TİGRİS HABER - Üç tarafı derin vadilerle çevrili, bir tarafı ise oyularak yekpare kaya üzerine oturtulan Eğil Kalesi'nde Dicle Üniversitesi (DÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecihi Özkaya başkanlığında yürütülecek kazıda tarihe ışık tutacak önemli bulgulara ulaşılması hedefleniyor.
İlçedeki turizm faaliyetleri ile kazı alanında inceleme yapan Vali Münir Karaloğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Eğil ilçesinin ve çevresinin tarihi, doğası ve kültürüyle önemli bir bölge olduğunu söyledi.
Ziyaret tepesi denilen alanda 2 peygamber ve birçok Nebi'nin kabrinin bulunduğunu ve bunun da önemli bir değer olduğunu ifade eden Karaloğlu, "Eğil'de kale ile ziyaret tepesini birbirine bağlayan bir yürüyüş yolu yapıyoruz. Bölgeye gelen ziyaretçiler, Eğil Kalesi'ni gezdikten sonra buradan ziyaret tepesine yürüyerek gidebilsinler. Eğil'deki değişim ve dönüşümü sizler de izliyorsunuz. Eğil'in gerçekten çehresi değişiyor. Yeşil ve beyaz bir Eğil'e dönüşüyor." dedi.
İlçede yapılan peyzaj ve altyapı düzenlemelerine de değinen Karaloğlu, şunları kaydetti:
"Eğil, Diyarbakır'ın hem inanç turizmi hem de kültür ve doğa turizmi açısından en önemli bölgelerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu kale bölgenin en önemli kalelerinden biri. Devletimiz, hükümetimiz Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izinleriyle artık burada kazılarımız başladı. İnşallah bundan sonra buradaki kazılarla Eğil ve Eğil Kalesi daha çok Türkiye ve dünya gündeminde olacak diye temenni ediyorum."
"Bu hafızanın şifrelerini çözebilmek için arkeolojik kazılara başladık"
Kazı başkanı Prof. Dr. Özkaya da Eğil Kalesi'nin doğal savunma imkanına sahip bir kayalık üzerine kurulduğunu belirtti.
Dönemin yaşantısı ve koşulları gereği savunmanın oldukça önemli olduğunu ifade eden Özkaya, bu anlamda Eğil kayalıklarının gerek yerleşik insanlar gerekse de yöneticiler için uygun savunma koşulları sağlamakta olduğunu kaydetti.
Özkaya, Eğil'in Mezopotamya bölgesinde ayrı bir yeri olduğuna işaret ederek, korunan kalıntılarıyla yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihin gün yüzünde olduğunu aktardı.
"Eğil'de kazı yapılmasının sebebi, Pagan, Hristiyanlık ve İslami dönemlerin tüm anılarının canlı olarak yaşanmasından kaynaklanmakta. İslami açıdan her kayalığına, her mezarına değer atfedilmiş. Hristiyanlık döneminde tüm kayalıklar kutsal kabul edilmiş. Gerek kaya kiliseleri, gerek inziva evleri gerekse de mimari tarzda inşa edilen kiliseleriyle ayrı bir öneme sahip. Pagan açısından değerlendirdiğimizde ise siyasi açıdan günümüz emperyalist devlet anlayışının temellerinin şekillendiği yer." ifadelerini kullanan Özkaya, Diyarbakır ve Eğil'in turizm potansiyelini harekete geçirmede de bu kazının büyük katkısı olacağını aktardı.
Özkaya, şöyle konuştu:
"Eğil Kalesi, Mezopotamya'ya uyarlanabilecek yönetim sistemlerinin açıklığa kavuşturulmasıdır. Kutsi inançların ve Pagan inançların geçirdiği evreler açısından, Diyarbakır'da sürekli adları anılan uygarlıkların somutlaştırılıp belgelendirilmesi açısından bu kazı ayrı bir önem taşımaktadır. Eğil, Mezopotamya'nın kültürel hafızası durumunda. Bu hafızanın şifrelerini çözebilmek için arkeolojik kazılara başladık. Burada atılan her kazma geçmişe yönelik açılmış bir dehliz ve o dehlize sızan ışıklar gibi. Bu nedenle Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Anadolu'nun Mezopotamya'ya açılan kültür kapılarından birini aralamaya çalışıyoruz."
"Elde edilecek sonuçlar Güneydoğu geneline uyarlanabilecek bilgiler"
Kalede Asurlular'ın varlığına dair bulgular olduğunu anlatan Özkaya, Hristiyanlığın en erken evresine ait ve bütün mezheplerin temsil edildiğine dair bazı işaretler, belgeler bulduklarını belirtti.
Özkaya, "Tarih boyunca birbirleriyle düşman ilişkiler kuran Hristiyan mezheplerinin bir arada buradaki bir mekanı kutsallaştırmasının sebebi belki Eğil'in coğrafyası, doğası veya geçmişinden kaynaklanmaktadır. Dinlerin bir arada huzur bulduğu, farklı etnik kökenlerin bir yerde kardeşlik havası içerisinde yaşadığı ve Diyarbakır'ın kültürel silsilesinin bütün izlerinin algılanabileceği bir ortamdır Eğil Kalesi. Burada elde edilecek sonuçlar Diyarbakır özeline ve Güneydoğu geneline uyarlanabilecek bilgiler ve verilerdir." şeklinde konuştu.
"Önemli bulgulara ulaşıyoruz"
Bu kazıda derinliğe indikçe farklı uygarlıklara ait izlere rastlayacaklarına dikkati çeken Özkaya, kazı çalışmalarının yıllarca süreceğini bildirdi.
Özkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha kazılara başlamadan Hristiyanlığın 4 mezhebi tarafından kutsallığı kabul edilen kilisede yaklaşık 40 gümüş ve tunç sikke bulduk. Bu sikkeler üzerinden edindiğimiz bilgi, 18. yüzyılda Avrupa'nın en azından 3 ayrı ülkesinde Eğil'e hala ilginin yoğun olduğu anlaşılmakta. 1862'li yıllarda oryantalistlerin, seyyahların notlarına baktığımızda bölgeye gelen seyyahlar Eğil'e uğramadan geçmemişlerdir, Eğil ile ilgili söylemleri vardır. Henüz kazıların ilk günlerinde önemli bulgulara ulaşıyoruz. Fazla tahrip edilmemiş olmakla birlikte genelde doğanın ve zamanın tahribine uğramasına rağmen birçok değeri iyi korunmuş."
Kazı çalışmalarının Eğil Belediyesinden 30 işçi ile başladığını ifade eden Özkaya, zamanla bu sayının artacağını dile getirdi.
Özkaya, iklim şartları el verdiği müddetçe kazılara ara vermeden devam edeceklerini belirterek, "Buradan beklentilerimiz çok yüksek. Beklentilerimizin ötesinde belki ilk kez ortaya çıkacak ve bilinmeyen birçok şeye ışık tutabilecek. Sadece bölge özelinde değil Mezopotamya geneline uyarlanabilecek bir takım bilinmezleri de göreceğiz." diye konuştu. (AA)