Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, eğitim-öğretim dönem sonuna nedeniyle eğitim ve öğretime ilişkin hazırladığı raporu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Eğitim Sen 1 Nolu Şube’de yapılan basın toplantısında konuşan Eğitim Sen 1 Nolu Şube Başkanı Abbas Şahin, içinden geçilen süreci “sorunların yoğun olduğu kaos dönemi” olarak tanımladı.
Türkiye’de eğitimin her zaman sorun olarak görülen bir alan olduğunu savunan Şahin, eğitim alanının en fazla “ötekileştirildiği alan” olduğunu söyledi. Şahin, “Çünkü eğitim ötekileştirildiği zaman eğitimsiz insanların yönlendirilmesi daha kolay olabilmektedir. Bunun için ülke genelde bir politika belirlemez, günü birlik hareket etmeye çalışır. Bir politika belirlemediği için bu şu ana kadar bununla karşı karşıyayız.” dedi.
‘EĞİTİM İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HAL ALDI’
“Son dönemde yaşanan çatışmalar, darbe süreci, OHAL ve çıkarılan Kanun Hükmünde kararnamelerle eğitimin içinden çıkılmaz bir hal aldığını belirten Şahin, “Bu süreç içerisinde binlerce öğrencimiz etkilenmiş, binlerce arkadaşımız etkilenmiş, toplumsal bir travma yaşanmıştır. Bu toplumsal travmanın etkileri yavaş yavaş ortaya çıksa da sosyal anlamda yaşanmış travmaların etkileri çok uzun sürede ortaya çıkacak ve çok büyük tahribatlara neden olacaktır.“ diye konuştu.
Aralık 2016’da bölgede süren çatışmalara karşı duyarlılık yaratmak için Eğitim Sen’in “Çocuklar, ölmesin eğitim hakları elinden alınmasın” adıyla bir günlük iş bırakma eylemi yaptığını hatırlatan Şahin, “Bu tamamıyla insani ve sendikal eylem olmasına rağmen iktidar tarafından kriminalize edilerek öğretmenler hedef haline getirildi. Özellikle bölgede yaşanan bu sorunlara duyarlı olmak insani bir görevdir.” diye belirtti.
‘HADEF HALİNE GETİRİLDİK’
Darbe girişiminin ardından sendikalarının hedef haline getirildiğini öne süren Şahin, “Eğitim Sen, KESK bütün darbelere karşı olmasına rağmen 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimin ardından hedef haline getirildi. Hedef haline getirilmesinin sebebi nedir? Örgütlü duruşudur, öngörülü yaklaşımlarıdır. İktidarlar hiçbir zaman örgütlü ve öngörülü durumları kabullenemezler ki biz de tarihi boyunca bunun mücadelesini vermişiz. Bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Bölgedeki çatışmaların durması talebi ile yaptıkları iş bırakma eyleminin ardından üyelerine “eğitim ve öğretimi aksattıkları için soruşturma açıldığını” hatırlatan Şahin, 14 bin öğretmenin 3 ay süre ile açığa alınmasını “Bu da binlerce öğrencinin eğitimden mahrum bırakılması anlamına geliyordu. Bu, iktidar tarafından hiçbir şekilde görülmedi.” dedi.
’33 BİN ÖĞRETMEN İHRAÇ EDİLDİ’
Şahin yaptığı açıklamanın ardından “2016-2017 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” başlığı ile hazırladığı raporu basın mensuplarıyla paylaştı.
Rapor’da 2016-2017 eğitim öğretim yılının, eğitime yönelik en ağır saldırıların yaşandığı belirtildi. Raporda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan 33 bin 128 öğretmen, 5 bin 318 akademisyen ve 1194 idari personelin idari ve siyasi kararlarla neyle suçlandıklarını bile bilmeden kamu görevlerinden ihraç edildikleri açıklandı.
İhraçlarla en büyük travmayı çocukların yaşadığının vurgulandığı raporda, “2016-2017 eğitim öğretim yılında en büyük travmayı öğretmenleri, anne-babaları haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen çocuklar yaşamıştır. Yüz binlerce çocuk; çaresizlik, utanç, suçluluk, ürkeklik-korkaklık, endişe, öfke, kırılganlık, güvensizlik, değersizlik, anlamsızlık vs. gibi olumsuz duygularla baş etmeye çalışarak eğitim hayatlarını sürdürmeye çalışmıştır. Özellikle ebeveynleri kamudan ihraç edilen ve örgün eğitim içinde yer alan çocuklar için, okul idareleri ve rehberlik servisleri herhangi bir çalışma yapmayarak yaşanan psikolojik tahribatın daha da büyümesine neden olmuşlardır.” denildi.
‘EĞİTİM SİSTEMİ TİCARİLEŞTİRİLDİ’
Eğitimin gittikçe ticarileştiğini ve beli gruplara terk edildiği savunulan raporda, “Eğitim sistemi göz göre göre çürümeye terk edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Eğitim müfredatının eleştirildiği raporda, “Dolayısıyla eğitim müfredatı, yaşamı bir bütün olarak kavramalı ve öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek örenme yaşantılarını içeren bir biçimde içerikte hazırlanmalıdır” tespiti yer aldı.
Raporda, Diyarbakır merkez ve ilçelerinde ihraç edilen, açığa alınan, idari ve haklarında soruşturma başlatılan öğretmenlere dair bilgiler yer aldı.
Hazırlanan raporun sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı: “Kamuda ve eğitimde siyasi ve idari kararlarla hayata geçirilen hukuksuz ihraçlar ve açığa almalar, sendikal faaliyetlerden zorlama yorumlarla suç üretme çabaları, okulların eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştırılması, öğrencilerin yarış atı gibi sınavdan sınava koşturulması, öğretmenlerin sözleşmeli istihdam edilerek esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlanması, siyasal kadrolaşmanın arttığı, eğitimde farklı dil ve kimliklerin dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin sağlıklı nesiller yetiştirmesi mümkün değildir.”