Uzun zamandır düşündüğüm ‘Efsane’ Diyarbakır spor’ un son dönem hikâyesini anlatmak istiyordum, şimdiki zamana denk geldi. Tesadüf bu ya, yazıya başladığım dakikalarda haber merkezinden bir not geldi, ‘Diyarbakır spor Başkanı istifa etti’ diye. Neyse, istifa bir tercih, zaten yazacağım yazıyla da bir ilgisi yok.
Son zamanlarda, ciddi gündem olmaya başladı Diyarbakır spor. Sosyal medya üzerinden ‘Efsane Diyarbakır’ sloganı ile kentin gündemi olmaya da devam ediyor. Zaten Başkanın da istifasından da anlaşılacağı gibi, sürekli başkan ve yönetim değişikliği oluyor.
İçinde bulunduğumuz sezon da 3 kez kongre yapıldı, yönetim değişti. Yönetim kurulu üyeleri, sürekli hareket halindeler, kurum, kuruluşları, siyasi partileri ziyaret ediyorlar, ziyaret ettikleri kişilerin adlarının yazıldığı formaları hediye ediyorlar.
Hak eden, etmeyenlere dağıtılan formaların ne adına, neden dağıtıldığının anlam ve önemi üzerinde durmuyorum. Ancak, şunu biliyorum; kulübe faydası olana verilmesi gereken bir geleneğin varlığını hatırlatmak isterim.
Efsane kulübün efsane karışıklığı kentte kamuoyunun da kafasını karıştırıyor. Yıllardır ‘Bu takım benim’ diyen bir kişi, sosyal medyada sürekli mahkeme belgeleri yayınlıyor, ‘Takımımı bana verin’ diyerek gündem yapıyor.
Diğer yandan sürekli değişen bir yönetim var.
Amatörde olan bir takım için ‘memleket sevdası adı altında bu ısrar neden’ diye sormamak mümkün değil.
Nedeni benim için, hatta konuya vakıf insanlar için sürpriz değil.
Net ifade ediyorum; Diyarbakırspor’a merhum Başkan Ahmet Göksu döneminde spor tesisi yapılmak üzere hibe edilen 100 dönümlük araziye göz dikildiğini iddia ediyorum. Yoksa amatörde olan bir takım için bu iddia niye?
Şanlıurfa yolu üzerinde 100 dönümlük arazi Diyarbakırspor’a tesis yapılması şerhi ile hibe edilmişti. Şöyle diyeyim; Şu an kentte yaşamayan eski Diyarbakırlılardan yeni nesil Diyarbakırlılara ‘hibe’, hediye…
Kimseyi şahsi olarak suçlamıyorum, ancak, birilerinin 100 dönümlük araziyi hedeflediklerini söylemek haksızlık olmayacak.
Diyarbakır sevdası, Diyarbakır spor sevgisi falan filan hikâye.
Yok, ‘efendim efsane imiş, sahip çıkıyoruz.’
Bunlar lafı güzaf!
Diyarbakır spor’un efsane olduğu yılların gerçek tanığıyım, yaşanan sıkıntıların ne olduğunu en iyi bilenlerdenim. O gün bu sıkıntıları takmayan zihniyet, bugün efsane sloganları ile ilerliyor.
Efsane Diyarbakır spor mu, 100 dönümlük arazi mi?
Sayın valiye, aynı zamanda Büyükşehir’in sayın başkanlarına sesleniyorum; Bu araziyi Diyarbakır’a, kentin spor tesisleri olarak organize etmekten başka çare yok. Bakalım o zaman ‘efsane Diyarbakırspor’ hikâyesi devam edecek mi?