Yarım asra yakın bir zaman dilimini eğitim emekçisi olarak geçiren emekli bir öğretmen olarak hem de Diyarbakır’a gönül veren Diyarbakırlı bir yazar olarak ben de birkaç satır yazmak istedim. Konu ne diyecek olursanız; malumunuz olmak üzere günlerdir gündemden düşmeyen bir şehir kitabı skandalı…
Kitap, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2023 Eğitim Vizyonu belgesi çerçevesinde bölge illerindeki ilkokullarda okutulmak üzere hazırlanan bir şehir tanıtım kitabı. İyi hoş da ama ‘ŞEHRİMİZ DİYARBAKIR’ kitabında, 'Şehrin Riskleri' adlı bölümde,”şiddet madde bağımlığı ve cinsel istismar" gibi skandal ifadelerin yer almasının şehrin kültürel, sosyal ve fiziksel tanıtımıyla ne alakası var???
Elbette alakasız ve kasıtlı ifadeler bunlar. Kamuoyunun tepkisi üzerine kitap kitabın pdf’i geçici olarak yayından kaldırıldı kaldırılmasına da ya dağıtılan kitaplar, çocukların eline geçen kitaplar ne olacak. Okunduysa ki okunmuştur belleklerden nasıl silinecek? Olmadı! Yeter yapmayın! Daha bir özen gösterin! Bu kaç skandal beyler? Maksatlı algı mı oluşturuyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Bu kadarına da pes doğrusu!
Eğitim işi ince iştir. Söze eğitimin kısa bir tanımıyla devam edip amaçlarına kısaca değinelim. Eğitim: Bireyin yetenek, tutum ve davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür.
Eğitim amaçla başlar, öğretme-öğrenme etkinlikleriyle devam eder ve değerlendirme ile son bulur. Sürecin bu mantığı bütün kültürler için aynıdır. Amaçların içeriği ve öğrenme için kullanılan öğretme yöntemleri, kaynakları kültürden kültüre göre değişebilir, fakat sürecin doğası değişmez.
Eğitim, insanın değerler sistemini ve inançlarını etkileyerek hayata bakışını belirler. Eğitim, doğumdan ölüme tüm yaşam boyunca çok önemli etkiler yaratır; başarıyı, duygusal bütünlüğü ve toplumsal ilişkileri belirleyici rol oynar. Kısacası eğitim; bireyi daha iyiye, daha güzele, daha yararlıya ulaştıran bir yaşama sanatıdır eğitim.
Eğitimi bu genel yönüyle tanıdıktan sonra, çok iyi biliriz ki toplumların, ülkelerin hatta tüm dünyanın geleceği iyi ve doğru eğitilmiş nesillerle sıkı sıkıya bağlıdır. İyi ve doğru eğitim de, öncelikle iyi ve doğru öğrenme ve öğretme ile başarıya ulaşır. O halde, iyi öğrenmek ve öğretmek için kullanılan yazılı kaynakların insanlığa en iyi yararlı olabilecek şekilde titizlikle ve EHİL kişilerce olabildiğince titizlikle, doğru bilgilerle hazırlanılması kaçınılmaz bir şart olarak karşımıza çıkıyor.
İşte bu bağlamda EĞİTİM-ÖĞRETİMDE kullanılan yazılı kaynakların hazırlanmasında konuların ve işin ehli olan kişilerle masaya oturulması şarttır. Yıllarımı bunu söyleyerek geçirdim, sesli düşündüm ama sesimi duyan ya da duymak isteyen olmadı. Çünkü öğreten öğretmendir. Sınıfta kullandığı kaynakların ne denli faydalı içeriklerle dolu olup olmadığını o bilir… Dedikten sonra aşağıdaki metne de göz gezdirelim derim.
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu hükümlerine göre; İçerik Bakımından Eğitim Araçlarının Özellikleri Şöyledir:
1) 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu hükümlerine uygun
olmalıdır.
2) Bilimsel hata bulunmamalıdır.
3) Eğitim aracının kişi ve kuruluşları yıpratıcı özellikte olmamalıdır ve siyasî propaganda amacı taşımamalıdır.
4) Eğiticilik ve öğreticilik nitelikleri bakımından, hitap ettiği eğitim kurumlarının özel amaçları ile ders programlarını desteklemeli ve istenen düzeye uygun olmalıdır.
5) Eğitim aracının, öğrencilerin eğitim düzeyleri yanında, yaş ve
bilgi düzeylerine uygun olmalıdır.
6) İmlâ, noktalama ve diğer dil bilgisi kurallarına uygun olmalıdır.
7) Türkçe özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan doğru
kullanılmalıdır.
Sonuç olarak: Eğitim, hem bireyin geleceğine yeni ufuklar açmalı hem de doğru kaynaklarla rehber olmaktan uzak kalmamalıdır