuğunuzu bir kitapçıya götürerek okumak istediği kitabı/kitapları çocuğun kendisinin seçmesini sağlayınız. Kendinize de okuyacağınız bir kitap almayı unutmayın lütfen.

 

Tüm çocuklara ve ailelerine eğlenceli ve verimli bir tatil diliyorum.

 

Birsen İNAL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.